Şule İdil Dere’nin yaşamını yitirdiği olayla ilgili haklarında ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan 7 sanığın yargılanmalarına başlandı.

Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar hafriyat kamyonu şoförü Mümin Kılıç, İSTAÇ A.Ş. Asya Yakası Kıyı Temizlik Şefi Teyfur Bingöl, İSTAÇ İş Güvenliği Uzmanı Zafer Karasaçlı, İBB’nin kontrol elemanı Ergun Ata, Harita Mühendisi Kamil Celal Yıldırım, İSTAÇ A.Ş. Deniz Hizmetleri Müdürü İbrahim Ruhi Kelleci, İBB Kıyı Temizleme Şefi Saffet Altındağ, müştekiler Nesrin Aslan ve Berdan Dere ile taraf avukatları katıldı.

Şule İdil Dere Şule İdil Dere

BAĞIRIŞLARI DUYUNCA ARACIMI DURDURDUM


Duruşmada savunmasını yapan hafriyat kamyonu şoförü Mümin Kılıç, “Olay günü boş vaziyette yük alacağım alana doğru geri geri gidiyordum. Aracımın geri vites ışığı ve geri geldiğine ilişkin ikaz sesi de vardı. Hatta aşırı derecede duyuluyordu. Ben bu ışıkların yardımı ile gidiyordum. Gittiğim yol dar bir yoldu. Sağ tarafı denize sıfırdı ayrıca sol tarafta sarkan dallarda yan aynaları kapatıyordu. Esasında bu tür işlemler yaparken yanımızda gözcüler bulunur, onlar bize talimat verirler. Kazanın olduğu anda bu iş ile görevlendirilen kişi benimle birlikte değildi. Ancak kaza anında niçin benim yanımda olmadığını bilmiyorum. Böyle bir görevlendirme yapılsa dahi fiilen hiç bir zaman böyle bir kişi yanımızda bulunmuyordu. Aracın arkasını kontrol ettiğimde sağ taraftan insanların geçiş yaptığını ve aracın diğer tarafından da çıkış yaptığını gördüm. Kimsenin olmadığını düşündüğüm için geri geri gelmeye devam ettim. Ben bağırış seslerini duyduğum anda aracımı durdurdum. Baktığımda sol ön tekerleğin yanında bir şahsın sol tekerleğin dış tarafında olduğunu gördüm. Yabancı uyruklu bir kadın kamyonun altından rahmetliyi çekmeye çalışıyordu. Hatta onu ittirdim. Müdahale etmesini engelledim. Benim şahsi kanaatim şudur; eğer ben kamyonun altına rahmetliyi almış olsaydım, orada bulunması gerekirdi. Ancak sol tekerleğin dış tarafında bulunuyordu. Araç ağır tonajlı bir araçtır. Üstünden geçtiğimde daha ağır sonuçlar doğurması gerekir. Birinin onu ittiğini düşünüyorum. Yabancı uyruklu kadının yanında başkaları da vardı. Ancak onlar olay yerimden kaçarak uzaklaştılar. Ambulans şoförü bana, rahmetlinin şah damarının kesildiğini, bu nedenle vefat ettiğini söyledi” dedi.

"BİZİM MUHATABIMIZ ERGUN ATA VE ŞÜKRÜ BEY'DİR"


İSTAÇ Deniz Hizmetleri Müdürü İbrahim Ruhi Kelleci ise, “İSTAÇ A.Ş., İBB’nin iştiraklerinden biridir. Ben de 4 bin çalışanından biriyim. Ancak yönetici vasfım vardır. Ben 6 aydan bu yana İSTAÇ A.Ş. Deniz Hizmetleri Müdürü olarak görev yapıyorum. Şoförlerin yasadan kaynaklı tüm eğitimleri tarafımızca verilmiştir. Sanık Mümin Kılıç da bunlardan biridir. İş güvenliği ve sağlığı hususunda saha çalışmasında bizim bir görevimiz yoktur. Yalnızca çalışan ve ekipman temininden sorumluyuz. Bize yalnızca Ataşehir, Alibeyköy, Unkapanı ve Küçükçekmece de dört adet şantiye teslim edildi. Buralarda gerekli güvenlik tedbirlerini aldık. Kurbağalıdere’ye ilişkin olarak ayrıca bir yer teslimi yapılmadı. Kusuru kabul etmiyorum. Yasa ve fiiliyatta İSTAÇ A.Ş.’ye yüklenmiş bir sorumluluk yoktur. Kurbağalıdere saha çalışmasında kamyonların çalışma şekilleri ve güzergâhları ile ilgili yönlendirme İBB çalışanları tarafından yapılır. Bizim muhatap olduğumuz kişilerden biri sanıklardan Ergun Ata ve davada konu edilmeyen Şükrü beydir” dedi.

