17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen ve 45 saniye süren 7,4 büyüklüğündeki deprem büyük yıkıma yol açmıştı. Bu büyük felakette 17 bin 480 kişi hayatını kaybetmiş, 43 bin 953 kişi yaralanmıştı. CHP'li vekil Yedekci, 17 Ağustos depreminin 18. yıl dönümünde depremle ilgili çok önemli açıklamalarda bulunarak, depremin yeni rant kapısı olarak görüldüğünü, ayrıca ülkemizde etkin, bilimsel ve insanı önceleyen bir deprem politikasının olmadığını dile getirdi

CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci yaptığı açıklamada, "Ülkemizde bugüne kadar yaşanan bütün doğal afetlerde üzülerek görüyoruz ki, bilimin ve teknolojinin referans alındığı tedbirler ve çözümler hayata geçirilmemektedir. Can kayıplarımız açısından hepimizin yüreğini parçalayan, hayatlarımızda derin izler bırakan tarihimizin en büyük depremlerinden 17 Ağustos Depremi’nin üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen yeni bir deprem olduğunda can kaybını engelleyecek etkili bir çalışma yapılmamıştır. Deprem vergilerini duble yol yapmak için kullandığını açıklayan hükümet deprem toplanma alanlarını da yandaş firmalara rant için mi kullanmaktadır?

Depremin yeni rant kapısı olarak görüldüğü, depremi fırsata çevirme anlayışı ve insanların ölü bedenleri üzerinden rant devşirme anlayışının karşısındayız. Bugün ülkemiz büyüklü küçüklü depremlerle her an bir felaketle karşı karşıya kalmanın korkusunu yaşamaktadır.

Ülkeyi yönetenlerin görevi her an yaşanabilecek deprem felaketinde vatandaşımızın can güvenliğini sağlamak olmalıdır. Defalarca dile getirdiğimiz gibi başta okulların, hastanelerin, kamu binalarının, konutların ve tüm yapıların deprem güvenlikli hale getirilmesi için geçen 18 yıl boyunca ne yapılmıştır? 500 diri fay hattının bulunduğu Marmara her an yeni bir deprem ve yeni bir felaket ile yüz yüzedir. Buna rağmen, İstanbul’daki 493 deprem alanın 416’sının imara açıldığı bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. 2011 yılında yaşanan Van depremi bahane edilerek bütün yasa ve yönetmeliklerin üzerinde 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü Kanunu çıkarılmış ve bu kanunla ne yazık ki çok sayıda vatandaşımız kentsel dönüşüm adı altında mağdur edilmiştir.

Tüm bu gelişmeler ışığında, açıkça görülmektedir ki, ülkemizde etkin, bilimsel ve insanı önceleyen bir deprem politikası yoktur. Acilen yapılması gereken; teknolojiyi, fenni ve bilimi esas alarak deprem güvenliliğinin sağlanmasına yönelik çalışmaları yapmak ve yandaşları değil vatandaşı düşünmektir. Anne karnındaki ve yeni doğmuş bebekler, okula giden çocuklar, seksen yaşındaki Ayşe Teyze, göremeyen Mithat Ağabey, yürüyemeyen Aysel Abla, işçi Ahmet, üç çocuklu Halime Teyze, taksici Mehmet Ağabey, öğrenci Ali, bakkal Serhat Amca ve emekli Fatma Teyze bu gün her biri risk altında... Bu insanların can güvenliği hükümete emanettir.

Millet adına tekrar uyarıyoruz rant gelirlerinden kazanacağınız milyar dolarlar bir vatandaşımızın canından,  bir çocuğun saçının tek bir telinden önemli değildir.  Aklınızdan bunu çıkarmayın Deprem değil; deprem güvenliği olmayan binalar, rant merkezli yönetilen kentler öldürür" ifadelerini kullandı.