ANALİZ

Tanımları çok kolay kullanıyoruz. “Avrupa’da ırkçılık yükseliyor” sözünü sarf ederken “bu söz doğru mu?” diye düşünmüyoruz.
Avrupa gerçekten ırkçı mı?
Irkçılık adı üstünde “ırka dayalı bir üstünlük taslama” demek.
Bunun en tipik örneği Hitler dönemidir. Hitler Alman ırkının “ari” yani “saf” olduğuna inanır ve çok güçlü bir Alman ırkı oluşturmaya çalışırdı.
Bu nedenle kafatası ölçüleri alınır, kişilerin geçmişlere en ince ayrıntısına kadar araştırılır ve safkan Alman ırkının diğer bütün ırklardan çok daha üstün olduğu ileri sürülürdü.
Oysa bugün hiçbir Avrupa ülkesinde “ırk üzerinden” üstünlük taslanmıyor. Hollandalı biri “Flemenkler üstün ırktır” demiyor. Bir Almanın, Fransızın, Belçikalının, İtalyanın da böyle bir iddiası yok artık.
Ama bu ülkelerde ciddi bir yabancı düşmanlığı var. Bu düşmanlık da ırka dayanmıyor. Elbette kültürel farklılıklar nedeniyle bu ülkelerde yaşayanların bir bölümü kendilerinden olmayanları küçük görüyordur ama bunu da ırkçılık yaparak değil kendi yaşam biçimlerinin daha mükemmel olduğu biçiminde açıklıyorlar.
Yabancı düşmanlığının temelinde ise ekonomi yatıyor. Refah seviyesinin daha yüksek olduğu dönemlerde pek çok Avrupa ülkesi kendi vatandaşlarının yapmak istemedikleri işler için az gelişmiş ülkelerden göçmen getirdiler.
İlk başlarda bu herkesin işine geldi. Az gelişmiş ülkelerin insanları görece bir refaha ve lükse kavuşurken, Avrupa ülkelerinin insanları da kendilerince daha kaliteli alanlarda çalışıyor ve gerçekten yüksek gelir elde ediyorlardı.
Ancak geçen 50 yıl sonunda Avrupa ülkelerinde de ekonomi daraldı. Refah toplumları çıkmaza girmeye başlarken işsizlik arttı. Avrupa vatandaşları eskiden beğenmedikleri işlere bile razı olur hale geldiler.
Üstelik Avrupa’ya ilk göç edenlerin çocukları, ondan sonra gelen torunları gelişti, palazlandı ve bulundukları ülkelerdeki yerli insanların yaptıkları işlere de el attı.
Kimi iyi okudu, doktor, mühendis, mimar, hukukçu oldu. Kimi ticarete atıldı, bir süre sonra o ülkelerin yerlileriyle baş edecek dev şirketlerin sahibi durumuna geldi.
Bugün Avrupa’nın her ülkesinde “üst düzey işte çalıştığını düşünen” insanların yerine alabilecek kalitede yabancılar var artık.
İşte bu yerli Avrupalılar için en büyük tehlike. Şu anda bile yabancıların emrinde çalışan yüz binlerce Avrupalı var. Avrupalılar bir süre sonra kendi ülkelerinde ikinci sınıf olabilecekleri endişesi taşıyorlar. Bu nedenle de yabancıların artık kendi ülkelerine dönmesini istiyorlar.
Demokrasi ve hukukun egemen olduğu bu tür ülkelerde yabancıları bir anda kapı önüne koymak mümkün değil. Böyle olunca da büyük korkuya kapılanlar kendilerini ister istemez siyasi örgütlenmelere gitmekte buluyorlar.
Irkçı, faşist olarak nitelenen partiler de böyle doğuyor. Şimdilik halkın sağduyusu birçok Avrupa ülkesinde bu partileri iktidara getirmiyor, ancak boyunlarındaki kement daha da sıktıkça bu tür partilerin gücü artacaktır. Avrupa’da yaşayan Türkleri bekleyen tehlike budur. Yanlış tutumumuzla bu gidişi körüklediğimiz sürece kaçınılmaz son daha çabuk gelecektir.
Türkiye’ye gelirsek; ülkemiz de şu anda büyük göç alıyor. Şu sıralar Avrupa ülkelerinin 50 yıl önceki durumunu yaşıyoruz. Özellikle çok yoksul ülkelerden gelenlerin ucuz işçiliği pek çok kişinin işine geliyor. Henüz doktor, mühendis, mimar, hukukçu gibi meslekleri yapanların işlerini alacak kalitede göçmenimiz yok. Ama böyle giderse bir gün bu da olacak. İşte o zaman tıpkı Avrupa’daki gibi biz de yabancı düşmanı partilerin kurulması kaçınılmaz olabilir.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Avrupa’ya sahte efelenmelerle ilgili iki güzel mesaj


