Sevgili okurlarım, hiç kuşkunuz olmasın yarınki referandumda sadece ve sadece iktidarın yalanları oylanacak.
Ellerindeki sonsuz medya gücünü ve devlet olanaklarını kullanarak Türk Milleti’ne inanılmaz yalanlar söylediler ve bu yolla beyinleri yıkadılar.
Korkunç bir propaganda gücü...
Şeytanın bile aklına gelmeyecek palavralar...
Devlet parasının kendi çıkarları doğrultusunda kullanılması...
Akıl almaz bir din ticareti, din sömürüsü...
Vatandaşı kafakola almak için kullanılan ve dağıtılan irili ufaklı hediye paketleri...
Çoğu gizlenen, bazıları patlayan büyük yolsuzluklar...
Köşe döndürülen, milletin a’sına koyacağını açıklayan yandaş işadamları...
İslam’ın arkasına saklanan hırsızlar, vurguncular, milletin iliğini emen namussuzlar.

*  *  *

Hiç kuşkunuz olmasın, bugün kaşıkla verdikleri her şeyi yarın sizden kepçeyle geri alacaklar. Sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın bu durum değişmeyecek.
Vergi indirimleri, büyükanne maaşları, beleş kömür, nohut makarna dağıtımı, hepsi en kısa sürede bir hiç olacak.
Türkiye’de Şubat 2017 itibarıyla resmi işsiz sayısı tam 3 milyon 981 bin kişi.
İşsizlik oranı yüzde 12.9 gibi yüksek bir düzeyde.
Yatırımlar durdu, binlerce iş yeri kapandı.
Şimdi referandum öncesinde gazete ilanlarıyla palavra atıyorlar “Bir ayda 700 bin kişiye iş bulduk” diye. Tamamen yalan. Bu durgun ekonomide kim iş bulmuş bu 700 bin kişiye, kim?..
Devletin ve milletin bütün tesisleri, bankaları, kurumları, fabrikaları, madenleri, köprüleri vesaire yabancılara peşkeş çekildi.
Yeni anayasa kabul edildiği takdirde sıra gelecek eyalet sistemine ve ülkenin göz göre göre bölünmesine...
Bu nasıl bir iştir?

*  *  *

Toplumun bütün aklı başında kesimleri inanılmaz baskılar ve hukuksuzluk altında inim inim inliyor. Yargının büyük kesimi iktidarın elinde, anayasa değişirse daha da beter olacak.
Enflasyon almış başını gidiyor.
Medyanın neredeyse tamamı satın alınmış, devşirilmiş.
İşçi hakları sıfırlanmış.
Siz son yıllarda herhangi bir greve tanık oldunuz mu? Elbette olmadınız çünkü çalışanların grev hakkı gasp edildi, yasaklandı. Sıkar mı şu veya bu sendikanın greve gitmesi...
Üstelik işçi sendikalarını da devşirip ele geçirdiler. Yandaş sendikalar oluştu.
İşverenler, patronlar derseniz onlar da devşirildi.
Hiçbiri ağzını açıp bir şey söyleyemez. Kapalı kapıların ardında konuşurlar da, kimse açıktan eleştiremez. Eleştiren olduğu takdirde ertesi gün müfettişleriyle, vergicileriyle tepesine inip o patronu nakavt ederler. İnanmayan Aydın Doğan’a sorsun.

*  *  *

“Eyy faşist Avrupa, eyy AB, biz seni mahvederiz” diye bağıranlara bakmayın siz, onlar AB’den gelen ve gelecek olan paraların hesabını yapmakla meşgul.
Türkiye Cumhuriyeti’ni bütün komşu ülkelerle papaz ettiler.
Ülkemizi durup dururken Suriye ve Ortadoğu bataklığına sürüklediler. Ne kazandık, bir türlü açıklayamadılar çünkü kazanılan hiçbir şey yok.

*  *  *

Okula, camiye, kışlaya siyaset soktular.
Ordumuzun içini Ergenekon ve Balyoz’la boşalttılar.
Dini ticarete ve siyasete alet ederek İslam’ın da içini boşalttılar.
Hapishaneleri tıka basa doldurdular.
Milleti böldüler, terörü horlattılar.
Güneydoğu’da kazılan tünellere, illerin ve ilçelerin terör örgütü tarafından ele geçirilmesine göz yumdular.
İşin acı yanı, şehitlerimizi bile böldüler. İktidar için sadece 15 Temmuz şehitleri var. Çeşitli terör olaylarında 1984’ten beri toprağa verdiğimiz yedi bin şehidin artık adı bile anılmıyor. Onlar ve geride bıraktıkları yakınları ne yazık ki yok sayılıyor.
Milleti bölerken Tayyipçiler ve Tayyipçi olmayanlar diye, birbirine neredeyse düşman edilen iki ayrı kesim yarattılar.
Atatürk’ü düşman bellediler.

*  *  *

Şimdi halkın duygularını gıdıklamak için sağda solda yine “İdam cezasını getireceğiz” diye palavra atıyorlar. Biraz zordur idam cezası getirmek, bütün demokrasi dünyası ile ilişkileri sıfıra indirir. Bunların tümü referandum öncesi masallarıdır.
Süngüleri bütün dünyada düştü.
Pazar günü beklenen, o süngüyü Türk Milleti’nin de düşürmesidir

Yürekli misyonerler


Referandum oylaması öncesinde binlerce, belki on binlerce insanımız adeta gönüllü misyonerler gibi her yerde hayır için çalıştı.
Her kesimden insanlar...
Özellikle CHP milletvekilleri, Devlet Bahçeli’nin dışladığı milletvekilleri, başka siyasetçiler, hukukçular, ekonomistler, gazeteciler ve sıradan fedakâr vatandaşlar.
Hiçbirinin elinde bu kampanyalar için yeterli para yoktu. Ceplerinden harcadılar.
Altlarında devletin uçakları, makam araçları, emirlerinde valiler ve korkak bürokratlar da yoktu.
İktidarın elinde olan medyada, ekranlarda fazla görünmeleri mümkün olmadı.
Halka yalan söylemeleri de mümkün değildi.
O yürekli insanları kutluyorum. Ellerinden geleni yaptılar.
İsimlerini burada tek tek açıklamak isterdim ama arada mutlaka unuttuklarım olacak ve bana haklı olarak gönül koyacaklar.
Hepsine, herkese teşekkür etmeyi bir görev biliyorum.

*  *  *

Türkiye’yi iktidarları döneminde ne durumlara düşürdüklerini görüyorsunuz.
Terör, yolsuzluk, hukuksuzluk, hayat pahalılığı, işsizlik, savaş, deneme tahtası gibi kullandıkları anayasa ve yasalar ve en kötüsü de milletin arasına nifak sokulması...
Eyy vatandaşım!
Yarın oyumuzu kullanacağız, bu gidişe hep birlikte son vereceğiz.