Müslümanlar, iki bin yıl önce yaşamış İsa isimli bir hazretin öğretilerine ”İsevilik” der. Bu öğretileri yaşam kılavuzu yani kısaca din olarak kabul edenlere de İsevi denir. İsa, başka dillerde Hristo, Kristo, Christ ve sair şekillerde söylenir. Biz Türkler, bu dinin peygamberine İsa, ama kurduğu dine Hristiyanlık, mensuplarına da Hristiyan diyoruz. Hristiyanlığa göre İsa, Tanrı’nın oğlu olduğu için hem Tanrı, hem de Tanrı’nın emir ve öğütlerini insanlara müjdelediği için peygamberdir. Müslümanlar, İsa’nın tanrılık vasfını ret, ama peygamberliğini kabul eder. Hristiyanlar için İsa, kurtarıcısıdır. Çünkü inançlarına göre insanlar doğuştan günahkârdır. Tanrı onları cezalandıracaktır. Bunu gören İsa “durumdan vazife çıkarmış” ve hiç ölmeyecekken, sırf Tanrı insanları bağışlasın diye ölmeyi kabul etmiştir.

KURTARICI İSA HEYKELİ

Yirminci yüzyılın başlarında Brezilya’da Tanrı yoktur diyenler çoğalmaya başlamışmış. Mümin Hristiyanlar, Tanrı’nın varlığına inanmama fitnesi yaygınlaşırsa “din elden gider” diye endişeye kapılmış. Tanrı’nın varlığını, münkirlerin gözüne sokmak için bir anıt inşa etmeye karar vermişler. Bu amaçla 8 senelik bir çalışmadan sonra 1931 yılında başkent Rio de Janerio’nun Corcovada Dağı’nın tepesine 32 metre boyunda, kollarını iki yana açmış bir İsa heykeli dikmişler. Bu heykele de “Cristo Redentor” (Kurtarıcı İsa) adını vermişler. Bu anıtın İngilizce ismi “Christ The Redeemer”dir. Redeem, finansmanda borçtan kurtulmak demektir.

İNSAN VE VİCDAN

Dr. Sigmund Freud (1856-1939) “insan üç katmandan oluşur” der. Bunlar sırasıyla a. Beden (id), b. Ben (ego) ve c. Vicdan (süper ego) dır. İnsan, anasının karnından bir beden ve bir benlikle doğar. Ama insanın doğuştan vicdanı yoktur. İnsanın vicdanı, çok sonra, kişi erginleşip çevreyle ilişki kurdukça teşekkül eder. Ego, insanı hodkâmlığa (egoist olmaya) iterken, süper-ego yani vicdan; kişiyi diğerkâmlığa (alturist davranmaya) yani üçüncü kişilerin ve toplumun çıkarlarını savunmaya teşvik eder. Bu yüzden vicdan teşekkül ederken insan, “kendi kendine” azap çektirir. Hiç vicdan azabı çekmeyenler, muhtemelen vicdanı hiç teşekkül etmemiş olanlardır. Benlik (ego), bedenin (id); vicdan da (süper ego) benliğin (ego) polisidir. Ego, bedenin hayvansı davranışlarını frenler. Süper-ego yani vicdan da insanın anti-sosyal davranışlarını (engelleyebildiği kadar) engeller.

HANGİ CUMHURİYET KUTLANIYOR

Dendiğine göre “Cumhuriyet” bu yıl AKP’liler tarafından bile daha içtenlikle kutlanmış. Peki, giderek daha “kapsayıcı” hale gelen (Daron Acemoğlu’nun kulakları çınlasın) Türkiye’nin “cumhuriyet”i ile İran’ın “İslam cumhuriyeti” aynı şey mi? O da cumhuriyet bu da cumhuriyet denebilir mi? Eğer AKP’liler Türkiye’nin cumhuriyetini kutluyorsa, öncelikle bunun en fârik vasfının laiklik olduğunu kabul etmeli ve bunu içselleştirmelidir. Aman dikkat! Laiklik insana “günah işleme özgürlüğü” vermez. Laiklikte, insanın günahlarının “kefaretini ödeyen bir kurtarıcı İsa” veya “ibadetle tavlanacak bir Tanrı” yoktur. Laiklik zor zanaattır. İnsana çok vicdan azabı çektirir. Öyle anıt önünde sap gibi durmakla laik olunmaz. Laiklik, liyakat ister.

Son söz: Cumhuriyet, Türkün süper egosudur.