Sevgili okurlarım, bu dünyadan irili ufaklı nice imparatorlar geldi geçti. Bazıları önemsiz, bazıları ise çok önemli!
Örneğin şimdiki adı Etiyopya olan Habeşistan imparatoru Haile Selasiye vardı, önemsizdi.
Bizde ise Osmanlı’dan sonra sadece bir tek imparator kendini gösterdi:
Fatih Terim!
Doğrusunu isterseniz o çok önemli bir imparatordu!
O kadar ki, isminin başına bir de “Türkiye Futbol Direktörü” unvanı eklediler ve önemi daha da artış gösterdi.
Futbol Federasyonu tarafından milli takımın başına geçirilmişti.
Aldığı maaş TL değil, euro üzerinden idi...
Ayda yaklaşık 1 milyon 100 bin lira karşılığı olan önemsiz bir miktar!
Bu rakama aldığı ve alacağı primler ve başka harcamaları dahil değil...

*  *  *

Bazen birileri çıkıp “Yaa sayın imparator sen yıllardır bu parayı alıyorsun da, karşılığında milli takım uluslararası alanda hangi başarılara imza attı” diye soracak olsa hemen susturulurdu.
Fatih Bey özellikle milli maçlardan önce ve sonra kameraların karşısına geçer, bol kepçe konuşur, ağzını yüzünü oynatır, mimikler
sergilerdi.
Maçlarda da öyleydi!
Sürekli “Artistlik” yapar ve Allah var, bu işi çok iyi becerirdi.
O adeta bir ilahtı!

*  *  *

Futbol Federasyonu’nun başında Yıldırım Demirören var. Türk futbolunu AKP’nin emrine sokan başkan...
Beşiktaş başkanlığı yaptığı dönemde kulübü parasal açıdan batıran, inanılmaz borçlara sokan, sonuçta AKP desteği ile terfi ettirilip Federasyon Başkanı olmayı başaran ikinci bir imparator!
Neyse, konumuz o değil.

*  *  *

İmparator Fatih Terim gerçekten ilginç biri... Milli takım kampında futbolcularla prim kavgasına girişen, bazılarıyla kavga eden, bir tek somut başarı elde edemediği halde ayda yaklaşık 1 milyon 100 bin lira karşılığı maaş alan, yüzündeki artistik mimikleriyle ünlü,
kerameti kendinden menkul bir futbol devi!
Maaş taksimetresi bu süreçte sürekli çalıştı.
Yendik, yenildik, hezimetlere uğradık, uluslararası futbol alanında bir yere gelemedik ama taksimetre hiç ara vermeden tıkır tıkır işledi...
Çünkü Yıldırım Demirören’in adamı idi.

*  *  *

En sonunda adı bir olaya karıştı. Bodrum’dan Alaçatı’ya özel uçakla gelip kebapçı kavgasında masaları sandalyeleri dağıttı.
Neymiş, komşu kebapçı imparatorun damadının kız kardeşine haksızlık yapmış ve imparator, onun haklarını korumak için yumruklarıyla girişmiş!
Ancak komşu kebapçı dişli çıktı ve olay büyüdü.
Hatta bizim imparatorun fena dayak yediği falan yazıldı çizildi.
“Aynı durum olsa yine aynı şeyi yaparım” dedi.
İşin yargıya intikal ettiğini belirtip daha fazla konuşmak istemedi. Yani kendini savunamadı.

*  *  *

Bizim imparatora verilen muhteşem maaşı dünyada alan ikinci bir futbol adamı ya çok az, ya da hiç yok.
Alan varsa bile, başında olduğu takımları başarıdan başarıya koşturan, kupalar kazandıran dünya çapında teknik adamlar...
Onlar da zaten kebapçı baskınlarına falan karışmıyor, yumruklarını konuşturmuyor!
Bizimki ise önüne gelen futbolcularla, spor adamları ve gazetecilerle kapıştı, giderek yıprandı ve şimdi görevden ayrılmak zorunda kaldı.
Geç bile kalmıştı.
Artistlik yapması bile onu kurtarmaya yetmedi.

*  *  *

Ancak istifa mı ettiğini, yoksa Federasyon tarafından mı şutlandığını ben doğrusu anlayabilmiş değilim.
Federasyon açıklamasında şöyle denildi:
“Bir araya gelen taraflar, sürecin bundan sonraki kısmında yolları ayırmanın daha sağlıklı olacağına kanaat getirmiştir...”
Yine medyaya yansıyan haberlere göre, Türkiye futbol direktörü olan yüce imparatora tam 3.5 milyon euro tazminat ödenecekmiş.
Bu rakam bir kalemde yaklaşık 15 milyon liraya eşit.

*  *  *

Eğer kendi istifa ettiyse, ayrılana tazminat zaten ödenmez.
Eğer “Olumsuz davranışları, hataları, kavgaları ve yıpranmış olması nedeniyle” görevine son verildiyse, yine tazminat ödenmez.
Hangisi doğrudur, yasal olan nedir, hemen açıklanması gerekir.
Eğer bu olayda taraflardan birinin tazminat ödemesi gerekiyorsa, yarattığı bu ortam nedeniyle imparatorumuzun ta kendisidir!

*  *  *

Evet, Türkiye’de böylesine anormal bir tazminat bugüne kadar görülmedi ve duyulmadı.
Ne yaptı da bunları hak etti?
Korumalarıyla birlikte kebapçı bastı diye mi!
Bakalım bundan sonra işin başına kimi getirecekler, milletin parasından ne kadar maaş artı prim ödeyecekler...
Hep beraber göreceğiz.