İktidar ve yandaşları işi gücü bıraktı Avrupa ülkeleriyle uğraşıyor. Neymiş bazı bakanlar Avrupa’daki yurttaşlarımızla kucaklaşmak istiyormuş ama bu devletler “evetçi” oldukları için izin vermiyorlarmış. Oysa muhalefet ve teröristler bütün bu ülkelerde fink atıyormuş.
Bu sayede halkın milliyetçi duygularını köpürtüp evet oylarını artıracaklarını düşünüyorlar.
Bu uğurda saçma sapan eylemlere kalkışarak güya “üstün zeka” örnekleri ortaya koymaya çalışıyorlar. Tabii burada da ortaya bir yığın saçmalık çıkıyor. Biri Hollanda’yı protesto edeceğim diye portakal bıçaklıyor, biri Hollanda ineklerini keseceğini açıklıyor, biri Hollanda bayrağı sandığı Fransa bayrağını yakıyor, biri Hollandalı diye Norveçli gazeteciyi dövüyor.
Hafta içinde iki ilginç ve komik mesaj geldi. Orantısız zekâ yine devreye girmiş belli ki.
Bu iki yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim;

HOLLANDA’YA ÇOK KIZDIM

Hollanda’ya kızıp İNGBANK’taki hesabını kapatan vatandaş Bilal yeni hesap için FİNANSBANK’a gitti YUNANLI’nın olduğunu öğrenince GARANTİ’ye gitti oda İSPANYOL’un olmuş, hemen YAPI KREDİ’YE girdi İTALYAN’lar karşılayınca HSBC’ye gitti orada da İNGİLİZLER çıkmaz mı karşısına, bastı küfrü BANK ASYA’ya gidecekken TERÖRİST olduğu aklına geldi. En iyisi İŞ BANKASI derken babası “aman haaa onu ATATÜRK kurdu bizim aile yapımıza ters” deyince “BİZİ BU HALE GETİRENLER UTANSIN” diyerek parasını eve getirdi ve hırsızlar bulamasın diye AYAKKABI KUTUSUNDA saklamaya karar verdi.

DÜŞÜNSENE ALMANSIN

Allah korusun.
İki tane dünya savaşı atlatmışsın. Her şeyi yeniden inşa etmişsin.
Dünya kupasını kazanmış mükemmel bir futbol takımın var.
Ünlü markaların arasında Mercedes, Audi, BMW, Porsche, Volkswagen, Simens, Bayer, Adidas, Puma, Hugo Boss, Bosch, Nivea, Braun var.
Tasarım mühendisliğinin dibine vurmuşsun.
Geçmişinde Bach, Beethoven, Brahms, Handel, Wagner, Strauss, Schuman, Mozart gibi sanatçılar var.
18-19-20. yüzyıllarda fizikçilerin yüzde 80’inden fazlası senin ülkenden çıkmış.
Ama elinde değil Türkiye’yi kıskanıyorsun.

