ANALİZ

Referandum süreci başladığında AKP ne yapacağını henüz bilmiyordu. Çünkü Erdoğan meydanlara çıkmamıştı, tam o sıraya denk gelen yurtdışı gezileri nedeniyle anayasa konusunda da konuşmuyordu.
AKP’liler sessiz kaldılar bir süre. Ne söyleyeceklerini kendileri bilmiyordu. Erdoğan konuşmadan kimse konuşmaya da cesaret edemiyordu. “Ya ters düşersek” korkusu başbakan dahil herkesin yüreğindeydi.
Sonunda Erdoğan konuştu. Referandumla ilgili ilk açıklaması şöyleydi; “Hayır diyen teröristtir, darbecidir.”
Tabii bu söylem büyük tepki yarattı.
İçlerinde bölücü ve dinci teröre karşı kahramanca mücadele etmiş askerlerden, evladını, kardeşini şehit verenlere, darbe kalkışmasının yapıldığı gece tankların önüne yatandan, Türkiye’yi dünyada şerefle temsil eden sanatçısına, bilim adamına, yazarına kadar milyonlarca hayır diyen vardı.
Erdoğan bir kalemde hepsini terörist, hain, darbeci ilan edivermişti.
AKP’nin sağduyulu olanları da bu söyleme şaşırdılar, kimi sessiz kaldı kimileri ise açıktan “olmadı bu” dedi.
Ancak Erdoğan vazgeçmedi. Israrla sözlerinin arkasında durdu “Hayır demek hendek siyasetini desteklemektir. Hayır demek 15 Temmuz’da tankların önüne yatanlara karşı darbecilerin yanında yer almaktır” dedi.
AKP’nin önde gelenleri çaresiz bu söyleme katıldılar. Koro halinde “Hayır diyen teröristtir” sloganını haykırdılar.
Ancak belli ki bir türlü açıklanamayan kamuoyu anketlerinde halkın bu söyleme tepki gösterdiği net biçimde ortaya çıktı. AKP yönetimi çaresizdi ama Erdoğan’ın bu konudaki ısrarını da kıramıyordu.
Sonunda Erdoğan da tehlikeyi fark etti ki söylemini biraz yumuşattı.
“Hayır diyene ille de terörist demiyorum, ama kimin hayır dediğini hatırlatıyorum” demek zorunda kaldı.
Sonunda bu yumuşatmanın da toplumda etkisi olmadığını gördüler ve Erdoğan “şahane bir U dönüşü” yaparak “Hayır diyen de saygındır” dedi.
Gerçi “Kimlerin hayır dediğini de hatırlatmak isterim” demeyi sürdürüyor ama toplumun zihninde kalan “Hayır diyen de saygındır” cümlesi oldu.
Bu son dakika U dönüşü “hayır diyen teröristtir” söylemine öfkelenen AKP’lileri yeniden Evet’e döndürür mü?
Bir kısmı için mümkün tabii. Ama bana göre halk kararını verdi artık. Bana göre “Hayırdan dönüş” yok. 16 Nisan gecesi bu gerçeği göreceğimizi
düşünüyorum.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Referanduma çok az kala bu hatalar yapılmamalı


Şunun şurasında 10 gün kaldı referanduma. CHP ve diğer bütün “hayır” diyenler AKP’nin gerginlik çamuruna batmamayı başardılar bugüne kadar. Sakin, soğukkanlı ve etkili bir kampanya sürdürüldü. Anayasa maddeleri çok iyi anlatıldı.
AKP ise hem “neden evet” sorusuna mantıklı bir cevap bulamazken diğer yandan “hayır çıkacağını” fark ettiği için paniğe kapıldı. Bu nedenle başta Cumhurbaşkanı olmak üzere AKP sözcüleri ve yandaşları referandum propagandasını anayasa dışına taşırıp, şehitler, hizmetler, köprüler, yollar ve en önemlisi CHP düşmanlığı ile sürdürdü.
Tam bu aşamada 15 Temmuz’un kontrollü darbe olduğu, 180 AKP milletvekilinde ByLock olduğunun söylenmesi bence büyük hata oldu. Üstüne bir de “Denize dökme” sözü üzerine koparılan kıyameti ekleyeyim.
Bunlara hiç gerek yok. 15 Temmuz ve ByLock konusunda elde belge varsa zaten bir gün bile beklenmemeli. Ama belli ki bu belgeler yok ve bunu bilen saray “Haydi koysana ortaya, 16 Nisan’dan sonra işine yaramaz” diye efelenebiliyor.
Her şey çok iyi giderken bir anda sarayın ve AKP’nin eline önemli bir koz verilmiş oldu. AKP propagandasını “CHP yalan söylüyor” üzerine kurmaya çalışıyor ve elde belge olmadan yapılan açıklamalar bu söylemi güçlendiriyor.
Şu son 10 günde hiçbir hataya tahammülümüz yok.

