Akademik Geriatri Derneği tarafından gerçekleştirilen 'Yaşlılarda Beslenme, Geriatri Hastalarını Bilinçlendirme ve Farkındalık Kampanyası' kapsamında, yaşlılıkta beslenmenin önemine dair etkinlikler yapılıyor. İki ay boyunca, İstanbul, Ankara ve İzmir'deki yaşlı bakım evlerinde düzenlenecek etkinliklerin ilki, Etiler Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde yapıldı.

Akademik Geriatri Derneği'nin kampanya başlığı ise 'Yeterli Beslen, Sağlıklı Yaşlan' olarak belirlendi. Nestlé Health Science’in koşulsuz katkılarıyla gereçekleştirilen kampanya ile; altmış beş yaş ve üzerindeki bireyleri sağlıklı beslenme ilkeleri konusunda bilinçlendirmek, beslenmede yapılan yanlışlıklar hakkında uyarmak, zayıflamanın sadece doktor kontrolünde olabileceğini anlatmak ve gerektiğinde bir hekime başvurmaları konusunda yönlendirmek amacıyla başlatılan kampanya ile “başarılı yaşlanma” ve yaşlılarımızın bağımsız yaşamalarına katkıda bulunmak hedefleniyor.

[caption id="attachment_2102903" align="aligncenter" width="880"]Akademik Geriatri Derneği, yaşlılıkta beslenme konusunda farkındalık yaratmak için bir kampanya başlattı. Akademik Geriatri Derneği, yaşlılıkta sağlıklı beslenme konusuna dikkat çekmek için bir kampanya başlattı.[/caption]

Etiler Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ndeki etkinlikte konuşma yapan Akademik Geriatri Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz Suna Erdinçler, TUİK verilerine göre Türkiye’de yaşlı nüfus son beş yılda %17 artarak 7 milyon kişiye ulaştığını ve doğuşta beklenen yaşam süresinin de 78 yıl ola ulaştığını belirtti. Erdinçler, toplantıda şu noktalara değindi:

*Yaşamın bir bölümünü oluşturan yaşlılık, 65 yaş ve üstü olarak kabul edilir ve uzun bir dönemdir. Altmış beş yaşındaki bir kişi ile 90 yaşındaki kişiyi yaşlı olarak tanımlamamıza rağmen farklı özelliklere ve kabiliyete sahiptir. Bu nedenle uzun yaşlılık dönemi 3’e ayrılmıştır; 65-74 yaş= genç yaşlı, 75-84 yaş= yaşlı, 85 yaş ve üstü= ileri yaşlı

İŞTAH NEDEN AZALIR?

*Yetersiz beslenme (malnütrisyon) gelişmiş ülkelerde bile önemli ve sık görülen bir sağlık problemi olmayı sürdürmektedir. Toplum içinde yaşayan bağımsız yaşlılarda prevalansı %5-10 iken hastane veya bakımevinde kalanlarda bu oran daha yüksektir.

*Yaşlılar yetersiz beslenmenin olumsuz etkilerine gençlerden daha duyarlıdırlar.

*İştah azalması ileri yaşlarda sık karşılaşılan bir durumdur ve yaşlıda iştahı olumsuz etkileyen çok sayıda faktör bulunur. Tat ve koku almada azalma, tatları ayır edebilme yeteneğinde azalma, ağız kuruluğu, diş ve çene problemleri, yutma güçlüğü, mide boşalmasında gecikme, çabuk doyma ve uzun süren doygunluk hissi, kabızlık gibi yaşlıda sık rastlanan durumlar iştahı olumsuz etkiler ve kilo kaybına yol açabilir. Ayrıca eşlik eden hastalıklar, demans, depresyon, kullanılan ilaçlar, kısıtlılık, fakirlik, sosyal izolasyon yaşlının beslenmesini olumsuz etkileyen faktörlerdir.

*Yetersiz beslenen yaşlılarda; kas kütlesinde ve kas gücünde azalma düşme ve kırık riskini artırır, fiziksel kapasiteyi azaltır, yaşlıyı bağımlı hale getirir. Hastaneye yatış, infeksiyon hastalıkları ve ölüm oranları daha yüksektir. Yetersiz beslenenlerde bası yarası daha sık, yara iyileşmesi daha zordur. Yetersiz beslenme ve kilo kaybı meydan geldikten sonra bunun tedavisi daha zor ve maliyet daha yüksektir.

YAŞLILARDA KİLO NASIL HESAPLANIR?

