Bİ SORALIM BAKALIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi zekâsından ve kıvraklığından şüphe etmek herhalde safdillik olur. Erdoğan’ın en sert sözleri söylerken bile hesap kitap yaptığı bilinmeyen bir gerçek değil. Nitekim bu nedenle aslında “tepki çekeceği” sanılan pek çok söylemi lehine puan olarak yazıldı. Bazı sözleri üzerine “Bunu söyleyen bir siyasetçiye kim güvenir?” diyenler hep yanıldı. Çünkü Erdoğan hitap ettiği kitleyi iyi tanıdığı için en saçma sapan sözlerin bile kendi tabanında ciddi olumlu etki yapacağını bilen bir siyasetçi.
Erdoğan birkaç gün önce siyasi hayatında ilk kez “asla olmayacak” bir cümle sarf etti. “Ey Kılıçdaroğlu” dedi “Yeni anayasada cumhurbaşkanının Meclis’i feshetmesi diye bir şey yok. Yalan söyleme. Eğer bizim düzenlememizde fesih varsa ben cumhurbaşkanlığından istifa edeceğim” diye sözünü tamamladı.
Erdoğan’dan bugüne kadar “istifa ederim” iddialaşmasını hiç duymamıştık.
Eğer çok emin olmasa asla ve asla “aksini ispat edersiniz istifa ederim” demez. Bunun aksini söylemek Erdoğan’ın aklını ve zekâsını hafife almak demektir.
Ama dedi. Üstelik söyledikten birkaç dakika sonra bunun yanlış olduğunun belgesiyle ortaya çıkmasına rağmen söyledi.
Çünkü birincisi; Erdoğan “fesih yok” dediği halde AKP’nin bastırdığı “Neden evet” broşüründe fesih geçiyor ve üstüne basa basa fesih denilerek sistem anlatılıyor.
İkincisi; AKP’li milletvekilleri anayasa teklifi Meclis’te görüşülürken cumhurbaşkanının fesih yetkisi olduğunu anlatmışlar ve bunun hem demokratik hem de gerekli bir unsur olduğunu savunmuşlardı.
Peki, Erdoğan gerçek böyle olduğu halde nasıl oldu da “Yok böyle bir şey, ispat edilirse istifa ederim” diyecek kadar iddialı konuştu.
Aklıma iki şık geliyor. Öncelikle Erdoğan’ın kelime oyunu yaptığını düşünüyorum. Doğrudur, anayasa metninde fesih kelimesi geçmiyor, bunun yerine “seçimlerin yenilenmesine karar verir” tanımı var. İkisi aynı şey. Siyah ve kara nasıl aynı anlamdaysa fesih ve seçim yenilenmesinin çıktığı kapı da aynı.
Bir diğer faktör ise Kılıçdaroğlu’nun fesihten söz etmesi üzerine aklı evvel danışmanları “Efendim anayasa metninde fesih yok, buradan üzerine gidebilirsiniz” demiş olabilirler. Erdoğan da danışmanlarının sözüne güvenerek ilgiyi maddeyi tam okumadan böyle bir çıkış yapmış olabilir.
Tabii neden ne olursa olsun sonuç değişmiyor. Erdoğan “Aksini ispatla cumhurbaşkanlığından istifa edeceğim” dedi.
Bu laf artık ortadadır.
Peki Erdoğan’ın asıl doğru söylemeyenin kendisi olduğunu kabul ederek istifa etmesi mümkün mü?
Değil tabii ki.
Ama ben merakla bekliyorum, acaba bu sözünü nasıl düzeltecek? Muhtemelen “Sözlerim çarpıtıldı” diyebilir. El Bab operasyonu başlarken “Amacımız bu operasyonla zalim Esad’ı indirmektir” demiş ama ertesi gün “sözlerim çarpıtıldı” diyerek uluslararası bir sorun yaratacak sözünü düzeltmişti.
Bu konularda mahir yani. Yine benzer bir gerekçe ile “istifa lafını” bir şekilde gömecektir.

BUNU YAZMAK GEREK

Dışişleri Bakanı “Batının evet’çi tavrından” çok mutlu


Birkaç gündür Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinin “ters algı” yaratarak referandumdan Erdoğan’ın zaferle çıkmasını istediklerini yazıyorum.
Bazı okurlar da batı basınında çıkan haberlerin kupürlerini göndererek “Bunların nasıl evet için destek olduğunu söylersin” diye şaşkınlıklarını dile getiriyorlar.
Diyorum ya “ters algı” yaratıyorlar. Referandum aşamasında Türkiye ve Erdoğan aleyhine yayınlanan haber ve yorumların, bazı siyasetçilerin beyanlarının Türkiye’de ters etki yaratacağını ve milliyetçilik duyguları kabaranların evet’e kayacağını elbette biliyorlar.
Ben bunları dile getirmeye çalışırken Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu sevinç içinde “Bu haberlerin evet’leri artırdığını” söyledi.
Çavuşoğlu haber sitesi Beitbart’a verdiği röportajda “Bazı batı ülkelerindeki siyasetçilerin ve medyanın sürece dâhil olmaya ve karışmaya kalkmasının ardından evet oyları arttı” dedi.
Çavuşoğlu bu yayınlardan sonra hangi araştırma verilerine dayanarak bu açıklamayı yaptı bilmiyorum tabii, ancak batı medyasının tavrından ne kadar mutlu olduğu bu sözlerinden anlaşılıyor.

