Komşumuz, ezeli ve ebedi “düşman kardeşimiz” Yunan halkı yine sıkıntılı günler yaşıyor. Daha doğrusu “erteledikleri sorunları” vadesi geldikçe hortlak gibi halının altından çıkıyor. Kısaca hatırlayalım: 2008’de Amerika’da başlayan ve tüm dünyaya dalga dalga yayılan “Finansal Kriz” 2009’da Yunan ekonomisini çökertmişti. Yunan krizinin resmi adı “Yunan Devlet Borçları Krizi” (Greek Government-Debt Crisis) dir. Bu adlandırma yanlıştı. Sözde Yunanistan’ın devlet (kamu) borçları, Yunanistan AB üyesi olduktan sonra hızla artıp, milli gelirinin (GSMH) yüzde 160’ına ulaştığı için ülke krize girmişti. Hayır. Yunanistan’ın krize girmesinin esas sebebi, AB üyesi olduktan sonra ülkenin (kamu sektörü + özel sektör) “Net Dış Borcu”nun, milli gelirinin yüzde 110’una çıkmasıdır. Eğer bir ülke, kamu borcunun, milli gelire oranı çok yükselince krize girecek olsaydı, 2009’dan önce Japonya (yüzde 229), daha sonra Belçika (yüzde 133) krize girerdi.

İKTİSADI ANLAMAK İÇİN ÖNCE AT AKLI GEREK

Türkiye’nin gelmiş geçmiş ünlü “mühendislik-müteahhitlik” ortaklıklarından biri de STFA (Sezai Türkeş-Feyzi Akkaya)dır. Yüzlerce yüksek nitelikli mühendisin çalıştığı bu kuruluşun “mühendislik gurusu” Feyzi (Fevzi) Akkaya idi. Feyzi Bey’in teknik elemanlar için yazdığı küçük kitaplar vardır. Onlara öğütler verir: Yalın düşünün. Basitten, karmaşığa gidin. Şantiyede karşılaşacağın sorunların çoğunu çözmeye “at aklı” (aklıselim) yeter. At aklıyla çözülemeyenlerin ekserisini de çözmek için genel bilgiler (ortaokul matematiği) kâfidir. Geriye, bununla da çözülemeyen çetin sorunlar kalır. İşte o zaman mühendislik bilgilerine başvurun der. Bir ülkenin net dış borcu yoksa “kamunun borcu-halkın alacağıdır”. Kamu, halktır. Halkın, halka borcu, gelir dağılımını değiştirir, ama kriz çıkarmaz.

KANMAK İSTEYEN VARSA KANDIRMAK KOLAYDIR

Yunanistan’da birinci “Mali Zapturapt” (Austerity) planı AB, AB Merkez Bankası ve IMF’nin katılımıyla Şubat 2010’da yapılmış. 13. “Zapturapt” anlaşması da Mayıs 2016’da imzalanmış. Şimdi 14’üncüsü hazırlanıyor. Peki, başta Almanya olmak üzere akıllı ülkeler, bu ülkeye (devlet artı özel sektör) milletinin ölse bile ödeyemeyeceği kadar dış borcu niçin vermiş? Ben bu soruyu ilgili Alman profesöre sordum. “Yunan devleti, bizi sahte istatistik ve kamu maliyesi hesaplarıyla kandırdı” diye cevap verdi. Yunan İstatistik Kurumu ve Maliye Bakanlığı uzmanları, daha fazla dış borç almak için makyajladıkları raporları karşı taraf kabul edip, Euro’ları yolladıkça “nasıl da yutturduk ama” deyip, aralarında sinsi sinsi gülmüşlerdir. Günün sonunda milli gelirlerinin yüzde 25 azalmasına sebep olan bu akıllı bıdıklar acaba hâlâ gülmeye devam ediyor mu? Merak ediyorum.
Son söz: Başkasını kandıran, önce kendini kandırır.