Çeşitli sivil toplum örgütü, dernek, siyasi parti, sendika ve bireysel aktivistin bir araya gelerek oluşturduğu Demokrasi İçin Birlik Platformu, referanduma yönelik yürüttükleri 'Hayır' kampanyasıyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Taksim Hill Otel'de düzenlenen toplantıya, birçok isim katıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Eski Yargıcı ve eski milletvekili Rıza Türmen, KHK ile ihraç edilen Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, eski milletvekilleri Levent Tüzel, Hasip Kaplan, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, gazeteciler Ayşenur Arslan ve Mustafa Sönmez, bu isimler arasında yer aldı.

Toplantıda platform tarafından yürütülen 'Hayır' kampanyası çalışmaları konuşuldu. Konuşmacılardan Rıza Türmen, referandum kampanyasının eşit olmayan koşullarda yürütüldüğüne dikkat çekerek, Demokrasi İçin Birlik Platformu tarafından hazırlanan RTÜK çalışmasından bahsetti. Türmen, "Televizyon ekranlarında 'Hayır' için 45,5 saat, 'Evet' için 485 saat ayrılmış. Bu kıyas bile kabul etmez. Bütün olumsuz koşullara rağmen 'Hayır' halen daha önde" dedi.
"HALK HAREKETİNİN TEK BİRLEŞTİRİCİSİ DEMOKRASİ İÇİNDE YAŞAMAK"

Referandumda 'Hayır' kampanyasının halk hareketi tarafından gerçekleştirildiğini kaydeden Türmen, "Bu halk hareketinin içinde 'Evet'in getireceği keyfi partili tek adam yönetimine itirazı olan, demokrasi içinde yaşamak isteyen herkes var. Bu halk hareketinin tek birleştiricisi demokrasi içinde yaşamaktır" ifadelerini kullandı.
"REFERANDUMDA OYLANAN BASİT BİR HÜKÜMET DEĞİŞİKLİĞİ SİSTEMİ DEĞİL"

Rıza Türmen, halk hareketinin çıkış noktasının anayasa değişikliği paketinin halktan kopuk olmasına bağladı. Türmen, "Anayasayı halk yapar. Oysa bugün yapılan içinde halkın olmadığı bir değişikliktir. Referandumda oylanan basit bir hükümet sistemi değişikliği değil Türkiye'nin geleceğidir" diye konuştu.
PROF. KABLOĞLU: BU METİN İÇ ÇELİŞKİLERLE DOLU

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ise referanduma iki hafta kala anayasa değişikliği metninin yeteri kadar işlenemediğini ifade etti. Kaboğlu, "Bu metin iç çelişkilerle dolu bir metin. Bir anayasa metni değil adeta belirli bir amaçla sonradan eklemeler yoluyla yazılmış bir metin.Bu metnin çelişkilerini tekrar tekrar çevremizdekilere anlatmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
PINAR TÜRENÇ: "BİR AVUÇ KALSAK BİLE SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ise şunları söyledi:

"15 Temmuz'dan sonra 2500'den fazla gazeteci işten çıkarıldı. 159 medya şirketi kapatılmış, bütün araç ve baskı makinalarına el konuldu. 700'ü aşkın sarı basın kartı iptal edildi. Cumhuriyet Gazetesi'nin 10 çalışanı 5 aydır tutuklu. Tutuklu gazetecilerin aileleri avukatlarıyla bile görüşmeleri çok çok sınırlı. Medya organlarına karşı linç kampanyaları sürdürülmektedir. Susacak mıyız Tabi ki hayır..Bir avuç kalsak bile sesimizi yükseltmeye mücadele edeceğiz. Özgür, demokratik bir ülke olmak için milyonların sesi olmaya devam edeceğiz.

 

DHA