*Yaşlının besin ihtiyacı genç ve erişkinden farklıdır. Aynı şekilde yaşlının ideal kilosu da erişkinden farklıdır. Erişkinde aşırı kilo dediğimiz değerler (VKİ= 25-30 kg/m2), yaşlılıkta arzu edilen değerler olarak kabul edilir. VKİ (vücut kitle indeksi) normal veya biraz üzerinde olan yaşlıların günlük yaşam aktivitelerinde daha başarılı olduğu görülmüştür. Yine, zayıf olan yaşlılara göre normal veya fazla kilolu olan yaşlıların hastalıklarının tedavisinde başarı oranı da daha yüksektir. Gençlik ve orta yaşlılık dönemlerinde kilo fazlalığının, şişmanlığın zararlı sonuçlarını biliyoruz. Yaşlılıkta VKİ 24-30 kg/m2 olanlarda mortalite (ölüm) ve bağımlılık daha düşük bulunmuştur. İleri yaşlarda zayıflık ve kilo kaybının olumsuz etkileri daha fazladır.

*Bu kampanyada vurgulamak istediğimiz; yeterli beslenmenin önemi, ileri yaşlarda kilolu olmanın zayıf olmaktan daha iyi olduğu, bunu sağlarken de proteinden zengin beslenmenin gerekliliği, mevcut hastalıklarına göre beslenmenin düzenlenmesi ve hekime danışmadan zayıflama diyetlerinin uygulanmamasıdır.

[caption id="attachment_2102904" align="aligncenter" width="880"]Prof. Dr. Mehmet Akif Karan, yaşlılıkta sağlıklı beslenmenin sırlarını verdi. Prof. Dr. Mehmet Akif Karan, yaşlılıkta sağlıklı beslenmenin sırlarını verdi.[/caption]

YAŞLI BESLENMESİNDE 12 ÖNEMLİ ÖNERİ

Akademik Geriatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Karan ise konuşmasında, yaşlılık dönemindeki beslenmeye dair önemli öneriler sıraladı.

1. Öğün sayısı artırılmalıdır.
Bağırsaktaki enzim ve emilim kapasitesindeki azalma ve yavaşlamaya bağlı olarak günlük tüketilmesi gereken besinler daha fazla sayıda öğüne (5-6) bölünerek alınmalıdır. Yaşlılarda öğün atlanması yetersiz beslenmenin bir göstergesidir. Genellikle sabah kahvaltısı atlanmaktadır. Tüm gece açlık sonrası güne sağlıklı başlayabilmek için mutlaka sabah kahvaltısı yapılmalıdır. Kahvaltı yapmak kadar kahvaltıda tüketilen besinlere de dikkat edilmelidir. Çay yerine süt, taze sıkılmış meyve suları veya bitki çayları tercih edilmelidir. Reçel, yağ gibi sadece enerji içeriği yüksek besinler yerine az yağlı peynir, yumurta gibi proteinden, domates-salatalık gibi vitamin ve minerallerden zengin besinler yenilmelidir.

2. Besin çeşitliliği sağlanmalıdır.
Her ana öğünde besin çeşitliliği sağlanarak, ihtiyaç duyulan miktarlarda besin tüketilmelidir. Yine farklı öğünlerde, aynı besin grubundan farklı besinler seçilerek çeşitlilik sağlanmalıdır.
Vücudun ihtiyacı olan tüm besin öğelerini tek başına sağlayan mucize bir besin yoktur.
Besinler içermiş oldukları besin öğelerine göre dört grupta sınıflandırmak mümkündür.
-Süt ve süt ürünleri
-Et ve benzeri besinler (et, yumurta, kuru baklagiller, yağlı tohumlar)
-Taze sebze ve meyveler
-Ekmek ve tahıl grubu (pirinç, bulgur, vb.)
Örneğin, bir öğünde sebze grubundan yeşil yapraklı sebzelerden tüketilirse, diğer öğünde sarı-kırmızı sebzelerden seçim yapılmalıdır(bütün renkler birlikte aynı öğünde de yenilebilir). Ispanak, marul, brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler folik asitten, havuç A vitamininden zengin iken karnıbahar, yeşil biber, lahana, domates, C vitamininden zengindir.
Yine kuru baklagiller tahıllar ile birlikte tüketildiğinde eksik amino asitler dengeleneceğinden protein kalitesi artar. Et yemekleri, yumurta ve kuru baklagil yemeklerinin yanında yeşil biber, maydanoz, domates, taze sıkılmış meyve suyu gibi C vitamini kaynağının tüketilmesi demir emilimini 2-3 kat artırır. Süt grubu besinler kalsiyum ve riboflavinden zengindir. Yoğurt, süte göre folik asitten daha zengindir.

