Sevgili okurlarım, 16 Nisan oylaması öncesinde iktidar kesiminin palavraları birbirini izliyor. Yandaş yayın organlarına bakıyorsunuz, her gün “Müjdeli (!)” haberlerle dolu.
Türkiye çoktan köşeyi dönmüş, toplum halinden son derece memnun, herkes mutlu ama müjdeler yine de sürüp gidiyor!
Çeşitli kesimleri tavlamak için iktidar elinden geleni yapıyor.
Göz boyuyor.
Bunlardan biri de, yeni anayasada seçilme yaşının 18 olması!
Yani Evet çıktığı takdirde 18 yaşını dolduran gençlere milletvekili olma hakkı verilecek!

*  *  *

Tarafsız (!) cumhurbaşkanı Antalya mitinginde konuştu:
“Gençler, size parlamentonun kapısını kapatmak isteyenler var. Ama biz gençliğimize güveniyoruz. Seçme yaşı, evlenme yaşı, cezai süreç, her şey 18. Ama biz seçilme yaşı 18 deyince olmaz diyorlar. Biz 18-25 yaş arası bütün gençlerimizi bu yarışın içinde görmek istiyoruz.”
Böylece bu yaş aralığında olan milyonlarca genç seçmene olta atıyor, oylarını istiyor.
Bunu sadece dünya liderimiz (!), bütün dünyayı yönetmekte olan (!) Recep Tayyip değil, hepsi bütün mitinglerinde ısrarla söylüyor.

*  *  *

Şimdi işin geçmişine ve bugünkü durumuna kısaca bakalım. AKP anayasayı 2006 yılında bir kez daha değiştirmiş ve 25 yaşındaki gençlere de milletvekili olma hakkı sağlanmıştı.
O günden bu yana Meclis çoğunluğu hep bu iktidar partisinin elinde.
Kendi milletvekili aday listelerini kendileri özgürce belirlediler.
Şimdi soruyorum:
Bugüne kadarki seçimlerde 25 yaşındaki bir kişiyi bile aday gösterip milletvekili seçtirdiler mi?
Örneğin günümüzdeki Meclis’e 25 yaşındaki bir tek aday bile soktular mı? Böyle biri var mı?
Hayır, yok!..
Eğer varsa ismini açıklamalarını istirham ederim!

*  *  *

25 yaşı da bırakalım bir yana, 30 yaşa çıkalım...
Bu partinin 30 yaşında bir milletvekili var mı?
Sadece bir kişi var.
Demek ki bunlar anayasayı boşuna değiştirmiş.
Kendi getirdikleri kuralları en başta kendileri uygulamıyor.
Şimdi ise karşımıza geçmişler, hiç sıkılmadan 18 yaş edebiyatı yapmaya kalkışıyorlar.
İşin ilginç yanı, şimdi genç seçmen listelerini devletin ilgili kurumlarından aldılar ve her birinin adresine Binali Yıldırım imzalı, matbaada basılmış tek tip mektuplar postalanıyor.
Mektup “Sevgili gençler” diye başlıyor ve kendilerine milletvekili olma hakkı verdiği iddia edilen AKP’ye oy verilmesi isteniyor.
Bu bir tuzaktır...
Saygısızlıktır.
Evet oylarını artırmak için sadece milyonlarca genç seçmene değil, onların ana babalarına karşı da oynanmak istenen bir oyundur.
Amaç o kitleleri kafakola alıp oylarını devşirmektir.

*  *  *

Şimdi varsayalım seçim zamanı geldi ve milletvekili listeleri belirlenecek! Bunlar 18 yaşında kaç kişiyi seçilecek sıradan aday gösterip Meclis’e sokacak?
Hiç kuşkunuz olmasın bir kişiyi!
O da eşin dostun, partililerin, bakanların bir çocuğu veya yakını falan olacak.
Hani bundan birkaç yıl önce 23 Nisan bayramı kutlamaları sırasında Recep Tayyip’in makam koltuğuna bir “Çocuk (!)” oturtmuşlardı...
Anımsadınız mı!
İmam hatip öğrencisi olan bu çocuk (!) her kimin torpillisi ise kendisini kim buldu ise çok uyanık çıktı ve makamda çocuk bayramıyla ilgili bir nutuk attı.
Fakat gelin görün ki “Çocuk (!)” 18 yaşında idi, askerlik çağına gelmiş bıyıklı idi!
Şimdi bunların anayasa değişikliği ile seçtireceği gençlerin de aynı mantıkla belirleneceğinden hiç kuşkunuz olmasın.
Tabii eğer seçtirirlerse...
Torpilli, ağzı laf yapan, cart curt etmeyi bilen biri!
Burada, getirdikleri şu çarpık mantığa dikkat çekmek istiyorum.

*  *  *

Sevgili okurlarım, yine varsayalım ki seçim oldu ve AKP, Meclis’e sırf inat olsun diye 18 yaşındaki bir veya birkaç genci soktu.
O yaştaki çocuklar normalde öğrencidir. Başka bir deyişle okul çağındadır.
Peki bu çocukların eğitim durumu ne olacak?
Okula mı gidecekler, ya da okulu asıp Meclis toplantılarına mı katılacaklar?
Yoksa milletvekili maaşlarını cebe attıkları halde Meclis’i asıp okula mı devam edecekler?
Böylece bazı sınıflarda eğitimde bile dokunulmazlığı olan, gerektiğinde hocalarını titreten ve zorla sınıf geçirilen “Milletvekili öğrenciler” mi oluşacak?
Yüksek milletvekili maaşları, o gençleri ister istemez bozar.
Çocuk okulda veya üniversitede derse ya da sınava girecek. Aynı saatlerde Meclis Genel Kurulu’nda oylama var!
Hangisini tercih edecek?
En sonunda, belki karşımıza bir seçenek daha çıkacak:
Milletvekili seçilen genç okulu bırakacak.

*  *  *

Anayasa diyorlar, referandum diyorlar, oy devşirmek için gençlere çağrıda bulunuyorlar ama işin bir adım sonrasındaki güldürüyü akıllarına bile getirmek istemiyorlar.
İçlerinden geçen, ancak açıktan söylemeleri mümkün olmayan gerçek ise şöyle:
“Bizim işimiz oltayı atmak. Zokayı yutan gelir. Yoksa 18 yaşındaki çoluk çocuğu herhalde Meclis’e sokacak değiliz. 25 yaşta ne yaptıysak 18’de de aynısını yaparız, olur biter.”
Üzerlerinden oynanan bu oyuna bütün gençlerimizle birlikte ailelerinin de dikkat etmesi gerekiyor.