Sevgili okurlarım, bu pazar günü, bir tatil gününde içimden siyasi yazı yazmak gelmedi. Onun yerine piyasaya yeni sürülen ekran rezaletlerinden bazılarını karşınıza getirmek istedim.
Evlendirme programlarını biliyorsunuz. Bu programlarda her türlü skandal vardı. İşin tamamına yakını şike, danışıklı dövüş idi.
Esra Erol, Zuhal Topal ve Seda Sayan üçlüsü bu işten korkunç paralar kazandı. Karşılığında toplum aldatıldı.
Katılanların çoğu paralı figürandı. Senaryolar yazılmış, onlar küçük paralar karşılığında oynuyordu. Araya bazen saf vatandaşların düştüğü de olmuyor değildi!
İran, Rusya, Türkmenistan gibi ülkelerden profesyonel kadınlar getirildi. Bazıları fuhuş şebekelerinde iş yapıyordu.
Kavga dövüş kıyamet, iş bir yere kadar gitti.

* * *

Defalarca yazdık. Sonunda işin cılkı çıktı. Toplum bu rezilliklere büyük tepki gösteriyordu...
Ve bu yayın döneminde evlendirme programları iptal edildi. İyi de, bu hanımlar ne yapacaktı? Herhalde boşta kalacak değillerdi.
Zuhal piyasadan çekildi ama ötekiler işlerini aynı hızla, ancak başka bir formatla, aynı çizgide, aynı doğrultuda sürdürüyor!
Her ikisinin ekiplerinde yine o evlendirme programlarının “Ucuz kahramanları (!)” yer alıyor. Onlar yine stüdyoda figüranlık görevlerini yerine getiriyor.

* * *

Şimdi yaptıkları şey insanları birbirine düşürmek, kavga ve hakaret ettirmek...
Karı koca kavgası, gelin kaynana kavgası, anası babası belli olmayanların kavgası, ne ararsanız var.
Hakaretler, tehditler, küfürler birbirini izliyor. Bunlar bu yolla reyting alıp para kazanmanın peşinde.
Esra’nın kuaförü bir “Aşk (!)” yaşamış, kız sahtekâr çıkmış ve onu dolandırmış. 15 gün boyunca kuaför ve kız ekranda, suçlamaların ve yalanların bini bir para...
Bıktırırcasına uzatılan yayınlar... Zira başka konuları yok.
Yaa kardeşim Türkiye’de her gün bu olayın yüzlercesi oluyor.

* * *

Son alarak Seda’nın programında acayip bir olay gündeme getirildi ve o da tam 15 gün sürdü.
Küçükken evlatlık verilen 43 yaşında bir adam güya annesini arıyor ve iddia ediyor:
“Benim annem Hale Soygazi!..”
Bunu kendilerince kanıtlamak için onlarca düzmece tanık kullandılar. Bir bölümü stüdyoya getirildi, bazıları telefonla bağlandı.
Çoğu yalan söylüyordu.
Kadın anlatıyor: “1974 yılında Hale Soygazi’yi gördüm. Üzerinde siyah bir pelerin vardı. Pelerin boldu, demek ki hamile imiş!”
Başka tanıklar anlatıyor... “Ben bu olayı falancadan duymuştum, ona da filanca söylemiş. Ama hepsi öldüler!..”
Her şey mış miş.

* * *

Hale Hanım’ın dışarıda önünü kameralarla kesiyorlar. O yırtınıyor: “Ben hayatım boyunca hiç doğum yapmadım. Bu adamı tanımam etmem!..”
Stüdyoda yer alanlar bastırıyor: “İnkar etme, bunu senin doğurduğun iddia ediliyor!..”
Bu konuda herhangi bir kanıt, bilgi, belge ya da tanık var mı?
Hiçbir şey yok.
Ama adam bastırdıkça bastırıyor...
“O benim annem!..”
Kulağına öyle fısıldamışlar.
Hale Soygazi’yi ısrarla stüdyoya çağırıyorlar: “Gel buraya, kendini savun!.. Adliyeye git, DNA testi iste...”

* * *

Bu rezillikleri izlerken düşündüm:
Örneğin Hale Soygazi yerine ya ben hedef seçilseydim ne
yapardım.
Düşünün yani, 43 yaşında biri günün birinde ekrana çıkarılıyor ve “Benim babam Emin Çölaşan, gitsin DNA testi yaptırsın” diyor... Ve bu yayın günlerce sürüyor.
Acaba ne yapardım?

* * *

Hiçbir yayın kuruluşunun insanların onuruyla böylesine oynama hakkı yoktur, olamaz.
Hale Soygazi ile hayatım boyunca tanışmadım, konuşmadım, el sıkışmadım, yüzünü görmedim. Sadece ismini medyadan bildiğim bir sanatçıdır.
Üzerine niçin gidildiğini bilmiyorum ama mutlaka bir kuyruk acısı olmalı.
Bu tuzak beni insan olarak çok üzdü... Zira böyle tuzaklar her gün birilerine karşı kuruluyor.
Bunu medya gücünü kullanarak yapmak, düzmece tanıklarla, mış mışlarla şehir efsaneleri yaratarak bir insanın üzerine reyting uğruna böylesine çullanmak ayıptır ve suçtur...
Hesabı mutlaka sorulmalıdır.
Eğer o yayınları izlediyseniz, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız.
En sonunda, Seda ve ekibi geçtiğimiz cuma günü pes etti. Onlar açısından deniz bitmişti.
Bu kez 43 yaşındaki adam adliyeye gidip DNA testi istemek zorunda kalmış.

* * *

Esra’nın kuaförü, Seda’nın görüntüsü, Hale Soygazi’nin çocuğu iddiaları, gelin kaynana kavgaları, karı koca kavgaları, hakaretler, küfürler, karşılıklı tehditler, evlendirme programlarından kalan figüranların tortuları, düzmece tanıklar, yalanlar, iftiralar, Kuran üzerine edilen yeminler, sahte ağlamalar, hepsi bunlarda...
Tekmili 36 kısım birden, güler misin ağlar mısın!
Seç seç al vatandaşım, eğer için kaldırıyorsa istediğini seyret!..
Burası Türkiye abicim, nasıl olsa karışan yok, denetleyen yok.