Obezite ameliyatları, kilo sorunu olan herkesin başvurabileceği bir yöntem değil. Ancak aşırı kiloların yanında, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, karaciğer yağlanması, kalp rahatsızlıkları gibi sorunların da eşlik ettiği durumlarda, bu ameliyatlar hastanın hayat kalitesini bir hayli yükseltiyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Kamil Gülpınar, konu ile ilgili bilgiler verirken psikolojik olarak da bu tedaviye hazır olunması gerektiğinin altını çizdi.

“Obezite günümüz yaşam koşulları nedeniyle giderek artan ve insanların genel sağlığını tehdit eden hastalıkların en başında geliyor. Çünkü aşırı kilo kişilerin sadece hareket yeteneğini kısıtlamak ve yaşam kalitesini düşürmekle kalmıyor beraberinde çok sayıda sağlık sorununa da yol açabiliyor. Vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan hastalarda aşırı kiloların yanı sıra şeker hastalığı, yüksek tansiyon, karaciğer yağlanması gibi metabolik sendromların yanı sıra kalp rahatsızlıkları, gastroözofageal reflü, uyku apnesi, nefes darlığı, dejeneratif eklem bozuklukları ve safra kesesinde taş gibi çeşitli rahatsızlıklar da görülebilir.”

obezite

DUYGUSAL AÇIDAN HAZIR OLUN

“Hastanın genel sağlığına zarar veren aşırı kilolardan kurtulması için tek çarenin ameliyat olduğu belirlenirse, detaylı kontrol yapılır. Hastanın fiziksel ve psikolojik açıdan ameliyata hazır olup olmadığı tespit edilir. Yaşam tarzında yapması gereken önemli değişikler için hazır olup olmadığı da çok önemlidir. Çünkü ameliyatın ardından daha az yemek yemesi, sağlıklı bir şekilde beslenmesi, hayatının geri kalan döneminde düzenli egzersiz yapması gerekir.”

OBEZİTE CERRAHİSİNDE HANGİ TEKNİKLER KULLANILIYOR?

“Obezite cerrahisinin farklı çeşitleri var. Bazıları midenin boyutunu küçülterek daha az yemekle doyulmasını sağlayarak kilo kaybına yardımcı olur. Diğerleri vücudun kaloriyi, besinleri ve vitaminleri emme biçimini değiştirir. Bir de ikisini bir arada içeren teknikler vardır. Hastanın ameliyattan önce kendisine uygulanacak operasyonun özelliklerini iyice öğrenmesi gerekir. Günümüzde tüp mide ameliyatı bu açıdan en fazla tercih edilen tekniklerin başında gelir. Tüp ameliyatı laparoskopik yani kapalı teknik ile gerçekleştirilir. Minimal invaziv ya da kapalı teknikte 0,5-1 cm’lik 3-4 adet ufak kesiler açılır, özel kamera ve aletler aracılığıyla mideye ulaşılarak operasyon ortalama 1-1,5 saat içinde tamamlanır. Bu sayede yara izleri az, iyileşme süreci hızlı olur. Ameliyat sonrası komplikasyon riski düşüktür. Bu ameliyat 16-65 yaş arasındaki tüm morbid obezite hastalarına uygulanabilir. Hasta operasyondan birkaç saat sonra ayağa kalkabilir. Obezite ameliyatlarında risk herhangi bir cerrahi operasyonda görülebildiği kadardır. Ameliyatın ardından cerrahın tavsiyelerine uyulduğu sürece iyileşme süreci rahat geçer.”

[old_news_related_template title="Obezite cerrahisinde risk ne zaman ortaya çıkıyor?" desc="Obezite Cerrahı Doç. Dr. Serdar Kaçar, obezite ameliyatı olan hastaları uyardı: Ameliyattan sonra beslenmesine dikkat etmeyen hastalarda, hayati risk ortaya çıkabilir." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/12/obezite-2.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/saglik/obezite-cerrahisinde-risk-ne-zaman-ortaya-cikiyor-1590093/"]

[old_news_related_template title="Türkiye obezitede kara listede" desc="Dünyada yaklaşık 2.1 milyar insan obez. Türkiye’nin de obezitenin ciddi sağlık ve ekonomi sorunu olduğu ülkelerin başında yer alması dikkat çekti" image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/09/basliksiz-1-188.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/ekonomi/turkiye-obezitede-kara-listede-1387980/"]