Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ve Avrupa Birliği(AB) ilişkilerinde her iki taraf için tatmin edici bir ilişki istediklerini belirterek, "Şimdi artık Türkiye'nin lafının edilmesi veya Türkiye'ye avaz avaz bağrışılması dönemi kapanmalı. Birbirimizle anlaşma sağlamalıyız, diyalog kurmalıyız" diye konuştu.


AVRASYA EKONOMİ ZİRVESİNDE KONŞTU


Mehmet Şimşek, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen "20. Avrasya Ekonomi Zirvesi"nin Yeşilköy WOW Otel'de düzenlenen açılışına katıldı. Burada konuşan Mehmet Şimşek, darbe girişiminden sonra Türkiye'nin verdiği tepkinin doğru anlaşılması gerektiğini belirttti. Şimşek, "Bizim en az istediğimiz şey OHAL'in Türkiye'de uygulanıyor olmasıdır. Ancak Türkiye'nin demokrasisine, hukukun üstünlüğüne yapılan tehditler ve saldırılar karşısında başka seçimimiz yoktu. OHAL, Türkiye açısından geçici bir süreçtir. Bir geçiş döneminde uygulanacak süreçtir" dedi.


"SURİYE'DEKİ DURUM TRAJİK"


Başbakan Yardımcısı Şimşek, Suriye İdlib'de dün gerçekleşen kimyasal silahlı saldırının beklenmeyen bir olgu olarak karşılarına çıktığını ifade etti. Suriye'deki durumun trajik olduğunu belirten Şimşek, "Türkiye'nin sınırları içinde 3 milyon mülteciye kucak açtık, en az yarım milyon Suriyeli'ye de sınırda destek verdik" diye konuştu.


ANAYASA REFERANDUMU SÜRECİ


Türkiye'nin anayasa referandumu sürecinden geçtiğini vurgulayan Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkında açıklamalarda bulundu.


"HALKIN CUMHURBAŞKANINI VE PARLAMENTOYU DOĞRUDAN SEÇMESİNİ İSTİYORUZ"


Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı'nın çok büyük yetkilerinin bulunduğunu kaydeden Şimşek, şunları söyledi:


"1980 askeri darbesinden sonra askeri cunta, hükümeti yeniden tasarladı. Bu durum, Cumhurbaşkanı'nın kim olacağına karar verilmesiyle ilgilidir. Dolayısıyla burada Cumhurbaşkanı'nın gücü var. Ancak hiçbir şeffaflık yok, hiçbir hesap verilebilirlik yok ve hiçbir sorumluluk yok. Bu bizi ikinci bir duruma getiriyor. Şöyle ki; bir başbakanınız var elinizde. Başbakan parlamento tarafından seçiliyor. Aynı zamanda doğrudan halk tarafından seçilmiş gücü ve yetkisi güçlü olan bir Cumhurbaşkanı var. Gelecekte bu ikili sistem krize yol açabilir. Bu nedenle bizim bu sorunu bir şekilde ele almamız gerekiyor. Mevcut sistem tamamen kontrole dayalı. Geçmişte sistem kontrol sağlama yani Türk demokrasisini ya askeri veya bürokrasi ya da yargının kurtarmasını bekliyordu. Hayır, bugün farklı bir amacımız var. Bugün halkın Cumhurbaşkanını ve parlamentoyu doğrudan seçmesini istiyoruz. Cumhurbaşkanı da diğer demokrasilerde olduğu gibi görevini bu şekilde yapabilecektir."


"PARMENTODA BİR MEVZUAT TEKELİ OLACAK VE HÜKÜMETLERİ DENETLEYECEKTİR"


"Parlamentoda bir mevzuat tekeli olacaktır ve hükümetleri denetleyecektir" diyen Başbakan Yardımcısı Şimşek, " Üst yargı mensupları parlamentodaki çoğunluk tarafından hem de nitelikli çoğunluk tarafından seçilecektir. Bugün bir oylama yapılacak olsa veya yüksek yargı organlarının atanması söz konusu olsa benim partim bunu yapamaz. Neden Bir uzlaşı yaratmak lazım. Çünkü burada nitelikli çoğunluğa ihtiyaç vardır. Parlamentoda bu yüksek yargı konusunda endişeli kimseler olduğunu biliyoruz. Yargının bağımsız olması ama aynı zamanda iyi işliyor olması gerekir. Dolayısıyla Türkiye'de önerilen anayasal değişikliklerin temel amaçları idarede, yönetimde istikrarı sağlamak, adaleti sağlamak ve daha iyi işleyen bir yürütmenin sağlanması adil ve hakkaniyetli bir yargının sağlanmasıdır" ifadelerini kullandı.


