Yargıtay, ilk kez bir davada 'müşterek velayet' kararı verdi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin aldığı kararda, çocuğun velayeti hem anneye, hem de babaya verildi. Karara gerekçe olarak, Mart 1985 tarihinde imzalanan “11 No'lu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 No'lu Protokol”, 6684 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunarak, 25 Mart 2016 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanıp, yürürlüğe girmesi gösterildi.

Karar gerekçesinde, bu kanuna göre, eşlerin, evlilik bakımından, evlilik süresince ve evliliğin bitmesi halinde kendi aralarındaki ve çocuklarıyla olan ilişkilerinde, özel hukuk niteliği taşıyan hak ve sorumluluklar açısından eşit olduğuna vurgu yapılarak, “Bu madde, devletlerin çocuklar yararına geren tedbirleri almalarına engel değildir. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin Milletlerarası Antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda Milletlerarası Antlaşma hükümleri esas alınır. İç hukukla ilgili yasal düzenlemeye baktıktan sonra 'kamu düzeni' kavramı üzerinde durmak uyuşmazlığın çözümü için yararlı olacaktır. Yukarıda değinilen iç hukukumuz ve kamu düzeni kavramı ile ilgili açıklamalara göre somut olay değerlendirilidğinde 'ortak velayet' düzenlemesinin, Türk kamu düzenine 'açıkça' aykırı olduğunu ya da Türk toplumunun temel yapısı ve temel çıkarlarını ihlal ettiğini söylemek mümkün değildir” denildi.

İKİ TARAFA DA VEREBİLİR


Konuyu SÖZCÜ'ye değerlendiren İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Üyesi Avukat Birgül Sönmez Şimşek, Türkiye'nin böylece uluslararası bir anlaşmayı onaylayıp, taraf olduğunu belirterek, “Bu protokolün onaylanmasıyla birlikte, Yargıtay, müşterek velayetin kullanılmasına ilişkin bir başvuruya daha önce red verirken, şimdi protokolü gerekçe göstererek karar verdi. Artık anne ve baba çocuğun velayetini müşterek kullanmak isterse, hakim 'İkinize birlikte verilemez' diyemez. Velayet kamu düzeni içerisinde olduğu için çocuğun korunması açısından ikisine birlikte verebilir” diye konuştu.

ÇOCUĞUN PSİKOLOJİ İÇİN ÖNEMLİ


birgul_sonmez

Müşterek velaketin doğru kullanılması halinde güzel ve insanların hayatını kolaylaştıracak bir karar olduğunu vurgulayan Şimşek, çocuk psikolojisi ve gelişimi açısından da önemine işaret etti.

Bu sayede anne ve babanın birçok yasal prosedürden kurtulacağının altını çizen Şimşek, şöyle devam etti: “Çocuğun yurtdışına çıkışında izin gerekiyordu. Ayrıca çocuğu görme, görüş günü gibi geçiyordu. Hakimin ya da tarafların düzenleyebileceği ortak protokolle, çocuğun kimde kalacağına, giderleri kimin karşılayacağına ortak karar verilebilir. Ancak burada eşlerden biri bu durumu baskı olarak kullanması halinde, diğer eşin mahkemeye başvurup, müşterek velayetin diğer eş tarafından gereğince yerine getirilmediğini, çocuğun zarar gördüğünü ispatlaması durumunda tek başına velayet talep edebilecek. Ama velayetin tek tarafa verildiği durumlarda da diğer eşin her zaman dava açma hakkı vardı.”

Ortak velayet kararının hem anne baba hem de çocuğun menfaatine bir karar olduğunu kaydeden Şimşek, “Biz, bu durumu Türk eşi olan yabancı müvekillerimize anlatamıyorduk. Mahkeme birinize verir demekte zorlanıyorduk. Çünkü onlar, 'Boşanmış olabiliriz ama anne ve baba olarak sorumluluklarımız devam ediyor' diyordu. Bu onlar için sıkıntı yaratıyordu” dedi.