JAAK AAVİKSOO: EĞİTİM BİR ULUSUN ÇOCUĞU GİBİ
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin 'Eğitim: Kalkınmanın Motoru' isimli oturumu Silver Spring Türkiye CEO ve TÜSİAD STEM Başkanı Burak Aydın modaratörlüğünde yapıldı. Oturumda Estonya Eğitim eski Bakanı Jaak Aaviksoo, Finlandiya Eğitim eski Bakanı Par Stenback ve Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şule Kut katıldı.
Estonya Eğitim eski Bakanı Jaak Aaviksoo, dünyanın neresinde olursa olsun eğitimden bahsedilirken güçlüklerden bahsetmeye devam edileceğini söyledi. Eğitim her şeyin özünde yer aldığını söyleyen Aaviksoo, “İkinci olarak eğitim sistemini eleştiriyoruz. Eğitim bir ulusun çocuğu gibi… Zayıf olsa da çok eleştirmeden onu sevmeliyiz. Yalnızca Milli Eğitim Bakanı’nı değil, tüm bakanların sevdiği çocuk olacak. Sürekli değişime kendimizi adamamız gerekiyor” diye konuştu.
“İlerde bizi neler bekliyor” sorusunu yanıtlayan Aaviksoo, “Şurası açık ki kişisel becerileri daha fazla geliştirmemiz gerekecek. Klasik eğitim, disiplin odaklı. Değişimi görüyorsak, temel ihtiyaçları yönelmemiz gerekecek. En önemlisi çocuklarınıza hayat boyu öğrenme becerilerini aşılamanız lazım. Bu son derece önemli. Daha önemlisi eğitim becerileri sonradan gelişir. 6 yaşlarında hatta daha öncesinde. Okul öncesi eğitim dolayısıyla temel kişisel becerilere odaklanılmalı. Anaokulları daha dikkatli mecralar olmalı. Kolay değil. Son derece yetkin ve iyi eğitimli öğretmenlere ihtiyaç olacak ki; ulaşabilelim. Erken yaşta kişisel beceriler gelişsin. Bunu başarabilirseniz lise, üniversitede değil, hayat boyu öğrenmeye devam edecek” dedi.
STENBACK: EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNE İNANIYORUZ
Finlandiya Eğitim eski Bakanı Par Stenback ise öğrencilerin sadece okuryazarlık değil, spor, sanat alanında da gelişmeleri gerektiği, bütünsel eğitim alsınlar istediklerini kaydetti. Pek çok ülkede testler yapıldığını hatırlatan Stenback, bunun öğretmenler için de yapıldığını söyledi. Maaşın artması için yüksek not almak gerektiğini ifade eden Stenback, “Biz buna inanmıyoruz. Öğretmenlere özgürlük verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 5–10 yıl sonra öğretmen olduğunuz için pişmanlık duyuyor musunuz’ diyoruz. ‘Hayır’ diyorlar. Öğretmen olabilmek kolay değil. Başvuruların yüzde 10’u kabul ediliyor. Saygı duyulan ve çok önemli bir meslek. Son olarak, okul tercihleri ile ilgili pek çok ülkede insanlar benim çocuğumun en iyi okula gitmesi bakış açısı var. Fakat Finlandiya’da özel okul diye bir şey yok. Pazar da yok. Özel okul kurabilirsiniz. Fransızca, Rusça eğitim veren okullar var. Böyle hak yok demiyorum. Dini okullar da var. Piyasada böyle talep yok. Fırsat eşitliğine inanıyoruz” diye konuştu.
Konuşmasında uyarıda da bulunan Stenback, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Teknolojiyi okullara götürmeyelim. Çocuklar cebinde getiriyor zaten. Hali hazırda ona adapte olmuş durumdalar. Okullarımızın geleceğine ille de teknolojide yatıyor denmemeli. Öğretmen ve öğrenci bağı esas olmalı. Bir önerim olabilir. Okulların eğitime yaklaşımı noktasında Finlandiya’daki öğretmenlerimiz yüzde 75’ine kadarı yıllık ilave eğitim almaya hazırdır. Cumartesi, pazarlarını eğitime ayırabiliyor. Eğitim dünyasında neler oluyor inceleyebiliyorlar.”