ÇOK GÜLDÜM

Bu kadar aptallık olmaz herhalde


Birileri dedikodu üretmiş. Referandumda sandığa gitmeyenler otomatikman hayır demiş olacaklarmış.
AKP’li akıldanelerden biri “Böyle bir dedikodu yayalım, hayır diyecekler sandığa gitmesin” diye düşünmüş.
Şimdi bunu yayıyorlarmış.
Ey Allah’ım aklımızı koru.
Bu kadar saçma sapan ve ahmakça bir oyun kurmaya kalkanlara mı güleyim, bu saçmalığa inanacak bir kişi bulacağını sanan budalaların aklına mı ağlayayım bilemedim.
Bu iktidar halkı gerçekten çok aptal zannediyor belli ki. Gerçi anayasaya neden evet denmesi gerektiğini anlatırken de herkesi nasıl aptal yerine koyduklarını görüyoruz ama bu kadarı da olmaz ki.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

AKP’yi doğrulamak için PKK’yı meydana saldılar


Referandum süreci başladığından bu yana saray ve iktidar sözcüleri “Hayır diyenlerin terörist, darbeci, hain” olduklarını ileri sürüyorlar.
Ancak AKP tabanının da tepki göstermesi üzerine şimdi bu söylemden biraz geri adım attılar. Diyorlar ki “Biz hayır diyene terörist, darbeci hain demiyoruz, kimlerin hayır dediğini söylüyoruz ve hayır diyenlerin kiminle birlikte hareket ettiklerini hatırlatıyoruz.”
Milleti salak yerine koymanın bir başka türü bu.
Neyse; Erdoğan da diğer AKP’liler de ısrarla “PKK hayır diyor” sloganını kullanıyor. Ben de hep merak ediyordum “Yahu bu PKK nerede ve ne zaman hayır dedi. Nerede gösteri yapıyorlar?” diye soruyordum.
Sonunda AKP’nin imdadına Avrupa ülkeleri yetişti. Bir anda bazı Avrupa kentlerinde sokaklara PKK’lılar çıkmaya başladı. Ellerinde PKK ve Apo bayrakları olan 30-40 kişi “Hayır deyin” diye bağırıyor. Erdoğan’ın alnına tabanca dayanmış fotoğrafların altına “Bu adamı öldürün” diye yazıyor.
Yahu bu kadar da göstere göstere bir tezgâh kurulmaz ki. Anladık Erdoğan’ın tek adam olması için çırpınıyorsunuz, ama bilin ki aklınıza hiç yakışmıyor ey Avrupa ülkeleri.

KOMİK

THY yolcu rekoru kırmış


Amerika ve İngiltere Türkiye’yi “terör şüphelisi- teröre gereken önlemi alamayan ülke” durumuna soktu ve bizim iktidar sus pus oldu biliyorsunuz. Ama kendilerini öyle akıllı sanıyorlar ki zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkabileceklerini sanıyorlar.
Türk Hava Yolları Genel Müdürü, Amerika ve İngiltere yasaklarından sonra bir “müjde” açıkladı.
Efendim neymiş; yasağın başladığı gün THY yolcu rekoru kırmış. O gün tam 179 bin 871 yolcu taşımış Türk Hava Yolları uçakları.
Genel Müdür Bilal Ekşi’ye göre THY’ye yönelik bu operasyon ters tepmiş.
Niye bu kadar aptal muamelesi yaparlar bizlere? Yani millet yasağın başladığı gün protesto etmek için uçaklara mı bindi?
Ayrıca yasak sadece Amerika ve İngiltere uçuşlarını kapsıyor. Önemli olan bu hatlarda ne olacağıdır.
Tahminim bu uçuşlarda şimdilik ciddi yolcu kaybı olmaz, çünkü en azından Türk vatandaşlarının çok fazla alternatifi yok Amerika’ya gitmek için. Ama yasak uzarsa yabancı yolcu sayısında azalma olacağı gibi diğer yurtdışı uçuşlarda da kayıp kaçınılmaz olacaktır. Bir günün, tamamı yasaktan önce satılmış biletlerinin sayısına bakarak havaya girmek en kısa sürede hüsrana dönüşebilir.