Sevgili okurlarım, bir ülkede ekonominin coşması muhteşem bir şeydir.
Farkında olup olmadığınızı bilemem ama bizde
coşmuş!..
ABD, Rusya, Çin, Uganda, Avustralya, Hindistan, Allah bütün ülkelere böylesini nasip etsin.
Ekonomi coşunca ülkenin kalkınması hızlanır, insanların refah düzeyi yükselir, işsizlik azalır, enflasyon düşer, herkes mutlu olur.
Türkiye derseniz, bizim ekonomi pek coşmaz!
Birileri arada sırada ağızlarından kaçırıp “Bizim ekonomi coştu” derse ve bunu duyarsanız sakın inanmayın, palavradır.
Örneğin bizim Ekonomi Bakanı aynen böyle dedi!
Herhalde aynı ülkenin sınırları içerisinde yaşamıyoruz, aynı havayı solumuyoruz ki, şaşırdık kaldık!

* * *

Nerede yaşıyor olduğunuz sonucu değiştirmez...
Çevrenizde kiralık ve satılık ilanlarını kentlerin en işlek merkezlerinde bile görüyorsunuz.
İş yerleri kapanıyor, konutlar satılıyor...
Ama alıcı yok!
Herkes bir beklenti içerisinde.

* * *

Ekonomi coşunca zamlar birbiri ardına patlıyor. İşte akaryakıt fiyatları...
Benzine ve mazota birkaç günde bir zam yapılıyor.
Akaryakıt en kritik sektör. Akaryakıta yapılan her zam dalga dalga yayılıyor, iğneden ipliğe her şeyin fiyatı artıyor.
Yıllık enflasyon oranı yüzde 11’e dayandı...
Ve bu TÜİK’in, yani devletin açıkladığı resmi rakam.
Oysa enflasyon çok daha yüksek, gerçek rakamlar kamuoyundan gizleniyor.

* * *

İşsizlik derseniz, milyonlarca insanımız iş arıyor ama bulamıyor. Çok acı bir tablo ile karşı karşıyayız.
Ekonomi coştu ya, özellikle gençler işsizlik baskısı altında eziliyor.
Bu iktidar yüzlerce üniversite ve yüksekokul kurdu, diplomalar bol kepçe dağıtılıyor...
Okul aşamasında çocuklar mutlu, diploma yakında ceplerinde olacak.
Ya sonrası!..
Şimdi çoğu zannediyor ki, diplomayı alınca hemen işe girecek ama yok öyle şey.
Felaket hemen ardından başlayacak, işsizler ordusuna katıldıklarını, artık kendilerinin de diplomalı işsiz olduklarını görünce acı gerçekle yüz yüze gelecekler.
O zaman anlayacaklar ekonominin nasıl coşmuş (!) olduğunu.
Şimdi milyonlarca insanımız işte bu durumda...
Okumuş okumamış, eğitimli eğitimsiz, kadın erkek, yaşlı genç, değişen hiçbir şey yok.

* * *

Ekonomi Bakanı gözümüzün içine baka baka “Ekonomi coştu (!)” diyorsa...
Demek ki coşmuş!..
Demek ki bütün kesimler gidişattan memnun...
İşçi, memur, esnaf, çiftçi, ev kadını, emekli, demek ki ayın sonunu rahatça getirebiliyor.
Döviz fiyatları artınca, Türkiye’nin iç ve dış borçlarıyla birlikte vergiler de birbiri ardına artınca, kredi kartından icralık olunca hepsi memnun...
Haftanın beş günü okulda görev yapan, iki gününde ise takside çalışan öğretmen “Bunu çocuklarımı okutmak için yapmak zorundayım beyefendi” diyorsa, ekonomi coşmuş demektir!

* * *

Toplumun tamamına yakını bu ağır baskılar altında eziliyor.
Ama belli bir kesim var, onların kazancı asla değişmiyor. Değişmediği gibi, sürekli artıyor.
Devletten, özellikle AKP’li belediyelerden iş ve ihale alan torpilli kesimin ve yandaş büyük müteahhitlerin keyfi gıcır.
Yolsuzluk, vurgun, rüşvet olağan oldu, almış başını gidiyor.
Milyonlarca insanımız geçmişte “Bunlar Müslüman insanlar abicim, bunlarda yolsuzluk olmaz, rüşvet olmaz” derdi.
Şimdi az da olsa gerçekleri gördüler...
En büyük vurgunun, belediyelerde olduğunu, en büyük yağmanın bu Müslüman geçinen din tüccarları tarafından yapıldığını biraz olsun anlamaya başladılar.

* * *

İşsizlik, enflasyon, iç ve dış borçlar, kredi kartları nedeniyle icralık olan milyonlarca vatandaşımız...
Hangisini yazmalı!
Bu tabloda tek tesellimiz ekonominin resmen coşmuş olması!
Maşallah!
Dalga geçtiğimi sanmayın, Ekonomi Bakanı öyle dedi yani.
İnanmak zorundayız!