Son zamanlarda sosyal medyada ve diyet listelerinde adı sıkça geçen kinoa ülkemizde de ekilmeye başladı. Bingöl'de bir vatandaş ektiği kinoıa bitkisinin ilk hasadında 35 dönümlük araziden 7 ton ürün elde etti. Yaklaşık olarak 400 bin lira gelir bekliyor. Astronotların beslenmesinde kullanılan kinoa nedir, zayıflatır mı? Kinoa hakkında merak ettiklerinizi haberimizden öğrenebilirsiniz.

KİNOA NEDİR?

Kinoa, yenebilir tohumları için tarımı yapılan Chenopodioideae alt familyasından bitki. Tahıllara benzer yönleri olsa da Buğdaygillerden değildir, ıspanak ve pancar gibi bitkilere daha yakındır.

Kinoa, Keçuva dilindeki kinua sözcüğünün İspanyolca söylenişinden gelmektedir. Kinoa tarımına Bolivya, Peru, Ekvador ve Kolombiya'nın And Dağları üzerindeki yörelerinde 3.000 ila 4.000 yıl önce başlanmıştır.

Yine arkeolojik verilere göre günümüzden 5.200 ila 7.000 yıl öncesine kadar da insanlarca doğadan toplanarak yenmekteydi. İnkalar tarafından tarımı yapılır ve manevi değer atfedilirdi.

KİNOA HAKKINDA MERAK EDİLENLER

Tahıllara kıyasla kinoanın besin değeri oldukça iyidir. Lizin gibi temel amino asitler ve bol miktarda kalsiyum, demir ve fosfor içerir. 100 gram kinoa 372 kalori, 5,8 gram yağ, 69 gram karbonhidrat, 6 gram lif içerir. Kinoa besin değeri yüksek ve glütensiz bir tam tahıldır. Gluten içermeyen kinoa, “çölyak hastaları”ve “glutensiz beslenen” kişiler için sağlıklı bir protein ve karbonhidrat kaynağıdır.

kinoa6

Hasattan sonra tohumların saponin içerdiği için tadı acı olan kabuklarından ayrılması gerekir. Kinoa genellikle pirinç ile aynı şekilde pişirilir ve çok çeşitli yemeklerde kullanılır. Kinoa yaprakları, ıspanak gibi bir yapraklı sebze olarak da tüketilebilir, ancak bu şekilde satıldığı nadir görülür.

Ayrıca, 2013 yılı "Birleşmiş Milletler Bölge Ofisi" tarafından "2013 Kinoa yılı" ilan edilmiştir. Kionanın bazı türleri ICBA'nın testlerine göre 40 dS/m düzeyinde tuzlulukta yetişebilmektedir.

KİNOA VE CHİA ZAYIFLATIR MI?

Hiçbir besinin tek başına zayıflatma gücünün olmadığını belirten Diyetisyen Didem Kanca Üstay, chia ve kinoa gıdalarını sozcu.com.tr okurları için sorguladı. Üstay, ‘Bu gıdalar mucize gibi sunuluyor da ülkemizde yetişen susam neden kötüleniyor?’ sorusunu soruyor.


didem-kanca-ustay



“Artık yaz sezonu yaklaşırken herkes tekrardan bir zayıflama telaşına düştü. Bundan faydalanmak isteyen kapitalist dünya da zayıflamayı garantileyen reklamlarını bizlere daha da fazla sunmaya başladılar. Bunlardan iki tanesi de son zamanların popüler “mucize” gıdalarından kinoa ve chia. Sosyal medyada sürekli bir sanatçının nasıl chia tohumuyla zayıfladığının videoları ve resimleri “sponsorlu” yani reklam olarak dolaşıp duruyor. İnsanlar koşarak chia tohumu almak istiyorlar. Bazı doktorlar “kinoayla zayıflayın” diye sürekli televizyonlarda program yapıyorlar. Hakkıyla mesleğini icra eden hiçbir doktor ya da sağlıkla uğraşan bilim insanı bir yiyeceğin reklamını yapmaz. Eğer bir yiyeceğin reklamı oluyorsa bilin ki bunun arkasında muhakkak para konuşuyordur. Bir gıdayı satabilmenin en iyi yolu insanların en büyük zaafı olan “zayıflatır” sözcüğünden geçer.
Seneler önce ülkemizde mercimek hasılatı fazla olunca ve üreticinin elinde patlayınca, “bunu nasıl satarız acaba?” diye düşünmüşler ve zamanın bilindik diyetisyenlerinden birisine televizyon programı yaptırmışlar. Kadıncağız her gün televizyona çıkıp mercimeğin faydalarını anlatıp mercimekli yemeklerin tarifini veriyormuş. Yine bundan 10-15 sene önce fazla nar üretimi olunca narla ilgili o yaz sürekli haberler çıkmıştı: “nar zayıflatır, nar şekere iyi gelir, nar kolesterolü düşürür” gibi bir sürü hurafe! Ama inanın bana işe yarıyor. O sene herkes sürekli nar suyu içer olmuştu! Ne oldu? Narın faydası bitti mi? Nar artık zayıflatmıyor mu?

Peki bu kinoa ve chia bu kadar mucizevi gıdalar ise o zaman neden yetiştikleri ve çok sık tüketildikleri Orta ve Güney Amerika ülkelerinde hala obezite yükselmekte? Bizim kendi yetiştirdiğimiz gıdalardan ne farkı var? Gelin inceleyelim.