Finlandiya’da öğretmenlerin maaşlarının çok yüksek olduğunun düşünüldüğünü söyleyen Stenback, OECD ülkelerinin altında maaş aldıklarını kaydetti. Finlandiya’ya gelenlerin okul saatlerinin uzun olduğunu söylediklerini belirten Stenback, “Estonya ve Finlandiya, Avrupa’da okul saatlerinin en kısa olduğu yerler. Son olarak Estonyalı meslektaşımın yorumuna katılıyorum. Eğitimde başarı tamamen kalitesi ile olur” diye konuştu.
PROF. DR. ŞULE KUT: BU MALZEME İLE DAHA İYİ YEMEK YAPILAMAZ
Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şule Kut ise toplumda eşitlik sağlanması vurgusu yaptı. Türkiye’nin sorunları ile ilgili doğru teşhisler konulması gerektiğini söyleyen Kut, “Türkiye’nin Milli Eğitim sistemi krizde. Uzun zamandır kötü performans gösteriyor. Türkiye ekonomik büyümesi ile tarihi ile günü, gücü ile bugünü hak etmiyor. Böyle devam ederse, ne arzu ettiği kalkınma, ne büyümeyi yakalayamaz. Bu malzeme ile daha iyi yemek yapılamaz. 30 yıldır bu işin içindeyim. Üniversiteye gelenler donanımsız geliyor. Bir sürü bilgi yüklenmiş, ama tabiri caizse yeniden format atmak gerekiyor. Üniversite düşünme, sorgulamayı gerektiriyor. Birinci söylemek istediğim bu” dedi.
Bilimsellikten uzaklaşmamak gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bilim, teknoloji, mühendislik, matematik temel. Bu temele odaklanmak gerekiyor. Türkiye bu konuda yeterli adımları atmıyor. Doktriner bir eğitim Türkiye’ye yeni vizyon getiremez. Bütün değişiklikler o anda yapılıyor. Akla geldiği gibi yapılıyor. Her gelen yeni iş yapıyor. ABD’yi yeniden keşfetmeye gerek yok. Estonya, Finlandiya örnekleri önümüzde. Üniversitelere düşen görev eleştirdiğim Milli Eğitim sonunda biz ne yapıyoruz Klasik üniversitelerde bilgi yükleniyor çıkılıyor. Yeni nesil üniversitenin farklı işler yapması lazım. Yenilikler, girişimcilik, yenilikçilik, Endüstri 4.0’ı yakalamamız lazım. Ekonominin ve kalkınmanın motoru eğitim. Umudumuzu kaybetmeyelim iyi örnekleri taklit edelim. İyi taklitse olumludur.”
'EĞİTİM FAKÜLTELERİNE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR'
Önce öğrenciyi eğiten, öğretmen niteliklerini yükseltmek gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Kut, burada eğitim fakültelerine çok iş düştüğünü vurguladı. Bu konuda yapılabilecekleri söyleyen Prof. Dr. Kut, “Birincisi her şeyi devletten beklememek gerekir. İkincisi özel sektör eğitimi ve ekonomiyi iki şekilde katkı bulunabilir. Doğrudan ve dolaylı yatırımlar. Eğitim ile iş dünyasını bir araya getirecek bir noktaya parmak basmak istiyorum. Özel sektör vakıf ya da okulla yatırım yapıyor. Bunu en iyi hale getirmek gerekiyor. Dolaylı var ki bunu ihmal etmemek gerekiyor. İyi öğrenci, düşünür yetiştirmeye, meslek adamı yetiştirmeye odaklanmış üniversitelere işbirliği yapmalarını istiyorum. Bizimle proje yapın Ar-Ge merkezini bizimle kurun. Çalışlarımıza destek verin. Üniversite, camiasını kast ediyorum. Protokolleriniz gerçek olsun. Bunların çok önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Silver Spring Türkiye CEO ve TÜSİAD STEM Başkanı Burak Aydın, mühendislik, bilim, teknoloji ve matematik konularında farkındalık hareketi başlattıklarını belirterek, “Bu sene Mayıs ayı içinde sahneye getiriyor olacağız. Türkiye’de bilime, teknolojiye, matematik, girişimciliğe ve sanata çok daha fazla eğilmeye ihtiyacı var. Bundan sonraki mesleklerin hepsi bu başlıkları barındırıyor veya kazandırdığı inter disipliner şekilde icra ediliyor olacak. Burada Milli Eğitim bu işin Türkiye’deki başındaki kamu kuruluşu. Birçok atılım yapıyor. Daha yapılacak işler var. Velilerin çok bilinçli olmaları lazım. Çocukların hayallerini beslemeleri gerekiyor. Hayal ve özgüven ile yetişmeleri lazım” dedi.

DHA