SAMSUN'da yaşayan 30 yaşındaki Ahmet Tayfur Arslan, 10 yıl önce hastalığı nedeniyle görme yetisini kaybetti. Ancak daha sonra önce liseyi açıktan okudu, ardından OMÜ Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünü bitirdi. Arslan şimdi bir yandan aynı üniversite yüksek lisans öğrencisi olarak okurken, bir yandan da üniversitenin Engelli Öğrenciler Birimi'nde kendisi gibi engelli öğrenciler için çalışıyor.
Samsun'da yaşayan Ahmet Tayfur Arslan, 10 yıl önce göz tansiyonu ve üveit rahatsızlığı nedeniyle görme yetisini kaybetti. Sadece ışığı ayırt edebilen Arslan, açık liseyi okuduktan sonra Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünü kazandı. 2012'de memur olarak üniversitede görev yapmaya başlayan Arslan, geçen yıl okulundan mezun olduktan sonra OMÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın ve Aile Araştırmaları'nda Yüksek Lisans öğrencisi olarak eğitimine devam etti. Bir yandan da son bir yıldır OMÜ Engelli Öğrenciler Birimi'nde görev yapan Arslan, şimdi üniversitede öğretinim gören kendisi gibi engelli olan öğrenciler için çalışıyor.
Sabancı Vakfı Toplumsal Hibe Programı kapsamında desteklenen Eğitimde Görme Engelliler Derneği ile Engelsiz ODTÜ Topluluğu tarafından yürütülen Engelli Üniversite Öğrencileri İnisiyatifi Projesi kapsamında eğitim aldığını söyleyen Arslan, 'Üniversite ikinci sınıfta sivil toplum kuruluşları ile tanıştım ve Engelli Üniversite Öğrencileri İnisiyatifi Projesi'ne ilk başvuran kişi oldum. Ardından bu proje kapsamında sivil inisiyatifi nasıl ele alırız, haklarımız için nasıl çalışırız gibi konularında eğitim aldım. Ardından üniversitemizdeki engelli öğrencileri bir araya getirerek sosyal yaşamı Destekleme Topluluğu'nu kurduk. Halen başkanlığını ben yapıyorum. Engelli öğrencilerin sivil inisiyatifi eline almaları adına bu bizim için çok önemliydi' diye konuştu.
'HİÇ BİR FARKIMIZ YOK'
Engelliliğin bir durum olduğunu bir şeyleri yapmak içi bir engel olmadığını söyleyen Arslan, 'Toplum içerisinde her şeye aynı ulaşıyoruz ben de otobüse biniyorum, ben de çalışıyorum, ben de evleniyorum. İnsanlara verebileceğim mesaj şu; Biz ne anormaliz, ne engelliyiz aslında biz birlikte biriz. Ayrımcılık olmamalı. İsteyin siz istedikten sonra yolunuzda hiç bir şey duramaz. Bizim engeli olmayan bireylerden hiç bir farkımız yok sadece benim görme fonksiyonum kayıp. Engelli ailelerin çocukları onları evlere yada farklı yerlere kapatmasınlar. Hayatın içine bıraksınlar. Bu gün aileler varken yarın olmayacaklar çocukları tek başına kalacak. en önemlisi onları bağımsız yaşama alıştırsınlar' diye konuştu.

 

DHA