Sevgili okurlarım, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Elazığ’da bir televizyon kanalında konuştu ve gerçek bir rezalete dönüşen evlilik programları hakkında görüşlerini açıkladı. Şöyle dedi:
“Bu konuda vatandaşlardan RTÜK’e gelen 120 bin şikayet var. Bu evlilik programları ne yazık ki şirazesinden çıkmış durumda.
Aile değerlerimize, ahlakımıza, kültürümüze, inancımıza ve geleneklerimize aykırı olan abuk subuk işler yapıyorlar.
Çok seyredildikleri için çok reklam topluyorlar. Bu reytingden dolayı da reklam gelirleri çok fazla. Ölçüyü kaçırdıkça kaçırdılar.”
Sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
“80 milyon nüfusun ortak değerlerinden biri aile değerleridir. Aileyi ayaklar altına alan, aileyi darmadağın eden ve değersiz bir kurum haline getiren bu programlara devlet olarak seyirci kalmayacağız. Önümüzdeki günlerde gerekli düzenlemeler yapılacak.
Bu konuda bir yasa tasarısı hazırladık. Bunu kanun hükmünde kararname olarak da geçirebiliriz...”

*  *  *

Evet, bu sözleri söyleyen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş haklı. Az bile söylemiş... Ve düşünün ki, bu konu kendisine Elazığ’daki bir televizyon kanalında soruluyor.
Millet tepkili ama iktidardan bugüne kadar tık yok!
Sadece RTÜK’e gelen şikayet sayısı 120 bin. Buna diğer kurumlara giden şikayetleri de eklediğinizde sayı nereyse 300 bin oluyor. Korkunç bir rakam.

*  *  *

Şimdi burada çok iddialı olarak bir şey söylüyorum:
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, başbakandan sonra hükümetin iki numaralı yetkilisidir.
Kanun hükmünde kararname çıkarmak ise sadece birkaç dakikalık bir iştir.
Buyurun çıkarın beyefendi!..
Ama çıkaramazlar... Nedenini de söyleyeyim:
Bu rezil programları yapan ve inanılmaz paralar kazanan kanalların tümü iktidar yandaşı.
Show, Star, Kanal D ve atv.
Dolayısıyla hükümetin gücü onların tekerine çomak sokmaya, kulaklarını çekmeye, evlilik programlarını kaldırmaya, ya da denetim altına alıp gelirlerini kısıtlamaya yetmez...

*  *  *

Dolayısıyla hükümetin bu konuda olumlu adım atması çok zordur zira işin içinde siyaset yandaşlığı ve ortak çıkarlar vardır.
RTÜK üyelerinin çoğu iktidarın adamı. Hükümetin madem böyle bir niyeti var, onları niçin devreye sokmuyor?
Onlar niçin bu yüz kızartıcı evlilik programlarını yayınlayan kanallar için önlem almıyor?
“Para cezası veriyoruz” demek yetmez.
Onlara hiçbir para cezası yetmez... Her gün reklam gelirlerinden milyonlar kazanıyorlar. Para cezaları onlara sivrisinek vızıltısı gibi gelir!
Düşünün ki, o programlarda sunuculuk yapan kadınların günlük kazancı 60 bin ile 100 bin lira arasında değişiyor.
Paraya bakın siz! Günde bu kadar parayı Koç Ailesi, Sabancı Ailesi bile kazanamıyor.

*  *  *

O sunucu kadınların bütün işi programda ortalığı kızıştırıp çıkan sözlü ve bazen de yumruklu kavgaları keyifle izlemek... Çünkü her kavga, her hakaret, her küfür onlara reyting sağlıyor.
Sonra sıkışınca çıkıyorlar ekrana, dandik göz yaşları falan döküp programı yakında bitirmekten söz ediyorlar, birbirlerini suçlama yarışına giriyorlar.
Hele bir tanesi var, bugüne kadar 320 çifti evlendirdiğinden falan dem vuruyor. Hani nerede o çiftler, uzayda mı evlendirdiniz!

*  *  *

Adına evlendirme programı denilen bu nesnelerin tamamı kurgu. Önceden yazılan senaryolar uygulanıyor.
Bazı kadın ve erkek katılımcılar başrol oyuncusu.
Onlara programın yapımcıları tarafından her ay maaş ödeniyor. Otel paraları kanal tarafından karşılanıyor, ev kiraları da ödeniyor.
Geri kalanı figüran. Başrole terfi edip avanta sağlamak ve ünlü (!) olmak için çaba harcayan bir takım iyi niyetli, ya da zavallı kadın ve erkekler...
Katılımcılar arasında İran ve Rusya’dan getirtilen ve “Modellik” yapan kadınlar, boşanmış dullar, göbek attırmak için güya evlenmek için getirtilen Roman kızlar, uçuk ve ruh sağlığı normal olmayan tipler var.
Özellikle manken ajanslarından getirtilen yakışıklı çocuklar!
Herkes birbirine güya “Aşık” oluyor, 19 yaşındaki oğlan çocuğu 35 yaşındaki kadına talip olarak boy gösteriyor. Birileri sık sık ekrana gelip “Ben falancaya aşık oldum” diyor.
Katılımcıların çoğu sorunlu ailelerden geliyor. Sonra devreye anaları babaları sokuluyor, küfürler, hakaretler, tehditler, dedikodular gırla gidiyor.
Programda dönen entrika ve düşmanlıklar Osmanlı sarayını aratmıyor.
Ama her şey senaryo, her şey kurgu ve düzmece.
Sonrasında ise yatak maceraları!

*  *  *

İzlerken hep düşünüyorum, acaba özellikle bu katılımcı genç kadınların onları uyaracak aileleri, ana babaları, yakınları yok mudur?
Evlilik programları seç seç al yönteminin geçerli olduğu kadın ve erkek pazarı mıdır?
Evlendirme bahanesiyle ekrana çıkarılan, ancak göbek atsın diye maaşa bağlanan Roman kızlarına ayıp olmuyor mu?
Bütün bunlar olurken sunucu kadınlar zevkle izliyor, o günkü kazançlarının hesabını yapıyor.

*  *  *

Hükümetin ikinci adamı olan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş bu rezillik için “Kanun hükmünde kararname çıkarmayı düşünüyoruz” demiş!
Toplumun gazını almak ve bu konuda oluşan büyük tepkileri biraz olsun törpülemek için böyle diyor, vaziyeti idare etmeye kalkışıyor.
Evlendirme programlarında evlenen falan yok! Bunlar yalan dolan, kavga dövüş, hakaret, karşılıklı suçlamalar ve büyük paralar kazanmak üzerine kurulu. Bazı tipler iki seneden beri programda eş arıyor! Çoğu bir baltaya sap olamamış lumpen arabesk tipler...
Numan Bey buyursun çıkarsın bakalım kanun hükmünde kararnameyi. Birkaç dakikalık bir iştir. Son verdirsin bu rezilliğe, kendisini ve hükümetini ilk kutlayan ben olayım.