ANALİZ

Bir yılda 18 terör saldırısına uğradık. İktidar hiçbir sorumluluk almak istemiyor.
Her terör eyleminden sonra artık klişeleşmiş sözleri söylemekten de bıkmadılar. “Lanetliyoruz, son çırpınışları, birlik beraberlik içinde olmamız gerek, kaynaklarına ineceğiz, sonları geliyor” türü lafları biz duymaktan usandık onlar söylemekten usanmadı.
Son olaylardan sonra iktidar ve yandaşları yeni bazı sloganlar da geliştirdi, bunu da atlamamak gerek.
Şimdi moda laflardan biri “Türkiye’yi yönetilemez göstermek istiyorlar.”
Yönetiliyor mu peki?
Türkiye’nin iyi yönetilemediğini bilmek için teröre gerek yok ki. Her taraf tel tel dökülüyor. Koca kentler fabrikalar günlerdir elektriksiz örneğin.
Ayrıca terör “Türkiye yönetilemiyor” dedirtmek istiyorsa bunun aksini iyi yöneterek göstermek mümkün. Bir yılda 18 kez saldırıya uğruyorsak, yüzlerce insanımızı kaybediyorsak “Türkiye iyi yönetiliyor” diyebilir miyiz?
İktidar sorumluluktan kaçmak için suçu hep başka yerlere yıkmaya ve kendini tertemiz göstermeye çalışıyor.
Yılbaşı katliamından sonra da aynı teraneyi dinledik, “Bu dış güçlerin işi, üst akıl yine harekete geçti, global çeteler atakta” laflarını yandaş medyaya çıkanlar adeta zorunluymuş gibi tekrarlıyorlar.
Üst akıl, dış güçler, global çetelerden kastedilen de Amerika ve NATO, bu da biliniyor.
Peki, her şeyi biliyorlarsa niye bir yaptırım uygulamıyorlar?
Amerika El Bab’da bilerek isteyerek bizi yalnız bırakıyor, terör eylemini planlayıp yaptırıyor, darbeyi destekliyor, biz bunlara karşı sadece esip gürlüyoruz o kadar.
“Ne yapacağız yani?” diye bize soruyorlar “Örneğin İncirlik Üssü’nü kapatsınlar” dediğimizde “Amerika ile mi savaşacağız” diye akla ziyan soru soruyorlar.
Elbette Amerika ile savaşmayalım. Ama bir şeyler yapalım. Örneğin IŞİD’e yardım ettiğinin belgeleri mi var elimizde “Lahey Adalet Divanı’na” şikâyet edelim, terör eylemini planladığını mı anladık Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun toplanmasını isteyelim, ayrıca kişisel davalar açalım, elçimizi geri çekelim, Amerika’nın Rusya’ya yaptığı gibi biz de “istenmeyen adamlar” ilan edelim.
Zor mu geliyor bunlar size?

ŞAŞIRDIM

Dinciye polis koruması laikliği savunana polis baskını


Yılbaşından günlerce önce dinci kesimlerin yılbaşı karşıtı söylem ve eylemleri başladı.
Kendilerine “tebliğci” diyenler günlerdir Türkiye’nin her yerinde gezip bildiri dağıtarak “Yılbaşını kutlamayın, günahtır, içki içmeyin, eğlenmeyin günahtır” diye bağıra çağıra konuşuyorlar. Kimileri Noel Baba yumrukluyor kimi başına silah dayıyor. Diyanet bile Cuma fetvasında bütün camilerden “Yılbaşı günahtır, talih oyunları oynamayın” temasını işledi.
Yılbaşı katliamından sonra İstanbul Okmeydanı’nda bir grup genç kahvehanelere girip “Laiklik en önemli değerimizdir, laikliği korumak için herkese birliğe ve mücadeleye davet ediyoruz” dedikleri için sabahın beşinde evlerine yapılan baskınla gözaltına alındılar. Üstelik İçişleri Bakanlığı Twitter hesabından “İhbarın değerlendirileceği ve gereğinin yapılacağı” açıklaması bile yapıldı.
Tebliğciler genellikle polis korumasında gezerken laikliği savunmak artık suç haline geldi.
“Vah ülkem vah” deyince öfkeleniyorlar bir de.

