“Yaşam sevinci neymiş yeni anladım!”… “Kendimi artık güzel ve mutlu hissediyorum!”… Gerek kadın gerekse erkek, yıllarca aşırı kilolarından çok çekmiş hastalar, obezite ameliyatı ile kendilerini yeniden doğmuş gibi hissediyorlar şüphesiz. Hem estetik görüntülerinin normal ‘tek’ bir insan görünümüne kavuşmasıyla mutlu oluyorlar hem de sağlık açısından önemli riskleri büyük ölçüde azaltıyorlar. Özgüvenlerinin yerine gelmesi ve sosyal yaşantılarına faydası da cabası… Bu kapsamda, modern çağın tehlikeli hastalığı obeziteden kurtulduğunda kadınların da erkeklerin de sağladıkları fayda benzer oluyor. Buna karşın kadın-erkek obezitesinde bazı ince farklılıklar da var. Acıbadem Altunizade Hastanesi Obezite Merkezi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Asım Cingi, 20 Mayıs Avrupa Obezite Günü’ne özel, ameliyattan kilo verme sürecine hatta ‘sihirli değnek olarak görülüp kurallara dikkat edilmediğinde’ yeniden kilo alma riskine dek; kadın-erkek obezitesinde 6 ince farkı anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

KADIN ERKEK OBEZİTESİNDEKİ FARKLAR

obezite-1

Yağ dağılımı: Erkeklerde çoğunlukla yağ dağılımı eşit olmuyor. Bacaklar ve kollar normale yakın olsa da yağlanma çoğunlukla vücudun üst kısmında, bel çevresinde, göbek etrafında oluyor. Kadınlarda ise yağlanma göbek bölgesi ve altında, kalçalar, bacaklar, basen bölgesinde ya da daha homojen şekilde oluyor. Obezite her iki cinste de; kalpten kansere birçok tehlikeli hastalığa yol açabilse de; yağlanmanın göbek bölgesinde odaklandığı erkeklerde kalp hastalıkları riski önemli oranda artıyor. Kadınlarda ise fazladan meme kanseri ve jinekolojik kanserlere zemin hazırlıyor.

Cerrahi işlem farklılıkları: Kadınlarda genellikle ameliyatlar teknik olarak daha kolay oluyor. Erkeklerin yağlanması, ağırlıkla göbek bölgesi ve üzerinde olduğu için ameliyat edilecek alan da bu yağlardan çok etkileniyor ve bazen ameliyatın teknik olarak zorlu geçmesine neden oluyor. Kadınlarda ise yağ dağılımı daha homojen olduğu, ya da göbek altı bölümleri ağırlıklı etkilediği için ameliyat alanının görüntüsü ve çalışma alanı daha geniş imkan sağlıyor ve ameliyatlar teknik olarak biraz daha kolay oluyor.

Cildin sarkması: Obezite ameliyatı olduktan sonra ‘her şey düzelecek’ diye düşünmeyip düzenli kontrollere gitmek şart. Bunun için beslenme uzmanı, endokrinolog, psikolog, cerrah tümünün bir arada olacağı kapsamlı bir merkez ideali. Çünkü eksilen mineraller, vitaminler, kalsiyum ve demir yerine konulmazsa çok ciddi sorunlara yol açıyor. Kadınlarda kemik erimesi ve ciltte sarkma sorunları çok daha fazla ortaya çıkıyor. Özellikle göbek çevresinde, kollar ve bacaklarda, meme bölgesinde oluşan cilt sarkmalarının ikinci yıldan sonra estetik cerrahiyle düzeltilmesi gerekebiliyor. Zira bu sarkan deriler sadece estetik değil, hareket rahatlığı ve hijyen açısından da sıkıntı yaratıyor. Erkeklerin kas kütlesi daha fazla olduğu için vücut, spor ve yüzme derken daha çabuk toparlayıp, bazen müdahaleye gerek kalmayabiliyor.