BUNU YAZMAK GEREK

Adı olmayan millet olmaz


Erdoğan sürekli kendi deyimiyle “Raiba” yapıyor. “Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan” diyor.
Aynı sözleri Diyarbakır’da da tekrarladı. Sonra herhalde aklına geldi ve “Bakın Türk Milleti demiyorum, Kürt milleti, Çerkez milleti de demiyorum, millet diyorum” dedi.
Daha önceleri “milliyetçiliği ayaklar altına aldık” diyen Erdoğan “tek millet” tanımını çok kullanıyor ama bunun adının ne olduğunu söyleyemiyor.
Oysa burası Türkiye ve burada yaşayan herkesin ortak tanımı “Türk Milleti”dir.
Türk Milleti bir ırk tanımı değildir. Diğer pek çok dünya ülkesinde olduğu gibi bir “aidiyeti” belirtir. Nasıl Almanya’da yaşayanlar kim olursa olsun Alman, Fransa’da yaşayanlar Fransız, Rusya’da yaşayanlar Rus milleti olarak anılıyorsa Türkiye için de aynı durum söz konusudur.
Bu nedenle “Türk Milleti” demekten utanmak ya da çekinmek anlamsızdır.
Ancak biliyoruz ki Erdoğan “millet” derken aslında “ümmet”i söylüyor. Yani aynı dinden olanları millet olarak tanımlıyor.
Nitekim Hürriyet’in iri yazarlarından biri “Canım ne var bunda, milletten anlayacağımız bu” diye yazmış.
Oysa öyle değil. Türkiye’de yaşayan herkesi “millet” adı altında “ümmet”in fertleri olarak görürseniz Müslüman olmayan vatandaşlarımızı nereye koyacaksınız.
Ayrıca şunu da söyleyeyim; Türk Milleti tanımı bir anayasa maddesidir. “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese Türk denir” diyor ilgili maddede. Erdoğan “Türk Milleti demiyorum” sözleri ile anayasa suçu da işlemiş oluyor.
Bence Türk Milleti demekten korkmayın.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Hakimiyet Allah’ındır demek için, öyle mi


Referandumda “evet” çıkarabilmek için ne yapacaklarını şaşırdılar artık.
Geçen hafta Darıca’da CHP Bayramoğlu mahalle temsilciliğinin düzenlediği sohbet toplantısına gittim.
Yol boyunca dikkatimi çeken en önemli özellik, ki bunu hemen her yerde görüyoruz, her tarafta dev Evet pankartlarının asılı olmasıydı.
Yol boyunca sayısız bina Erdoğan’ın fotoğraflarıyla giydirilmiş. İlaç için bir tane bile “hayır” pankartı yok. Hayır diyenlerin afiş, pankart yaptıracak paraları mı yok. Var da milletin içine işlemiş olan korku nedeniyle bunların asılabileceği bir yer yok.
Hayır pankartları ancak CHP’li belediyelerin olduğu yerlerde ara sokaklara asılabiliyor. Ana caddelere asılan Hayır pankartları anında Büyükşehir Belediyesi tarafından kesilip atılıyor.
Sultanbeyli’den geçerken bir pankart çok dikkatimi çekti. Alt alta bir sürü “neden evet denmesi gerektiği” yazıyordu. Ama bir tanesi hem diğer cümlelerden daha iri hem de kırmızı renk kullanılmıştı.
“Hakimiyet Allah’ındır demek için evet” diyordu bu pankartta.
İnsaf yahu. Biraz edep, biriz ahlak, biraz vicdan.
Ülkeyi yönetmek için bir anayasa değişikliği yapıyoruz . Ne demek “evet diyen hakimiyet Allah’ındır sözüne de evet diyecektir” diye dayatmak.
Diyorum ya şaşırdılar ne yapacaklarını. Hayır çıkacağını bildiklerinden çok panik içindeler.

Bİ SORALIM BAKALIM

Fırat Kalkanı neden bitti?


Suriye’deki operasyonlarımız konusunda kamuoyunun kafası karışık. Kimi “Bu operasyon gerekliydi” diyor. Bazı muhaliflerden bile “İktidarın Suriye konusundaki en haklı kararı buydu” sözünü duyuyoruz. Bir kesim ise başından beri “Ne işimiz vardı El Bab’da?” diye soruyor.
Fırat Kalkanı adı verilen operasyon aylarca sürdü. Resmi açıklamalara göre 71 kahraman gencimizi Suriye topraklarında şehit verdik.
Hükümet ve saray Fırat Kalkanı Operasyonu’nu kamuoyuna nasıl anlatmıştı? Şöyle demişti “DAEŞ terör örgütünü tehdit olmaktan çıkarmak ve PYD’nin Fırat’ın batısına geçmesini önlemek amacıyla Fırat Kalkanı Operasyonu başlamıştır.”
İktidarın DAEŞ dediği IŞİD’in geriletilmesi için askerimizin Suriye topraklarına girmesine gerek var mıydı? Bu örgüt sınırlarımızda tehdit olmaya başladığından beri uyarı görevimizi yapmaya çalıştık “Bu örgüte müsamaha etmeyin, sınırlarımıza yaklaştırmayın, büyük devlet bu terör örgütünü sınırlarımıza yaklaştırmayacak kadar güçlüdür” dedik.
Yandaşlar alay ettiler bizimle “Ne o Suriye’ye mi girelim istiyorsunuz?” diye akla ziyan sorular sordular.
O halde şimdi soralım; “Fırat Kalkanı Operasyonu ile IŞİD ne kadar etkisiz hale getirildi, sınırlarımız güven altına alındı mı? PYD Fırat’ın batısından tamamen temizlendi mi?”
İkisi de olmadı. IŞİD başka alanlara kaydı ama tehdit devam ediyor. PYD ise hem Fırat’ın batısında kaldı hem de artık müdahale etme olanağımız yok, çünkü bu teröristler Amerikalı ve Rus askerlerin koruması altında.
Gerçi Erdoğan “Fırat Kalkanı bitti ama yeni harekatlar için hazırlanıyoruz, sürprizlerimiz var” diyerek şimdilik durumu kurtarmaya çalışıyorsa da demek ki “Eyyy” diye efelenmek fayda etmiyor. Siz 71 kahraman askerimizin şehit olmasının hesabını verebilecek misiniz?