Başbakan Binali Yıldırım, AKPM'nin Türkiye'nin 2004'te çıktığı denetim sürecine yeniden alınmasıyla ilgili kararına ilişkin," Uluslararası kuruluşlar maalesef Avrupa'da yükselen bu ırkçılığın etkisinde kalarak böyle kararlar alıyorlar. Bunlar bölgesel ve küresel barış için faydalı kararlar değil. Türkiye olarak biz bu kararı tamamen siyasi olarak görüyoruz. Türkiye'nin gerçekleri ile örtüşmüyor" dedi.

 

Başbakan Binali Yıldırım, AKPM'nin Türkiye kararına yönelik basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Başbakan Yıldırım karara ilişkin şu ifadeleri kullandı:" Bu karar şunu gösteriyor son zamanlarda Avrupa'da İslamafobi, ırkçılık Türkiye karşıtlığı gibi politikaların Avrupa Konseyi Parlamentosuna yansımasıdır. Uluslararası kuruluşlar maalesef Avrupa'da yükselen bu ırkçılığın etkisinde kalarak böyle kararlar alıyorlar. Bunlar bölgesel ve küresel barış için faydalı kararlar değil. Türkiye olarak biz bu kararı tamamen siyasi olarak görüyoruz. Türkiye'nin gerçekleri ile örtüşmüyor, hiç kimse Türkiye gibi 15 Temmuz travmasını yaşamadı. Yaşamadıkları için Türkiye'de neler oldu , Türk halkı hangi badirelerden geçti ve buna karşı Türkiye'nin alması gereken tedbirler nelerdi bunları maalesef zahmet edip derinliğine inceleme fırsatı bulmadılar, veya bu ihtiyacı duymadılar. Türkiye alınan karar ne olursa olsun demokrasisini güçlendirmeye , ülkesinin ve milletinin refahını ve güvenliğini korumaya devam edecek. Suriye'de Irak'ta bulunan yurtlarından edilmiş çaresiz insanların derdine derman olmaya devam edecek Türkiye bölgedeki barışın güvenliğin teminatı olmaya devam edecek. Bir gün gelecek ki onlarda bu aldıkları kararın ne kadar yanlış olduğuna kanaat getirecekler ve tekrar gözden geçirecekler. Bunun doğuracağı sonuçlara var, o sonuçları da hükümet olarak değerlendirmemizi yapacağız. Atmamız gereken adımlara da karar vereceğiz. Avrupa Birliği genellikle Avrupa Birliği Konseyi Parlamentosu ile yakın çalışıyor, verdiği kararları da referans kabul ediyor. Önümüzdeki günlerde Avrupa Birliği'ne bu kararın yansıması da görülecektir. Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz son zamanlarda olabilecek en olumsuz düzeye erişmiş gözüküyor. Bunun gelmesiyle de çok fazla bir değişiklik olmaz. Avrupa Birliği'nden istediğimiz ve beklediğimiz şey çok açıktır Türkiye konusunda kafa karışıklığını gidermeleri ve Avrupa'nın kendi gelecek vizyonunu gözden geçirmesi lazım. Avrupa bir Hristiyan birliği olarak yoluna devem mı edecek ? Yoksa açılım yapıp Türkiye'yi de arasına alacak mı almayacak mı ? Bu kararı önce kendi bünyelerinde vermeleri lazım net olarak bunu açıklamalarını bekliyoruz. Bazı ülkeler diyor, Türkiye Birliğe zinhar üye olamaz, bazısı işte bütün kriterler yerine gelirse bile biz bunu referanduma götürürüz ve kabul etmeyiz gibi açıklama yapan ülkeler var. O zaman biz de halkımıza , milletimize soracağız. Bu iş tek taraflı beyanlarla olmaz. Girecek olanın da kararı önemlidir. Bunların Türkiye konusundaki yaklaşımı tama üyelik konusundaki geldiğimiz konumu tam olarak ortaya çıkmadan şu anda konunun muhatabı biz değiliz. Konunun muhatabı Avrupa Birliği'dir. Avrupa Birliği bu konuda duruşunu net olarak ortaya koyacak ondan sonra biz ne yapacağımıza karar vereceğiz."