"ŞİKAYETÇİYİZ GÜVENLİK ÖNLEMİ ALINMADI"


Duruşmada savunmasını yapan diğer sanıklar da, olayla ilgili sorumluluklarının bulunmadığını belirterek, olayda kusurlu olmadıklarını savundu.  Müşteki Nesrin Aslan ise, “Sanıklardan şikayetçiyim. Bu hususla ilgili olarak sorumlu herkesten şikayetçiyim” derken, baba Berdan Dere de, “Sanıklardan şikayetçiyim. Kaza sonrasında da yaya yolu olarak bildirilen yerde bile halen iş makinesi çalışmaktadır. Herhangi bir güvenlik önlemi alınmamıştır” dedi. Duruşma, tarafların beyanlarını sunmaları ve tanıkların dinlenmesi için ertelendi.

“SORUMLULARIN HESAP VERMESİ İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM”


Adliye çıkışı açıklama yapan anne Nesrin Aslan, “Bu daha başlangıç arkadaşlar, esas sorumlular yoktu orada. Ben inadımla, öfkemle ünlü bir insanımdır. Ne kadar zaman alırsa alsın ömrüm yettiği sürece, bu asıl sorumluların hesap vermesi için elimden geleni yapacağım. Onların kimler olduğunu da biliyorum. Eskisiyle tam da o tarihtekilerle, İBB’nin belediye başkanları sorumludur. Bu bir zihniyet meselesidir. Avrupa’nın en büyük metropollerinden birinde, bir parka hafriyat kamyonu dalıyor ve bir cinayet işleniyor. Bunu hiç kimse hiçbir şekilde açıklayamaz. O kamyonun şoförüne bugün de söyledim, kuş kadar beyni olan eğer kusuru olmadığını düşünüyorsa İBB’ye dava açsın, yanında olacağım. Bütün işim bu olacak bundan sonra ve şundan çok eminim asla yalnız olmayacağım. Uzaya gitmem gerekiyorsa oraya da gideceğim ve yalnız olamayacağım. Bunu herkes duysun. Bundan sonra İdil’in annesi Nesrin Aslan, hiçbir şey olmazsa rüyanızda göreceksiniz” dedi.

OLAYIN GEÇMİŞİ


12 Mayıs 2016’da Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda yürürken, manevra yapan İBB’nin hafriyat kamyonunun altında kalarak can verdi. Kamyonu kullanan Mümin Kılıç, kaza sonrası serbest bırakıldı. Olayla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve iştiraki İSTAÇ A.Ş. ‘müteselsilen kusurlu’ (birlikte kusurlu), İki kurumun yetkilileri ve şoför Mümin Kılıç ‘asli kusurlu’, Şule İdil Dere ise  'kusursuz' bulundu. Şule’nin ölümüyle ilgili soruşturma 1,5 yıl sonra sonuçlandı. Savcılık, İSTAÇ A.Ş. Asya Yakası Kıyı Temizlik Şefi Teyfur Bingöl, İSTAÇ İş Güvenliği Uzmanı Zafer Karasaçlı, İBB’nin kontrol elemanı Ergun Ata, Harita Mühendisi Kamil Celal Yıldırım, İSTAÇ A.Ş. Deniz Hizmetleri Müdürü İbrahim Ruhi Kelleci, İBB Kıyı Temizleme Şefi Saffet Altındağ’ın yanı sıra, kamyonu kullanan sürücü Mümin Kılıç hakkında, ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.