Görülme sıklığı: Gerek dünyada gerekse ülkemizde görülme sıklığı hızla yaygınlaşan obezite, vücut kitle indeksinin 30’un üzerinde olması anlamına geliyor. 35-40 arası olup ona eşlik eden diyabet, hipertansiyon gibi bir hastalık varsa ya da vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde ise ve beslenme ve spor desteğine rağmen düzelme sağlanamıyorsa obezite ve metabolik cerrahinin gündeme gelmesi gerekiyor. Ülkemizde obezite kadınların daha sık kapısını çalıyor. 18 yaşın üzerindeki kişilerde obezite görülme sıklığı kadınlarda yüzde 30, erkeklerde ise yüzde 20’ler seviyesini aşmış bulunuyor. Bu durum yaşam tarzıyla yani hareketsiz bir yaşantıyla ilişkili olabildiği gibi, kadınlarda hormonal dengeler de onların aleyhine çalışıyor. Canları sıkıldığında, üzüldüklerinde sıkıntılarını abur cuburla hafifletmeye çalışmaları da kilo olarak geri dönüyor.

Doğum, cinsel fonksiyon: Prof. Dr. Asım Cingi, obezitenin kadınlarda gebe kalma ve doğum sürecini olumsuz etkileyebildiğini belirterek “Obezite ameliyatı sonrası ise kadınlarda doğum verimliliği artıyor. Özellikle ameliyatın ardından hızlı kilo verme sonrası ilk bir yılda hamile kalma ihtimali birdenbire çok yükseliyor. O nedenle hastalarımızı ilk bir yıl çok dikkatli korunmaları konusunda uyarıyoruz, çünkü ameliyat sonrası ilk bir yıl içerisinde gebelik istediğimiz bir durum değil” diyor. Prof. Dr. Asım Cingi, obezitenin erkeklerde ise sperm kalitesini düşürebildiğini ve üreme fonksiyonlarını olumsuz etkilediğini belirtiyor.

Obezite süreci ve sonrası: Obezite hem estetik hem sağlık açısından büyük sıkıntılar veren bir hastalık. Dolayısıyla kadınlar da erkekler de bu sıkıntıları yaşıyorlar. Buna karşın kadınlar aşırı kiloları nedeniyle sosyal çevresinden iş hayatına hatta özgüvenine dek kendilerini çok daha fazla yıpratıyor, özgüvenleri daha çabuk kayboluyor. Toplum içine çıkmak istemeyebildikleri gibi, ameliyat sonrası bambaşka bir psikolojiye kavuşuyorlar. İstedikleri kıyafetleri rahatça bulup giyebilmenin verdiği mutluluktan, özgüvenlerine, iş hayatına katılıma dek birçok fayda sağlıyorlar. Hastaların ameliyat sonrası kilo verme hızlarında belirgin bir cinsiyet etkisi gözlenmiyor ama kilo verdikten sonra takiplerde kadınlar daha titiz davranıyor. Kontrollerine daha düzenli geliyor, ‘nasılsa kilo verdim bir daha almam’ şeklindeki yanlış kanıya daha az kapılıyor.

BİR KEREDEN BİR ŞEY OLMAZ!

Prof. Dr. Asım Cingi “Obezite ameliyatına güvenerek sonrasında gereken özeni göstermemek yeniden aşırı kiloları kaçınılmaz kılıyor. Mide esnek bir organ olduğu için çok zorlanırsa yeniden genişleyebiliyor. O nedenle kurallara uymak çok önemli. Özellikle sigarada olduğu gibi ‘Ben şimdi bir tane içerim bir şey olmaz’ deyip kendini tutamamazlık yapmamalı. Çünkü yeme alışkanlığı da kendisini hatırlatıyor; özellikle şekerli gıdalar. ‘Bir kere ben bunu deneyeyim bir şey olmaz’ diyen tekrar o alışkanlığa geri dönüyor ve kilo almaya başlıyor” diyor. Bu arada düzenli spor alışkanlığını da hayat tarzı haline getirmek çok önemli.

[old_news_related_template title="Prof. Dr. Mustafa Özdoğan: Obezite sigarayı sollamak üzere" desc="Antalya'da 'Sağlıklı Yaşam ve Kanser Okulu' projesinin 11'inci dersini veren Memorial Antalya Hastanesi Onkoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, Antalya'da gelecek eğitim öğretim yılının ilk haftasında bütün okullarda ilk dersin 'kanser nedir ve nasıl korunulur' olacağını söyledi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/12/okul.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/saglik/prof-dr-mustafa-ozdogan-obezite-sigarayi-sollamak-uzere-1839463/"]