BAŞBAKAN YILDIRIM: AKPM'NİN KARARINA ŞAŞIRMADIM

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin, Türkiye'nin siyasi denetime alınmasını öngören raporu kabul etmesi ile ilgili olarak, "Buna şaşırmadım. Orada bu kararın yönünde oy kullanmaları hiç şaşırtıcı değil" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, Başkentte katılığı bir program öncesi gazetecilerin sorularını cevapladı. Başbakan Yıldırım, bir gazetecinin 'AKPM kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2 Türk milletvekilinin imzası var.' Şeklindeki sorusuna şu şekilde cevap verdi: "Buna şaşırmadım. Orada bu kararın yönünde oy kullanmaları hiç şaşırtıcı değil. Çünkü o kararda oy kullananların tamamı PKK'nın terör örgütü olmaktan çıkarılması için propaganda yapan kimseler. Bu karar şunu gösteriyor. Son zamanlarda Avrupa'da islamifobi, ırkçılık, Türkiye karşıtlığı gibi politikaların Avrupa Konseyi parlamentosuna yansımasıdır. Uluslararası kuruluşlar maalesef Avrupa'da yükselen bu ırkçılığın etkisinde kalarak böyle kararlar alıyorlar, bunlar küresel barış için faydalı kararlar değil. Açıkçası Türkiye olarak bu kararı tamamen siyasi bir karar olarak görüyoruz. Türkiye'nin gerçekleri ile örtüşmüyor. Hiç kimse Türkiye gibi 15 Temmuz travmasını yaşamadı. Yaşamadıkları için Türkiye'de ne oldu, Türk halkı hangi badirelerden geçti ve buna karşı Türkiye'nin alması gereken tedbirler nelerdi, bunları maalesef zahmet edip derinliğini inceleme fırsatı bulmadılar yada bu ihtiyacı duymadılar. Dolayısıyla Türkiye alınan karar ne olursa olsun demokrasisini güçlendirmeye, ülkesinin ve milletinin refahını, güvenliğini korumaya devam edecektir. Türkiye Suriye'de, Irak'ta bulunan yurtlarından edinmiş çaresiz insanların derdine derman olmaya devam edecektir. Türkiye bölgedeki barışın, güvenliğin teminatı olmaya devam edecek ve bir gün gelecek ki onlar da aldıkları bu kararın ne kadar yanlış olduğuna kanaat getirecekler ve tekrar gözden geçirecekler. Bunun tabi doğuracağı sonuçlar var. O sonuçları da hükumet olarak değerlendirmemezi yapacağız, atmamız gereken adımları da karar vereceğiz."

"AVRUPA BİRLİĞİNE BU KARARIN YANSIMASI DA GÖRÜLECEKTİR"

Başbakan Yıldırım, "Avrupa Birliğine bunun yansımasını düşünüyormusunuz?" sorusuna ise şu şekilde cevap verdi: "Yani şu anda Avrupa Birliği genellikle Avrupa Konseyi parlamentosu ile yakından çalışıyor. Bazı konularda Avrupa Konseyi parlamentosunun verdiği kararları da referans kabul ediyor. Önümüzdeki günlerde zannediyorum Avrupa Birliğine bu kararın yansıması da görülecektir. Zaten Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz son zamanlarda olabilecek en olumsuz düzeye erişmiş gözüküyor. Bunun gelmesi ile de çok fazla bir değişiklik olmaz. Biz Avrupa Birliğinden beklediğimiz ve istediğimiz çok açıktır. Türkiye konusunda kafa karışıklığını gidermeleri ve Avrupa'nın kendi gelecek vizyonunu tekrar gözden geçirmesi lazım. Avrupa Birliği Hristiyan Birliği olarak yoluna devam edecek, yoksa açılım yapıp Türkiye'yi de arasına alacak mı, almayacak mı? Bu kararı önce kendi bünyelerinde vermeleri lazım. Net olarak bunu açıklamalarını bekliyoruz. Çünkü bazı ülkeler diyor, 'Türkiye birliğe üye olamaz', bazıları 'Bütün kriterler yerine gelirse bile biz bunu referanduma götürürüz ve kabul etmeyiz' gibi açıklamalar yapan ülkeler var. Sanki kendi kendilerine gelin güvey oluyorlar. Sanki Türkiye 'Aman aman hemen geliyoruz kapıları açın' O zaman bizde halkımıza, milletimize soracağız. Ey ahali bu şartlar altında girelim mi, girmeyelim mi? Öyle mi. Dolayısıyla bu iş tek taraflı beyanlarla olmaz. Girecek olanında kararı önemlidir. Türkiye konusunda net anlaşabilir bir gelecek vizyonunu ortaya koymaları lazım. Türkiye olarak biz bunu bekliyoruz"