3. Yeterli miktarda protein tüketilmelidir.
Proteinler kaslarımızın yapı taşıdır. Her öğünde protein içeren gıdalardan (et, tavuk, balık, kuru baklagiller, süt ve ürünleri, peynir, yoğurt, kefir, yumurta) tüketilmelidir. Günde 9-10 birim miktarında protein alımı gerekir.
1 Birim Protein = 1 köfte = 1 orta boy yumurta = 1 kibrit kutusu kadar peynir = 1 orta boy su bardağı kadar süt/yoğurt/kefir = 3-4 yemek kaşığı kuru baklagil = 5 hamsi = 2 istavrit
Yeterli protein alımı için bir gün içinde yenilmesi gereken besin maddeleri:
3-4 adet köfte (veya aynı miktarda kırmızı et, tavuk, balık) veya 9-10 yemek kaşığı kuru baklagil
2 kibrit kutusu kadar peynir
1 yumurta
3 su bardağı kadar süt/yoğurt/kefir

[caption id="attachment_1345927" align="aligncenter" width="880"]Kefirin yaşlı beslenmesinde de önemli bir yeri var. Kefirin yaşlı beslenmesinde de önemli bir yeri var.[/caption]

Hayvansal kaynaklı proteinler: Kırmızı et, beyaz et, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri
Bitkisel kaynaklı proteinler: Kuru baklagiller (nohut, fasulye, bezelye, mercimek), tahıllar (buğday, pirinç, yulaf), yağlı tohumlar (fındık, ceviz, badem), sebzeler kalsiyum ve demir yönünden zengindir.

4. Doymuş yağ tüketimi azaltılmalıdır.
Diyette yağın azaltılmasında;
Kırmızı et haftada 2 kez yenilip diğer günlerde derisiz tavuk veya hindi eti tercih edilmeli,
Etler görünen yağlarından temizlenmeli, et yemeklerine ilave yağ eklenmemeli,
Besinlerin yağı azaltılmış “light” olanları tercih edilmeli (“light” süt, “light” yoğurt, “light” peynir vb),
Yağ içeriği yüksek (özellikle margarin içeren) bisküvi, kraker ve kek gibi paketli ürünler tüketilmemeli,
Yemekler hazırlanırken yağda kızartma yerine ızgara, fırında pişirme ve haşlama yöntemleri uygulanmalıdır.
Çoklu doymamış yağ asitleri (özellikle omega-3 yağ asitleri) içeriği nedeniyle, yaşlılar haftada en az iki kez balık yenilmelidir. Bu yağ asitlerinin görme, bilişsel fonksiyon, kemik-eklem hastalıkları, kan lipidleri üzerine olumlu etkilerinin olduğu bilinmektedir.

5. Sebze ve meyve tüketimi artırılmalıdır.
Vitaminler, mineraller ve fitokimyasal olarak isimlendirilen ögelerden zengin olan, sebze ve meyvelerin bol ve çeşitli tüketilmesinin kalp hastalıkları, bazı kanser türleri ve insüline bağlı olmayan diyabetten korunmada, etkili olduğu bilinmektedir.

Sebze ve meyveler pişirilerek veya çiğ olarak tüketilebilir. Pişirme, birçok sebzenin aromasını arttırır ve sindirimini kolaylaştırır. Çiğneme ve yutma güçlüğü olan yaşlılar genelde tüm sebze ve meyveleri pişirerek tüketme yolunu tercih edebilirler. Ancak, aşırı pişirilmiş sebzelerde besin öğelerinde kayıplar oluşur. Sebzelerin besleyici değerini kaybetmemeleri için yağda kızartma yerine kendi suyunda pişirme yöntemi tercih edilmeli ve pişirme suları dökülmemelidir. Aksi takdirde suda eriyen vitaminlerde önemli kayıplar oluşmaktadır.

[caption id="attachment_2025679" align="aligncenter" width="880"]Sebze ve meyve tüketimi, kalp hastalıkları, bazı kanser türleri ve insüline bağlı olmayan diyabetten korunmada, etkili. Sebze ve meyve tüketimi, kalp hastalıkları, bazı kanser türleri ve insüline bağlı olmayan diyabetten korunmada, etkili.[/caption]

6. Şeker tüketimi azaltılmalıdır.
Şekerler, basit karbonhidrat kaynağıdır. Yaşlılar duyu kaybı nedeniyle tuzlu ve şekerli besinleri daha çok tercih ederler. Yaşlı beslenmesinde basit şeker (çay şekeri, reçel, bal vb.) tüketimi azaltılmalıdır. Bunların yerine kompleks karbonhidratlardan (rafine edilmemiş tahıllar, kuru baklagiller) zengin besinler tercih edilmelidir. Basit şekerler sadece enerji sağlarken, kompleks karbonhidratları içeren besinler ile enerjinin yanı sıra vücut çalışması için gerekli olan protein, vitamin, mineraller ve posa sağlanmış olur.

