MİLLİ Savunma Bakanı Fikri Işık, Münbiç'de DEAŞ'ın, PYD'nin iş birliği yaptığını bütün dünyanın görmeye başladığını belirterek, "Kantonları birleştirilmesi konusunda Türkiye'nin tavrı ve duruşu da nettir. Türkiye ne pahasına olursa olsun PYD'nin kantonları birleştirmesine müsaade etmeyecektir" dedi.
İzmit Sabancı Kültür Merkezi'nde yapılan 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' kampanya tanıtım programına Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Ak Parti Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, ilçe belediye başkanları ve partililer katıldı. Konuşmasına Cumuhurbaşkanlığı sisteminde iki sorunun cevabının önemli olduğunu söyleyerek başlayan Bakan Işık, şöyle konuştu:
"Birinci neden böyle bir halk oylamasına gidiyoruz ve ikinci soru ise biz ne öneriyoruz Halkımız 'Evet' dediğinde ne kazanacak. Bu iki sorunun cevabı halk oylamasının sonucunu da belirleyecektir. Herşeyden önce şunun altını çizmekte fayda var. Napolyon der ki 'Eğer dünya bir tek devletten müteşekkil olsaydı başkenti hiç kuşkusuz İstanbul olurdu.' Dünyanın merkezinde bir ülkeyiz. Bunun büyük avantajları var ama büyük riskleri olduğunu da unutmamalıyız. Dünyada yaşanan her iki problemin biri ülkemizde. Böyle bir bölgede ayakta kalmak ve gelecek kuşaklara güçlü bir Türkiye bırakmak için birlik ve beraberliğimizi korumak her anlamıyla güçlü bir Türkiye için gece ve gündüz çalışmak herbirimizin vatan görevidir. Elimizi kolumuzu bağlayan hızımızı kesen ayak bağlarından da kurtulmak durumundayız. Şu anda Türkiye bölgedeki 100 yıl sonraki altüst oluştan en çok etkilenen ülkelerin başında geliyor. 1. Dünya Savaşından sonra bölgemiz en büyük alt üst oluşu yaşıyor. Bize ağır faturası olduğunu biliyoruz."
3 MİLYON SURİYELİ'Yİ MİSAFİR EDİYORUZ
Şu anda 3 milyonun üzerinde insanı misafir ettiklerini söyleyen Işık, şöyle devam etti:
"10 bin 20 bin mülteci gittiği zaman iç siyaseti karışan kaos ortamı oluşan Avrupa ülkeleri gibi değil, 100 bin 200 bin mülteciyi alıp almamak için kendi içinde tartışma yapan siyasi dengeleri bozulan Avrupa ülkeleri gibi değiliz. Bu bizim medeniyet değerlerimizin aslında ne kadar sağlam olduğunun da bir göstergesidir. Diğer taraftan bu altüst oluşun ülkemize terör olarak yansıdığını hep birlikte görüyoruz. Dünyada hem PKK terörü, hem onun Suriye'deki kolu PYD örgütünden, dünyanın bugüne kadar en kanlı terör örgütü DEAŞ, aşırı sol örgütlere ve devletimizin içine sızmış hain FETÖ terör örgütüne karşı aynı anda mücadele eden tek ülke var o da Türkiye. Şu anda 35 yıllık terörle mücadele tarihinde PKK terör örgütüne en ağır darbeleri indirdiğimiz dönemi yaşiyoruz. 23 Temmuz 2015 den bu yana PKK terör örgütünün 9 bin 600 teröristi etkisiz hale getirdik. Bu terör örgütüne vurulan en ağır darbedir. PKK terör örgütü nerede yuvalanırsa nereden Türkiye'yi tehdit etmeye başlarsa, nereden Türkiye'ye yönelik bir tehdit savururlarsa bilsinler ki onların başlarını ezmeye devam edeceğiz. Bu konuda kararlılığımız tam ve kesindir. Diğer taraftan başlattığımız Fırat Kalkanı Harekatı ile 2 bin 200 kilometre karelik alanı DEAŞ'tan tamamen temizledik."
GÜVENLİ BÖLGE OLUŞTURMA GAYRETLERİ İÇERİSİNDEYİZ
Bakan Işık, Suriyeliler için güvenli bölge oluşturma gayretleri içerisinde olduklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Şimdi ülkemize misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin kendi evlerine dönmesi için burada güvenli bölge oluşturmanın gayretleri içerisindeyiz. Alt yapısıyla üst yapısıyla şehirlerin imarı için gayret gösteriyoruz. Biz istiyoruz ki bu misafirlerimiz artık kendi vatanlarına, yurtlarına ülkelerine dönsünler ve huzur içerisinde yaşasınlar. Bir taraftan DEAŞ ile mücadele ederken, diğer taraftan bu insanların insani ihtiyaçlarını karşılamak için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ama DEAŞ'ın bölgemizden tamamen temizlenmesi için çalışmamızı sürdürüceğiz. Münbiç'te hareketlenme var. Münbiçte bizim baştan beri gördügümüz dünya kamuoyunun görmek istemediği olaylar gün yüzüne çıktı. Münbiç'de artık nasıl DEAŞ'ın, PYD'nin iş birliği yaptığını artık bütün dünya görmeye başladı. Burada Türkiye'nin en önemli önceliklerinden biri de Kürtlere karşı da adeta soykırım yapan PYD'nin bu bölgede bir alan oluşturmasını engellemektir. Bir egemenlik alanı oluşturulmasına kesinlikle müsaade etmemektir. Kantonları birleştirilmesi konusunda da Türkiye'nin tavrı ve duruşu da nettir. Türkiye ne pahasına olursa olsun PYD nin kantonları birleştirmesine müsade etmeyecektir. Bu mücadelemiz sürecek. Diğer taraftan hain FETÖ terör örgütüyle mücadele ediyoruz. Halk oylaması sürecinin 15 Temmuzda bu hainlerin giriştiği darbe teşebbüsüyle de çok yakından ilgisi var. Türkiye bir çok tehlikeyle karşı karşıya kaldı. Ama FETÖ ihanet şebesi kadar FETÖ terör örgütü gibi bir tehlikeyle ilk defa karşılaştı. Bütün bunlarla aynı anda mücadele etmesi için Türkiye'nin çok güçlü olması gerekiyor. Türkiye'nin mutlaka ama mutlaka sistemindeki aksaklıkları giderip gelecekte ortaya çıkacak risklere karşı da yoğun mücadele etmesi gerekiyor."

DHA