BUNU YAZMAK GEREK

Milli Piyango’da bir oyun döndüğüne artık çok inanıyorum


Yılbaşından önce “Üst üste 10 yıl büyük ikramiyenin çeyrek biletlere çıkması olasılık hesaplarını altüst ediyor” demiş ve ironi olarak “Milli Piyango’da oyun oynayanların” da FETÖ’cü olabileceklerini yazmıştım.
Ne gariptir ki 11’inci yılda da büyük ikramiye yine çeyrek bilete çıktı.
Tam ve yarım bilete de çıkma olasılığı yüzde 33.33 olmasına rağmen tam 11 kere hep çeyrek bilete çıkması olacak iş değildir.
Teknik olarak elbette yüz kere de üst üste çıkabilir, ama istatistik diye bir bilim ve olasılık hesaplamaları var. Burada bir oyun yapıldığı konusunda artık pek kuşku duymadığımı söylemek isterim.
Tabii amaç ne? Belki ikramiyeyi dörde bölüp bir ikisini bilindik isimlere çıkarıyorlardır. Belki “adalet dağıtmaya” kalkıyorlardır. “Bir kişi 60 milyon alacağına dört kişi 15’er milyon alsın” diyorlardır. Ama bu da dolandırıcılığa girer. İkramiyenin tamamını kazanmak için bilet başına 60 lira verenin
günahı ne?
Milli Piyango İdaresi’nin geçmişe doğru çaplı bir araştırma yapması gerek.
NOT: Bazı okurlar çeyrek biletin daha fazla satıldığını bu nedenle ikramiyenin buraya çıkmasının normal olduğunu söylüyor. Bu yanılgı. Çeyrek bilet daha fazla satılıyor ama aynı numarayı taşıyan 4 bilet var. Yarım biletin numarasını taşıyan iki bilet satılıyor. Tam biletteki numara ise sadece bir bilette var. Yani herhangi birine çıkma olasılığı yüzde 33.33’tür.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Hasan Cemal’i bu kadar korkutan ne?


Tayyip Erdoğan’ın “Hasan abisi” Hasan Cemal dün yazılar yazdığı T24 sitesindeki köşesinden “Artık yazmak istemiyorum. 2017’den korkuyorum. Allah hepimize kolaylık versin” mesajı ile yazı yazmayacağını duyurdu.
Hasan Cemal sanıyorum tepkiler üzerine birkaç saat sonra “Yazmayacağım dediysem bu en fazla iki hafta sürecek” açıklaması yaptı.
Hasan Cemal’i bu kadar korkutan ne acaba?
Üst üste gelen terör olayları, iktidarın “ayağınızı denk alın” tehditleri, şahsına gelen tehdit mesajları mı acaba?
Can güvenliğinden mi endişe ediyor Hasan Cemal?
Hasan Cemal’e şunu söylemek isterim; “Yok öyle Hasan abi, yıllarca Erdoğan’ın başarısı ve iktidarı ele geçirmesi için onca yazı yazdıktan ve karşı devrime kovalarca su taşıdıktan sonra şimdi sıkıyı görünce korktum 2017’den diyemezsin. Bir zamanlar çok sevdiğin Taraf Gazetesi’nin deyimiyle dur daha karpuz kesecektik.”

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Dolmabahçe’de şov serbest Ortaköy’de protesto yasak


Yılbaşında yaşadığımız korkunç katliamdan sonra dün olay yerine giderek çiçek bırakmak ve IŞİD terörünü lanetlemek isteyenlere polis engel oldu. Bildiğimiz sahneler yine yaşandı.
Oysa Dolmabahçe’deki korkunç saldırıdan sonra burası adeta türbeye çevrilmiş, bütün resmi kurumlar, şirketler hatta okullar buraya taşınmıştı.
Nedense terörün sorumlusu radikal dinciler olunca polisin hassasiyeti artıyor ve hiçbir protestoya izin vermiyor. Sonra siyasi iktidar kalkıp “Birlik olalım, teröre karşı milli seferberlik ilan edelim” diyor.
Aynı kişiler PKK terörünü lanetlerken ses etmeyenler sıra radikal dinci teröre gelince tahammülsüz oluyorsa nasıl birlik beraberlik içinde olacağız?