7. Posa tüketimi artırılmalıdır.
Posa içeriği yüksek besinler sırasıyla kuru baklagiller, tam buğday taneli ekmek, tahıllar ve sebze meyvelerdir. Posa; şeker hastalığı, kanser ve koroner kalp hastalığı riskini azalttığı gibi bu hastalığı olan yaşlılarda tedavi edici özellik taşır. Kabızlığı önler, bağırsak faaliyetlerinin düzenlenmesi açısından önem taşır. Ayrıca kalın bağırsak kanseri oluşum riskini azaltır. Yaşlılarda yeterli posa alımının sağlanmasında; kuru baklagil yemekleri haftada 2-3 kez tüketilmeli, sebze ve meyve tüketimi artırılmalı ve esmer ekmek(çavdar, tam buğday, kepekli) ekmek tercih edilmelidir.

8. Su ve diğer sıvılar yeterli miktarda tüketilmelidir.
Yaşlıların günde en az 2 litre sıvı tüketmesi gereklidir. Gereksinmeyi karşılamak için günde 8-10 bardak sıvı tüketilmesi uygun olacaktır (su ayran, taze sıkılmış meyve suyu). Çay, kahve, asitli içecekler, hazır meyve sularından kaçınmalıdır. Susamayı beklemeden belirli aralıklarla su içmelidir. Yeterli su veya sıvının tüketilmesi; normal böbrek fonksiyonlarının sürdürülmesi, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek taşları ve kabızlığın önlenmesi açısından gereklidir.

9. Kalsiyum içeriği yüksek besinler tüketilmelidir.
Yeterli kalsiyumun alınması kemik mineral kaybını azaltır, kemik sağlığının korunmasında önemli rol oynar. Bu nedenle yaşlılıkta kalsiyum içeriği yüksek besinler tüketilmelidir. Kalsiyumun en iyi kaynağı süt ve süt türevleridir (yoğurt, peynir, çökelek vb.). Yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve pekmez de kalsiyumdan zengindir.
Kalsiyumun vücutta kullanılabilmesi için D vitaminine gereksinme vardır. Besinlerle D vitamini gereksinmesi karşılanamadığından yaşlıların güneş ışınlarından yeterince yararlanması sağlanmalıdır. Evde cam arkasından güneşlenmede, ultraviyole ışınları camdan geçemediği için vücutta D vitamini sentezi yapılamaz.

[caption id="attachment_2054318" align="aligncenter" width="880"]Kemik sağlığı açısından pekmez, önemli bir kaynak Kemik sağlığı açısından pekmez, önemli bir kaynak[/caption]

10. Tuz ve sodyum tüketimi azaltılmalıdır.
Az tuzlu besinler tercih edilmelidir. Sofrada yemeklere tuz eklenmemelidir. Tuz kısıtlaması yapılan yaşlılarda az tuzlu ve tuzsuz pişirilen yemeklere çeşitli baharatların eklenmesi, lezzeti artıracağından tüketimi kolaylaştıracaktır.

11. Alkol ve sigaradan kaçınmalıdır.
Alkolün sağlık üzerine olumsuz etkileri vardır. Aşırı alkol tüketiminin karaciğer, beyin, kalp kası hasarına, ülser, pankreas iltihabı, sindirim sistemi kanserleri, hipertansiyon, demans ve depresyonu neden olduğu bilinmektedir.
Sigara bazı kanser türleri, damar sertliği, beslenme yetersizliği, kemik erimesi ve kırıklara neden olur. Antioksidan vitamin ihtiyacını artırır.

12. İdeal vücut ağırlığı ve kas gücü korunmalıdır.
Yaşlılarda kilo kaybına ve kilo almaya dikkat edilmelidir. Bu değişikliklerin zamanında fark edilebilmesi için, haftalık olarak vücut ağırlığı izlenmelidir. Son altı aylık zaman diliminde 4.5-5 kg istem dışı kilo kaybedilmesi veya kilo alınması beslenme bozukluğunun bir göstergesi olarak kabul edilmeli ve nedenleri araştırılmalıdır. Şişmanlık sorunu ve istem dışı kilo kaybı olan yaşlıların mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekmektedir.

[old_news_related_template title="Sağlıklı bir yaşlılık için 5 önemli yatırım" desc="İleri yaşlarda yaşanabilecek ağız ve diş problemlerine değinen Prof. Dr. Mehmet Akif Karan, sağlıklı bir yaşlılığa giden yolda atılması gereken adımları da sıraladı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/11/yaslilik.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/saglik/saglikli-bir-yaslilik-icin-5-onemli-yatirim-2102116/"]