Sevgili okurlarım, burada iki gün bir konuyu yazdım. Bana Bitlis cezaevinden mektup gönderen İbrahim Yaprak isimli tutuklu, Bitlis Barosu’na kayıtlı avukat Onur Ay tarafından sekiz bin lira dolandırıldığını, parayı peşin alan avukatın bir süre sonra Adalet Bakanlığı tarafından açılan hakimlik sınavını kazandığını ve ortalıktan kaybolduğunu iddia ediyordu.
Bu iddia doğru olduğu takdirde, böyle bir şahsın hakim veya savcı yapılması mümkün değildi.
Durumu araştırdım, olay doğruydu.
İsmini iki yazımda da açıkça yazmadığım Bitlis Barosu’na kayıtlı avukat Onur Ay, dün gönderdiği açıklamada bu aileden sekiz bin lira vekalet ücreti aldıktan sonra paranın bir bölümünü iade ettiğini söylüyordu!

* * *

Dün beni aradı.
Sınavı kazanmış, şimdi Ankara’da, Adalet Bakanlığı’nda savcılık stajı görüyormuş.
Dün bir de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Avukat ve Noter Soruşturma bürosundan yazı aldım, bana gelen şikayet mektubunu kendilerine göndermemi istiyorlardı.
Demek ki soruşturma başlamış.

* * *

Böylesine önemli ve kendisinin geleceğini ilgilendiren bir konuda Onur Ay’ın yanıt verme hakkına duyduğum saygı gereği, mektubunu (özüne dokunmadan biraz kısaltarak ve Türkçe hatalarını düzelterek) sizlere aynen iletiyorum:
“Emin Bey, 15.08.2017 ve 18.08.2017 tarihli köşe yazılarınızı bugün itibariyle öğrenmiş bulunmaktayım. Konuyla ilgili tarafıma ulaşılmadan ve benim bilgim alınmadan haber yapmanız hukuka inanan ve hakkın tecelli etmesi için emek veren ben ve benim gibi insanları üzmüştür.
İbrahim Yaprak isimli şahsın mektubunda bahsettiği olgular 8 bin lira fiyat dışında tamamı ile yalandır. Zira hiçbir hukukcu hiçbir müvekkiline bu tarz bir söylemde bulunamaz. Dosya iceriği neyi gösteriyorsa şahsın leh ve aleyhine olan durumları müvekkili ile paylasır.
Bu şahsın eşi Mutki ilçesinde yanıma gelerek ilçede tanıdığı kişilerin tavsiyesi ile benim hukuki yardımımdan yararlanmak istediğini, ekonomik durumunun çok iyi olmadığını, bir çocuğunun da rahatsız olduğunu belirtti ve sırf  bu durundan dolayı normalin çok altında olan 8 bin lira ücret konusunda anlaşarak vekalet aldım. Paranın 5 bin lirasını vekaletle birlikte, geri kalan 3 bini birkaç ay sonra aldım.
Hukuki olarak gerek soruşturma dosyasında gerek anayasa mahkemesine bireysel başvuruda ve gerekse de komisyon müracaatında üzerime düşeni fazlasıyla yaptım. Eşi ile defalarca görüştük.
Cezaevi  görüşlerine de gittim. Bir hukukçu olarak hakka ve adalete inanmak ve hakkı savunmak dışında bir davam olmadı. Ben 7 yıllık avukatlık hayatımda ilk kez böyle bir ithamla karşılaştım ve bu durum beni derinden yaralamıştır.
Bu konuyla ilgili şahıs hakkında her türlü hukuki hakkımı kullanacağımı da belirtmek isterim.
Malûmunuz, hakim savcılık sınavını kazandıktan sonra dosya takibi yapamayacağım için ilgili şahsın ailesini aradım ve görüşme yaptık. İsterlerse yanımda çalışan avukat arkadaşın dosyayı takip edebileceğini ya da ödenen ücrette emek ve mesaimiz dışında kalan ücreti iade edebileceğimi belirttim.
Eşi bana avukatsız devam edeceklerini, ücret iadesi istediğini belirtti. Ben de kendisine bugüne kadar anayasa mahkemesine başvuru, komisyona başvuru ve soruşturma dosyası takibi için 5 bin lira tutarında bir emeğimiz olduğunu,  3 bin lira ödeme yapabileceğimi söyledim.
Eşi bu parayı borç olarak aldığını, ekonomik durumlarının iyi olmadığını ve paranın tamamını istediklerini belirtti. Ben de bu şekilde iade yapamayacağımı, çocuğu hasta olduğu için 4 bin lira ödeme yapacağımı söyledim ki, 17 ağustos 2017 tarihinde kendisine mesaj atarak hesap numarasını istedim ve haberi okumadan (yani benim yazıları okumadan önce (!) eşinin hesabına söz konusu parayı iade ettim. Dekontu size iletiyorum...”

* * *

Eski avukat, yakın geleceğin Cumhuriyet Savcısı Onur Ay, banka dekontunu bana göndermiş.
Ancak durum anlattığı gibi değil.
Tutuklunun eşine dört bin lirayı iade etmiş ama dünkü tarihle...
Yani 18 Ağustos 2017!
Aksini iddia ediyor, kendisiyle ilgili iki yazımı daha önce okumadığını söylüyor ama belli ki benim 15 Ağustos ve dünkü 18 Ağustos tarihli yazılarımı okumuş, adı açığa çıkınca telaşlanmış ve paranın bir bölümünü banka kanalıyla ve dün itibariyle aileye iade etmek zorunda kalmış!
Bu konuda benim söyleyecek başka bir sözüm yok.
Ötesini herhalde Adalet Bakanlığı ile Cumhuriyet Savcılığı çözecektir.