Yazımın bilimsel çalışma kısımlarını araştıran diyetisyen Pınar Doğan'a bu arada teşekkür etmek isterim. Chia tohumunun içindeki lif içeriğinden dolayı tokluk hissini arttırıp iştah metabolizmasında etkili olabileceği öne sürülmektedir. Yapılan bir çalışmada 12 hafta boyunca günlük 50 gram chia tohumu tüketmesi sağlanan bireylerin, iştah metabolizmalarında, beden kitle indekslerinde ve hastalığa yatkınlıklarında herhangi bir farklılık gözlemlenmemiştir. Bir besinin, hem de kalorisi olan bir besinin kilo verdirmesi nasıl mümkün olabilir ki?

Susam, diyette olan herkesin korkulu rüyasıdır. “Aman çok yağlı, susam tüketmeyin” deriz değil mi, simitten korkarız. Ama “diyetteyim o yüzden ara öğünümde chia puding yedim” ne kadar havalı ve sağlıklı değil mi? Bugünlerde hangi restorana gitseniz chialı ve kinoalı salatalar, sushiler, tatlılar! Her şeyde olduğu gibi bunda da özenti bir toplumuz. Kendi değerlerimiz dururken elimizde, bizler gidip kapitalist dünyanın reklamlarına yenik düşüyoruz.

Başlıca vitamin, mineral içeriği olarak karşılaştırıldığında ise 1 porsiyon nohut folik asit ihtiyacımızın %70'ini, 1 porsiyon buğday tohumu %81'ini karşılarken, kinoa sadece %19'unu karşılamaktadır. Ya da B1 vitamininden zengin olan buğday 1 porsiyonunda günlük ihtiyacımızın %144'ünü karşılarken, kinoa günlük ihtiyacımızın sadece %13'ünü karşılamaktadır.

Ayrıca1 kg kinoa aşağı yukarı 60 lirayken, 1 kg nohut sadece 10 lira civarındadır. Kinoanın paranızdan olmaya değecek hiçbir ekstra katkısı yoktur.

Bir de kamu spotları dolaşıyor etrafta “Kinoa yağ yakar” diye. Peki bununla ilgili bilimsel makale ve çalışmalar var mı? Tabii ki de hayır. Zaten lütfen bu tür söylemleri kulakardı ediniz. Hiçbir gıda yağ yakmaz. Biraz anatomi bilen herkes insan vücuttaki mekanizmanın böyle işlemediğini bilir.

Bilinçli tüketiciler olalım ve “satır aralarını iyi okuyalım.” Neden sürekli bir gıdanın reklamını yapıyorlar?” diye sorgulayalım.

Değerlerimizin kıymetini bilmeliyiz, ülkemizdeki besinlere sahip çıkmalıyız. Hiçbir besinin bir diğer besinden üstünlüğü ya da eksikliği yoktur, önemli olan ne zaman, nerede, ne kadar yediğimizdir. Eğer kendi kültürel besinlerimize sahip çıkmazsak bir gün gelecek çocuklarımız herşeyi yapay yurtdışından ithal edilmiş olarak yiyecekler ve hastalıklar günümüzden de fazla olacak.

Kinoanın en fazla üretim yeri olan Peru ve Bolivya'da eskiden en ucuz protein kaynağı olan ve fakir insanların yediği bu gıdayı artık halkın alamadığını biliyor musunuz? Çünkü yurtdışında ihraç, üretici için çok daha karlı hale geldiğinden kendi halkını umursamaz oldu ve iç pazardaki fiyatlar arttı. Aynı bizim halkımıza fındık ve Antep fıstığının çok pahalıya satılması ve büyük bir kısmının alamaması gibi! Ekolojik denge ve sağlıklı toplumlar için tükettiğimiz gıdaların menşeine dikkat edelim.

Her topluluğun yaşadığı yerde belli besinler yetişir. Bu besinler de aslında o yörenin genlerine uygundur. Bence her toplum kendi topraklarında yetişen besinleri, denizlerinden çıkan balıkları yemelidir. Eğer balık çıkmıyor ve yenmiyorsa sıkıntı yoktur. Bugün çok başarılı Kayserili, Mardinli, Karslı iş insanları kinoa, chia ya da somon yiyerek büyümediler!”

KİNOA EKTİ, 400 BİN LİRA GELİR BEKLİYOR

Bingöl’de ilk kez astronotların beslenmesinde kullanılan kinoa bitkisini ekip, hasadını yapan çiftçi, 35 dönümlük araziden 7 ton mahsül elde etti. Daha önce aynı tarlada arpa ekip, 3 bin TL kazanan çiftçi, bu kez 350- 400 bin TL kazanç bekliyor.

DHA'nın haberine göre ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) tarafından astronotların beslenmesinde kullanılan kinoa bitkisi, Bingöl’de ilk kez merkez Gözeler köyünde ikamet eden Fırat Güven tarafından ekildi. 35 dönümlük arazi üzerine ekimi yapılan kinoa bitkisini hasat etmeye başlayan Güven, hasadın bereketli geçtiğini belirterek, tarladan 7 ton mahsul elde ettiğini söyledi.

4 yıldır Bingöl’de çiftçilik yapan ve tarlasına kinoa eken Güven, “Geçen yıl burada arpa ektik. Arpadan kazancımız giderlerin dışında 3 bin 500 liraydı, bugün Kinoa bitkisinden 350-400 bin lira civarında kazanmayı bekliyorum” dedi.

Pazar sorunu yaşamadıklarını belirten Güven, "Şuan hasat çalışmalarımız devam ediyor. Pazar sorunu yaşamıyoruz, yurtiçi ve yurtdışından yoğun bir talep var. Rağbet oldukça yüksek. Ben genç çiftçilere bu bitkiyi öneriyorum, hepsi bu işi yapmalı” diyerek tavsiyede bulundu.