19 Mayıs
23 Nisan
30 Ağustos
29 Ekim'de
Yani bayram günlerinde,
Bazen bayram coşkusuna karışır
Düşüncelerim, hayallerim.
Kaynar gider arada.
23 Nisan 1998 vardır.
30 Ağustos 2010 da.
29 Ekim 1971 vardır mesela.
19 Mayıs 2016 da.
Ama bütün 10 Kasım'lar 1938 dir.
Başka yılı yoktur sanki.
9 Kasımların hepsi 10 Kasım 1938'e bağlanır.
Ve bu yüzden,
9 Kasım geceleri
Onu kaybedeli geçen yılların küllenmiş acısını değil de
Yarın kaybedecek olmanın
taze korkusunu yaşatır.
Ve bu 9 Kasım gecelerinde bir ömürden taşan,
Bin ömrü aydınlatan bir ışık saklanır.

O gecenin sabahında,
Anıtkabir’e giderken yanında
Tüm kalbini de götürürsün
İki kırmızı karanfil ile birlikte
Ona dolduğunda gözlerin,
Vatan için de ağlarsın.
Aslında bilirsin ki,bir mirasyediden farklısın
Ama onunla aynı pencereden gördüğünde Ankara’yı
Yapamadıklarından da utanırsın.

Ömründe hiç görmediğin birine,
Mozelenin önünde,
Gözlerinin içine bakarmış gibi söz verirsin
Hiç görmediğin birini özler,
Asırlar boyu da özleyecek olduğunu bilirsin
Vedalaşmak için ardına son kez baktığında
Elinden tutsun diye beklersin
Bekle!
Anıtkabir’den her gidenin; bir Mustafa Kemal’i gönlünde götürdüğünü,
Sen de öğreneceksin.

Ben de bir 9 Kasım gecesi sabaha kadar ağladım.
Korkularımı siren sesinde,
İnancımı gönlümde bıraktım.
Umudumu onun gözleri bana dönük bir resminden aldım.
Nutuk okuyarak uyandım.
Gençliğe Hitabe ile inandım.
Hayali İzmir’de mücadeleyi Afyon’da sakladım.
Ufuğu Vecihi’nin kanatlarında gördüm,
Gerçeği Dumlupınar’da bir namlunun ucunda.
İnancı Harbiye Marşında duydum,
Gururu Sakarya da.
Ben de bir vals ritminde aşık oldum.
Bir şiir okudum,bir romanda kayboldum.
Öğrendim ve öğrettim ben de.
Söz verdim ben de,Anıtkabir’de.

Ülkemle ilgili endişelerim baki
Kalbimdeki hüzün,
Gözümdeki yaş da öyle
Ama Mustafa Kemal bugün çıkıp gelse
Tam da onun görmek isteyeceği gibiyim
İnadım inat vazgeçmeyeceğim!

Ezgi Su Yüzbaşıoğlu