"AVRUPA BİRLİĞİ DURUŞUNU NET OLARAK ORTAYA KOYSUN"

"Bizde soracağız dediniz. Aklınızda öyle bir takvim var mı?" soruna ise Başbakan Yıldırım, "Hayır. Şimdi bir kere bunların Türkiye konusundaki yaklaşımı, tam üyelik konusunda geldiğimiz konum net olarak ortaya çıkmadan biz şu anda konunun muhattabı değiliz. Konunun muhattabı Avrupa Birliği. Avrupa Birliği bu konuda duruşunu net olarak ortaya koyacak ondan sonra biz ne yapacağımıza karar vereceğiz" diye cevap verdi.

"70 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ"

Başbakan Yıldırım, "Bu sabah Türkiye ilk defa Sincar'a yönelik hava harekatı düzenlendi. Bundan sonra Türkiye'nin yapacaklarını bizimle paylaşmanız mümkün mü?" şeklindeki soruya ise şöyle cevap verdi: "Baştan belli biz bir şey söylüyoruz. Türkiye terörle amansız bir mücadele yapıyor. Bir yandan 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ terör örgütüne yönelik çok yoğun bir hukuki süreç devam ediyor ve terör örgütten kamunun bütün kurumları temizlenmesi. İkinci husus, PKK'ya karşı amansız bir mücadelemiz var. Üçüncü hususta DEAŞ örgütüne yönelik özellikle sınırlarımızdan içeri girip büyük katliamlara sebep olmalarını önlemek için fırat kalkanı operasyonu yaptık. Bir şey dedik, 'Eğer yurt dışında gerek bölücü terör örgütü gerek DEAŞ terör örgütünü ülkemizin sınır güvenliğine yönelik, ülkemizin ve milletimizin can ve mal güvenliğine yönelik tehditleri devam ederse tehdidin A ülkesinden B ülkesinden geldiğine bakmayız tehdidi yerinde bertaraf etmek için adımları atarız' Dün gece yapılan operasyon bu anlamda değerlendirilmesi gereken bir konudur. Dikkat ederseniz son günlerde yoğun bir şekilde terörle mücadele var. Bugün itibari ile 70 terörist etkisiz hale getirildi. 5 tane şehidimiz var. Dolayısıyla terörle mücadeledeki kararlılık artık tüm hızıyla devam ediyor. Kırsal kentte her yerde bunların yuvalandıkları yerleri bulup birer birer imha ediyoruz. Verdiğimiz bir söz var vatandaşımıza. Hükümetin ilk kurulduğu günde denildi ki, milletimiz rahat olsun bu terör belasından ülkemizi kurtaracağız. Bunun kararlığı içerisinde bütün güvenlik birimlerimiz, kurumlarımız canla başla çalışıyor"

Başbakan Yıldırım: Bu işten Türkiye bir kaybeder ama Avrupa Birliği iki kaybeder

Başbakan Binali Yıldırım, Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği Ödül Töreni'nde konuştu. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi kararına değinen Başbakan Yıldırım," Bu işten Türkiye belki bir kaybeder ama Avrupa Birliği 2 kaybeder. Türkiye DEAŞ'a , PKK'ya karşı Suriye ve Irak'ta otorite boşluğundan doğan göçmen akımına karşı verdiği mücadele ve yaptığı fedakarlıkla sadece bu bölgede ölüm korkusu içerisinde olan insanları kurtarmıyor aynı zamanda da Avrupa'nın güvenliğini sağlıyor. Avrupa vizyonunu ortaya koyması lazım " ifadelerini kullandı.

Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği'nin 38. Ödül Töreni'nde konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Medya mensupları Türkiye'nin demokrasisinin daha güçlenmesi ve ülkemizin gerek özgürlüklerin kişi hak ve hürriyetlerinin çok daha yerleşik hale gelmesi için çok önemli çok ciddi bir ihtiyaç " dedi. Başbakan Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü: "Gece gündüz demeden yılın her gününü her anını yürütülen bir faaliyet eğer bir istek aşk olmazsa yapılamaz. Başarılı olmakta mümkün değil biz bunun en yakın şahidiyiz. Kampanya döneminde gece gündüz demeden bizimle koşturdunuz. Yorulma nedir bilmediniz. Öf bile demediniz. Yeterli her türlü haberi bilgiyi vatandaşlarımıza gecikmeden zaman kaybetmeden aktaralım. Sizin yaptığınız bu yayınlar. Vatandaşlara kitleler halinde düşüncelerimizin aktarılması bir anlamda kanaatlerin oluşmasına da çok büyük katkı sağladı. Medya mensupları Türkiye'nin demokrasisinin daha güçlenmesi ve ülkemizin gerek özgürlüklerin kişi hak ve hürriyetlerinin çok daha yerleşik hale gelmesi için çok önemli çok ciddi bir ihtiyaç olduğunu paylaşmak istiyorum. Demokrasisi gelişen ülkelerde halkın özgür haber alması sayesinde sorunlar tartışarak konuşarak çözüme kavuşturulur. Açık demokrasi gelişen toplumlarda yapılması gereken her şeyin konuşulmasıdır."

"BU GİDİŞİN SONU AVRUPA BİRLİĞİ İÇİN CİDDİ BİR TEHDİT OLUŞTURMAKTADIR"

Başbakan Binali Yıldırım, AKPM'nin kararını şiddetle kınadığını ifade etti. Yıldırım ,"Bugün Avrupa Parlamentosu Konseyi bir karar aldı. Türkiye'yi tekrar denetime tabi ülkeler grubuna aldılar. Bu çok haksız maksadını aşan bir karardır, şiddetle kınıyorum. Bu kararın arkasında Türkiye'yi bölmeye çalışan terör örgütünün, terör listesinden çıkarma gayreti olan ülkelerin milletvekilleri var. Bizim HDP'li milletvekilleri onlara katıldı hiç şaşırmadım. Avrupa'da son yıllarda İslam korkusu yükselişte ırkçılık yükselişte, Avrupa'nın bir anlamda sessiz çoğunluğuna hitap eden vicdanı olan partilerde gelecek korkusuyla maalesef bu marjinal partilerin söylemlerinden korkuyorlar ve onlarla yarışa giriyorlar. Bu kötü bir gidiştir, bu gidişin sonu Avrupa Birliği içinde ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu işten Türkiye belki bir kaybeder ama Avrupa Birliği 2 kaybeder bunun da bilinmesi Türkiye verdiği mücadele ile DEAŞ'a , PKK'ya karşı Suriye ve Irak'ta ki otorite boşluğundan doğan göçmen akımına karşı verdiği mücadele ve yaptığı fedakarlıkla sadece bu bölgede ölüm korkusu içerisinde olan insanları kurtarmıyor aynı zamanda da Avrupa'nın güvenliğini sağlıyor. Avrupa vizyonunu ortaya koyması lazım. Ona göre Türkiye ile ilişkileri geliştirmesi lazım. Ben soruyorum İngiltere'nin birlikten çıkarken yaptığı oylamada fark bizimkinden az orada bu konuşuluyor mu ? Birlikten çıkmayalım diyenler, biz bunu tanımayız muhabbeti var mı ? Demokrasi halkın kararına saygı göstermektir. Halkın kararı mahkemeyle düzeltilmez " diye konuştu.

DHA