YENİ ÖĞRENDİM

Genelkurmay “hareketlenme” haberleri üzerine iç soruşturma başlatmış


Geçen hafta “unutulan” bir konuyu gündeme getirmiş ve “Batı bölgelerindeki askeri birliklerde olduğu söylenen hareketlenme haberleri ne oldu?” diye sormuştum.
Bazı yandaş yazarlar referandumda evet çıkmasını sağlamak için yine “darbe olabilir” haberleri yaymaya başlamıştı. Buna somut örnek olarak da bazı batı illerindeki askeri birliklerde ışıkların sabahlara kadar açık olduğunu belirterek “Ne oluyor?” diye yazmışlardı.
Burada temel hedeflerden biri ordudaki Atatürkçü subaylardı. Yandaş yazarlara göre cemaatçilerin başaramadığını, zaten 15 Temmuz’a destek vermiş olan bazı Atatürkçü subaylar tamamlamak istiyordu.
Böylelikle 15 Temmuz bahanesiyle Atatürkçü subaylar da kirletilmeye çalışılıyor ve kamuoyunda “Evet çıkmazsa darbe olacakmış” algısı yaratılıyordu.
Yazımın sonunda Genelkurmay’ın bu iddialara neden sessiz kaldığını sormuştum.
Meğer sessiz kalmamış Genelkurmay. Yandaşların işaret ettiği Atatürkçü subaylar hakkında soruşturma başlatmış.
Soruşturmadan “15 Temmuz’u yapanlar aslında cemaatçi değilmiş. Atatürkçülermiş” gibi bir sonuç çıkarsa hiç şaşırmam. Yakışır.

ÇOK GÜLDÜM

Bu pazarın duvar yazıları


İbrahim Ormancı’dan gelen aforizmalar yani duvar yazılarıyla biraz gülümseyelim;
Sınava bir dakika geç kalan öğrenciyi sınava almayan ÖSYM yetkilileri bakalım öteki dünyadaki sınavda ne halt edeceksiniz?

*  *  *

Her Türk asker doğar, bazıları sonradan mağdur olur!..

*  *  *

Son zamanlarda bir kez daha idrak ettim ki; devletimizin ismi Türkiye olmasaydı eğer Abartistan olurdu kesin!..

*  *  *

Türk halkı kitap okumaz. Okusa okusa ancak niyet okur!..

*  *  *

İç Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Canan Karatay “Ömrünüzün kısalmasını istemiyorsanız kesinlikle bal yemeyin’’ demiş. Ah be Canan Hanım; asgari ücrete talim eden yurdum insanı ne bulduysa yiyor, bilmem anlatabildim mi?

*  *  *

Tavşan artık ne içtiyse, dağa küsmüyor, kusuyor azizim.

*  *  *

Emir almış döner bıçağını Demir’e doğru yöneldi. Emir Demir’i kesmesin arkadaşım aman ha .

*  *  *

Yeni jenerasyona isim babası olarak isim buldum “Algı Operasyonu Kuşağı’’ Allah yardımcıları olsun!

*  *  *

AVM’de selfie çektirip İnstagram’a koyalım karıcığım. Dostlar alışverişte görsün!

*  *  *

Prof Dr Temel Yılmaz stresle mücadele etmek için ‘’Toprağı koklayın, güneşe dönün. Televizyonu kapatıp kestane pişirin. Vapura binip çay için’’ gibi önerilerde bulunmuş. Gel beton yığını içinde koklayacak toprağı bul. Hadi buldun, paraya kıyıp kestane alıp pişir. Vapurda bir bardak karbonatlı çay olmuş 3 lira. Vallahi senin önerilerin beni daha çok strese soktu hocam!

*  *  *

Hollanda’ya atar yapmak için yel değirmenlerine karşı birlikte çarpışmak için partner arıyorum. İmza: Don Kişot.

*  *  *

Özünde trafikte magandalık var. Jant çıkar, huy çıkmaz yani!..

*  *  *

Şimdiki kızlar kendilerini takip eden erkeklere “Muhitimize geldik. Lütfen beni; Facebook, Twitter, İnstagram hesaplarımı takip edin’’ diyor.

*  *  *

Gençken kendini ÇILGIN hisseden ben, yaşlandıkça kendimi bu kez YILGIN hissetmeye başladım.