Hukuk fakültesi konusunda toplumun genel tercihinin parlamentoya da yansıdığını söyleyen Prof. Dr. Nami Çağan, '12 yıl mecliste bulundum, 6 yıl bakanlık yaptım. Parlamentoda çok sayıda hukuk fakültesi mezunu var. Bunların bir bölümü öğrencilerimdi. Onlarla beraber çalıştık. Hukuk mezunları politikaya biraz daha yatkın oluyor. Tıp doktorları da halkla çok temas içinde olduklarından yatkın oluyor' diye konuştu.
Hukuk bölümlerine tercihin çok arttığını söyleyen Prof. Dr. Çağan, 'Bunda avukatlık mesleğinin çok serbest olmasının da payı var. Hazır meslek gibi algılanıyor. Baroların sınav yapması aslında istenen bir şey ama şu anda sınav yok. Pek çok gelişmiş toplumda hukuk alanı popüler bir alan. Türkiye'ye bu eğilim biraz geç geldi. Ama şu anda sosyal bilimlerde tercih edilen alanların başında geliyor' dedi.
Türkiye'de eğitimin geçirdiği dönüşümde uluslararası ilişkilerin gelişmesi, uluslararası ticaretin artması, ekonomik bütünleşmelerin kapsam olarak da gelişmesi ve Türkiye'nin dışa açılması sebeplerin önemli rol oynadığını söyleyen Prof. Dr. Çağan, 'Biraz plansız gelişme var. Ama hala Türkiye'de yargı organlarında özellikle yargıç, savcı açığı var ama avukat açığından pek söz edemeyiz. Hatta çok sayıda işsiz avukat var maalesef. Hukuk tahsili zor bir tahsil değil. Böyle bir yanlış algılama var. Hukuk fakültesi girilirse yapılıyor. Yani hukuk fakültesi öğrencisi olan sonuçta diplomayı alıyor' diye konuştu.
HER HUKUK FAKÜLTESİ DİPLOMASINI ALAN BEN HUKUKÇUYUM DİYEMEZ
Hukukçuluğun kolay bir iş olmadığını söyleyen Çağan şunları söyledi:
'Hukukçuluk kolay bir iş değil. Diplomaya bağlı bir iş de değil. Hukukçuluk insanın kendisini zaman içerisinde geliştirmesine bağlı. Her hukuk fakültesi diplomasını alan ben hukukçuyum diyemez. Hukukçu olmak için başka şeyler gerekiyor. Bu alanda epey hizmet vermiş olmak gerekiyor. Çok yanlış bir moda var; hukuk fakültesine girerek uluslararası hukukçu olacaklarını söylüyorlar. Böyle bir şey yok. Bu bir deneyim işidir, tecrübe işidir. Zamanla ilgi ölçüsünde olur yada olmaz.'
DHA
