Menfur 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden bu yana koskoca bir yıl geçti. Bu kalkışma, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bazı unsurlarının, kendi halkına ateş ettiği, korumakla görevli olduğu kendi Cumhurbaşkanı’nı esir almaya yeltendiği, kendi Millet Meclisi’ni havadan bombaladığı, polisin ve askerin, darbeci askeri vurduğu, emre itaat etmekten başka günahı olmayan Mehmetçiklerin halkı tarafından linç edildiği tek kelimeyle “feci” bir olaydı.

15 TEMMUZ’UN PROFİLİ

1. Bu FETÖ’cü darbe girişiminin esas amacı, kendilerine karşı savaş açmış Recep Tayyip Erdoğan yönetimini devirmekti.
2. Darbeciler ile fikri ve fiili liderliğini (devirmek istedikleri) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı AKP hareketinin dünya görüşünde temelde hiçbir fark yoktur. İkisi de İslamcılık davası gütmüştür. Aynı yollarda “birlikte/paralel” yürümüşlerdir. İkisi de Atatürk’ün kişiliğinde somutlaşmış laikliğe karşıdır.
3. Bu İslamcı darbe girişiminin kurgusu, bundan önceki laik darbelerinkinin tam tersidir. Birbirlerine benzemezler.
4. Bu sebepten dolayı, darbe girişimi başarılı olsa da olmasa da kabağın günün sonunda laik kesimin başında patlaması kaçınılmazdı. Öyle de oldu.
5. Düvel-i Muazzama’nın (ABD+AB), R.T. Erdoğan’dan o kadar sıdkı sıyrılmıştır ki; “İSLAMOFOBİK” olmalarına rağmen, onu devirmeye kalkışanların İslamist yanını gözleri göremedi. Bu yüzden Batı, böylesi yüzde yüz anti demokratik bir eyleme, derhal ve net bir karşı tavır almakta zorlandı. Ya da FETÖ’nün ipi ellerinde olduğundan telaşlanmadılar.

BUNDAN SONRA NE OLACAK

Şurasını kesinlikle söyleyebilirim ki; kısa vadede İslamcılık Türkiye’de hem daha yaygınlaşacak hem de sığlaşacaktır. Çünkü dinlerin modası çoktan geçmiştir. Dinler, hiçbir soruna çözüm üretememektedir. Özellikle İslam zor durumdadır. Son zamanlarda adını “İslam Devleti” yapan, eski ismiyle IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) veya Arapçasıyla DAEŞ/DEAŞ (ad-Dawlah al-Islamiyah fil’-ıraq wa ash-sham) olan bir “oluşum”, başta Şii Irak, İran ve Suriye olmak üzere bizzat islam ülkeleri tarafından düşman ilan edilmiştir. Sünni Müslüman Türkiye dahi, İslam Devleti’ni (DAEŞ) “terör örgütü” olarak tanımlayıp, onu ortadan kaldırmak için, yurt dışında askeri operasyonlar yapmaktadır. Bu, müthiş bir çelişkidir. Her ne kadar “gerçek İslam” ve “gerçek olmayan İslam” ayırımı yapılarak “aslında çelişki yoktur” denmeye çalışılsa da İslam’ın itibarındaki tahribat devam etmektedir.

TÜRKİYE YARALARINI NASIL SARACAK

FETÖ (Gülenizm) kökleri hem derinde, hem içeride hem de dışarıda olan karmaşık bir harekettir. Kökünü kazıma projesi, darbe girişimi dışına taşındıkça işin içinden çıkmak zorlaşmaktadır. Geçmişte Gülen hareketine sempati duyan herkes suçlu dendikçe, gerçek suçlular görünmez hale gelmektedir. Hakikatle yüzleşme ve uzlaşma kaçınılmazdır. Masum değiliz hiçbirimiz.
Son söz: Koparmak için çektiğin kuyruk, seninki olabilir.