Özellikle futbolcularda; popülerlik, kazanma baskısı, taraftar holiganizmi, antrenör veya yönetici baskısı, ırkçılık, takımdan dışlanma, fiziksel ve ruhsal aşırı yüklenmeye bağlı tükenmişliklerin psikiyatrik hastalık risklerini artırdığı belirtiliyor.

Konu ile ilgili olarak Psikiyatrist/ Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Emre Tan şunları söyledi: “Spor yapanların fiziksel ve ruhsal olarak çok sağlam oldukları inancı yaygın olsa da sporculardaki ruhsal sıkıntılara baktığımızda genel topluma benzer sonuçlar saptamaktayız. 100 bin kişiden 10-20'si intihar sonucu ölmektedir ve bu oran sporcularda da benzer seyretmektedir. Sporcularda karşılaştığımız psikiyatrik rahatsızlıkların başında depresyon, kaygı bozuklukları, yeme bozuklukları ve madde kullanımları gelmektedir. Bu oranların daha az düşünülmesinin sebebi ise sporculardaki psikiyatrik rahatsızlıkların gizlenmeye ve örtülmeye çalışılmasıdır. Bu durum hem sporcunun kendisi hem de ailesi, antrenörü ve yöneticileri tarafından yapılmaktadır. Sporcu, ifşa edileceği, zayıflık işareti olarak suistimal edileceği ve müsabakalara dahil edilmemesi için bir sebep olarak kullanılacağı korkusuyla herhangi bir psikiyatrik semptomunu açığa vurmaktan çekinir. Ailesi ve teknik adamlar da benzer kaygılara ek olarak gerekli bilgi donanımları olmadığından bu rahatsızlıkları fark edemiyorlar”.

holigan

Tan, tüm profesyonel kulüplerin spor psikolojisi ve psikiyatrisi alanında yardım almaları gerektiğini kaydederek, “Bu durum sporcunun bireysel ve takım başarısını arttıracağı gibi, oluşabilecek rahatsızlıkların erken teşhisini ve tedavisini de sağlayacağından hayati önem taşımaktadır. Sadece futbolda değil, güreşten jimnastiğe kadar pek çok branşta sporcular psikiyatrik rahatsızlıkları nedeniyle hem performans hem de genel hayat kalitelerinde düşüş yaşamaktadırlar. Hiçbir kupanın veya galibiyetin insan sağlığından önemli olmadığını kabul ediyorsak, sporcuların ruhsal sağlıklarına da gerekli önem verilmelidir” şeklinde konuştu.