Yakın arkadaşım Ömür Göksel, sadece Allah vergisi güzel sesiyle “klasikleşmiş” bir hafif müzik sanatçısı değildir. O, aynı zamanda az bulunan türden “komik fıkraları, çok komik anlatma” ustasıdır. Ömür, fıkra anlatmaya başladıktan bir süre sonra gülmekten katılırsınız. Bana göre Ömür, anlattığı fıkraların çoğunu kendi yazıyor. Hatta fıkra anlatırken doğaçlama yaparak yeni fıkralar uyduruyor. İşte size bir Ömür Göksel fıkrası: Uzun süredir evli olan bir çiftin sevişmeleri, yasak savma haline dönüşmüş. Heyecan arar hale gelmişler. Bir akşam eve gelen koca karısına “bu gece marangoz usulü” yapacağız demiş. Karısı meraklanmış. Eylemden sonra aradığı yeni heyecanı bulamayan kadın kocasına “ben bu sefer neyi farklı yaptığımız anlamadım” demiş. Adam da “galiba kulağımın arkasındaki kalemi görmedin” diye cevap vermiş.

İSLAMİ BANKACILIK UZMANI BİR AMERİKALI

1979’da Koç Grubu’nun Suudi Arabistan ile ticari ilişkilerini geliştirmek üzere iş arkadaşım Turgut Tokuş’la birlikte Cidde ve Riyad’a gittik. Yola çıkmadan önce, epey hazırlandık. Temas noktaları oluşturduk. Bunlardan biri de Amerikan Citibank’ın Suudi Arabistan Merkez Şubesi’ydi. Riyad’da Amerikalı müdürle konuşurken “Şeriat’a göre yönetilen Suudi Arabistan’da, işleyişi faize dayanan bir Amerikan bankası olarak nasıl iş yapıyorsunuz?” diye sordum. O da “İslami Bankacılık” yapıyoruz dedi. Sonra ilave etti: Yaptığımız hiçbir işlemde veya sözleşmede “faiz” kelimesi geçmiyor. Bunun yerine “kâr payı” veya “hizmet bedeli” gibi ibareler kullanıyoruz.

TÜRKİYE’DE İSLAMİ BANKACILIK

Turgut Özal pragmatik (eylemin sonucunda hâsıl olacak faydaya odaklanan, usule kafayı takmayan) bir insandı. İslami bankacılığın Türkiye’ye girmesini istiyordu. İslami yani faizsiz bankacılık sayesinde hem Arap sermayesini hem de “faiz” kelimesi yüzünden sistem dışı kalan yerli sermayeyi ekonomiye kazandırma peşindeydi. Ancak kanunlara göre Türkiye’de “İslami Banka” ibaresi kullanmak yasaktı. Hemen çaresi bulundu. Bunlara “Finans Kurumu” (şimdilerde katılım bankası) adı münasip görüldü. 1985’te faizli klasik bankacılık uzmanı Necdet Durakbaşa yönetiminde Faysal Finans ile Albaraka faaliyete geçti.

YOKLUKTAN DOĞAN VARLIK FONU

Bizim yatırım yapmak değil, borç almak amacıyla kurduğumuz sözde “Varlık Fonu” Başkanı Mehmet Bostan, artan kamu harcamalarına kaynak bulmak üzere Birleşik Arap Emirlikleri’ne gidecekmiş. Getirisine “faiz” değil “kira” denen Hazine Garantili Sukuk adında “tahvil” satarak, faiz yiyip günaha girmek istemeyen Müslümanların paralarını toplayacakmış.
Son söz: Kul kanar, Tanrı kanmaz.