Kanser tedavisi gören hastalar, yaşadıkları sürecin yarattığı ruh hali ile doktorlarının önerdikleri dışında çözümler arayabiliyor. Bunların arasında da en çok 'şifalı otlar' rağbet görürken Prof. Dr. Ömür Karakoyun Çelik, önemli bir uyarı yaptı: Bu otlar uzmanlara danışmadan kullanıldığında organ yetmezliğine neden olabiliyor.

MCBÜ Hafsa Sultan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ömür Karakoyun Çelik, hastaların kanser tedavisi öncesinde bitkisel ürünler konusunda doktorlar tarafından özellikle bilgilendirilmeleri gerektiğini söyledi. Prof.Dr. Çelik şöyle dedi:

ÇOK TEHLİKELİ

"Bu konuyu doktor hasta tedavisine başlamadan önce anlatmak zorunda. Benim özellikle vurgulamak istediğim en önemli kural, tedavi sırasında doktorun haberi olmadan herhangi bir bitkisel tedavi, ot suları gibi normal tedaviyi etkileyebilecek karaciğeri, böbreği yoracak, ciltteki kızarıklığı, yemek borusundaki tahrişi arttıracak takviyelerin alınmasından kesinlikle uzak durulmasıdır. Zaman zaman çok bilinçli olan hastalarımın dahi bu tarz otlardan şifa bulmak adına kullandığına şahit oluyorum. Bu çok tehlikeli bir durum. Özellikle hastanın kanser tedavisini aldığı zaman dilimi içinde bu tarz ek tedavileri kullanması organ yetmezliklerine sebep olabilir. Doktorlar hastalara bir tedavi uygularken, hastaların da doktoruna sormadan, kendi başlarına, kulaktan dolma bilgilerle hareket edip kendilerini bitkisel ürünlerle tedavi etmeye kalkmaları doğru bir yaklaşım değildir. Bu, hastalar için kötü sonuçlar doğurabilir."

SAĞLIKSIZ YAŞAMA DİKKAT ÇEKTİ

Beslenme ve sigarasız yaşamın önemine değinen Çelik, kanserin 1 günde oluşan hastalık olmadığının altını çizdi. Sağlıksız yaşam tarzının kanseri kaçınılmaz kıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Çelik, şöyle dedi:

"Sigara nedeniyle kanser olan bir kişinin tedavi sırasında ve sonrasında sigaraya devam etmesi yapılan tüm emekleri boşa çıkarır ve tedavilerin etkisini yok eder. Çünkü siz kansere neden olan faktörü yok etmeden kanseri yok edemezsiniz. Sigara, alkol birlikteliği daha da kanserojen. Kötü beslenme ve hijyenden yoksun bir hayat tarzı, hava, toprak ve su kirliliği ve stresle baş edememeyi ekleyince bağışıklık sistemimizin kanser hücrelerini tanıyıp yok etmesini de engellemiş oluyoruz. Kanserli hastaların sayısının gün geçtikçe daha da artması işte bu çevresel faktörlerle de alakalı."

DHA