TÜRKİYE - AB İLİŞKİLERİ


Mehmet Şimşek, konuşmasında Türkiye ve Avrupa Birliği(AB) ilişkilerine de değindi. Şimşek, "Biliyorum ki epey bir kızgınlık, asabiyet ve üzgünlük ortaya çıkmıştır. Türkiye, AB çerçevesi içindeki reformları gerçekleştirmekte kararlıdır. Biz, Türkiye halkına bunu vereceğiz ve bundan vazgeçmeyeceğiz. Ancak, AB'nin de bir dizi sorunu halletmesi lazım. Çünkü popülizm yükseliyor. İslam düşmanlığı artıyor, aşırı sağ yükseliyor. Bütün bunlar AB ile Dünyanın geri kalanı özellikle Türkiye arasında çok büyük gerginliklere, çözümsüzlüklere yol açıyor. Biz her iki taraf için tatmin edici bir ilişki istiyoruz. Bunun için Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği'nin güncelleştirilmesi gerekiyor. Şimdi artık Türkiye'nin lafının edilmesi veya Türkiye'ye avaz avaz bağrışılması dönemi kapanmalı. Birbirimizle anlaşma sağlamalıyız, diyalog kurmalıyız" dedi.


"DİNİ BİR KÜLT VE GİZLİ BİR GÜNDEMİ VAR"


Mehmet Şimşek, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'de demokrasi ve hukukun üstünlüğünü çökertme amacını taşıdığını dile getirdi.


Şimşek, "Biz meşru ve seçilmiş demokratik hükümetler kurmak istiyorken bu darbe girişimi Türkiye'deki demokrasi ve hukukun üstünlüğünü çökertme amacını taşıyordu. Ancak AB ülkeleri buna farklı perspektiflerden değerlendirdiler. Ancak durum bu değil. Çünkü, dini bir kült, gizli bir gündemi var. Bu gizlilikle 40 yıldan bu yana devlete sızmışlar. Bütün devlet mekanizması bunun etkisi altında kalmış. Neredeyse emekli bir imama, Pensilvanya'da oturan bir kişiye mi sadakatlerini sunacaklar ya da Türk halkına ve Türk devletine mi liyakatlarını sunacaklar" ifadelerini kullandı.


"PKK AVRUPA'NIN BİRÇOK ŞEHRİNDE KORUNUYOR"


Türkiye'de yaşanan terör olaylarına da değinen Başbakan Yaradımcısı Şimşek, "Terör örgütü PKK, Avrupa'nın birçok şehrinde korunuyor. En acıklısı, ABD PKK'nın bir kolu ile Suriye'de işbirliği yaparak IŞİD ile mücadele etmeye çalışıyor. Ancak Türkiye bu bölgede ayakları yere basan, IŞİD ile gerçekten savaşan tek ülkedir. 2 bin kilometrekarelik Suriye toprağını IŞİD'ten kurtardık. Terörizm ve terörist küresel bir sorundur ve bu mücadeleyi birlikte yürütmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.


"KONUK CUMHURBAŞKANLARINDAN TEŞEKKÜR KONUŞMASI"


Öte yandan ana konusu "Bir Yol Ayrımında Olan İnsanlık" olan zirvenin açılışına Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in yanı sıra Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bujar Nishani, Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Mladen Ivanic, Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov, Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Nassir, Abdulaziz A-Nasser'in ile yurtiçinden ve yurt dışından çok sayıda davetli katıldı. Programda Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Akkan Süver'in ardından konuk cumhurbaşkanları da birer teşekkür konuşması yaptı. Zirve bugün ve yarın çeşitli oturumlarla devam edecek.

 


 

DHA