Sevgili okurlarım, dünkü yazımda İzmir’de niçin patlamalar olmadığını merak eden (!), İzmir’de yaşayan milyonlarca insanımızı kendi Facebook sayfasında “Gâvur” olarak tanımlayan bir kadının yazdıklarını belgelemiş ve sonunda şöyle demiştim:
“...İşte size ülkemizde hangi kafaların egemen kılındığının somut örneği... İşte o kafalardan sadece biri.
Bu kafaları kimler, hangi iktidarlar gübreleyip yeşertti de piyasaya sürdü? Kimler?”
Dün bir okurumdan aldığım e-posta mesajını şimdi sizlerle paylaşmak istiyorum. İznini almadığım için ismini açıklamıyorum...
Zira öyle bir baskı ve korku ortamında yaşıyoruz ki, fikrini açıklayan masum bir insanın başını derde sokmuş olurum.

*  *  *

“Sayın Çölaşan günaydın. Bugünkü (7 Ocak 2017) köşe yazınızın bitiş cümlesinde sorduğunuz “Kimler?” sorusuna yanıt olarak aşağıdaki “Kafa yapısını” açıklamak istiyorum.
- Yaşadığımız bunca rezalete, aymazlığa, hainliğe, ihanete, herkesin bildiği ortaklıklara, kendi sözleri olan ‘ne istediler de vermedik’ itirafına ve 15 Temmuz olaylarına rağmen “Aldatıldık” diyebilen, gencecik kızlı erkekli çocuklarımıza tecavüz edildiğinde bir kereden bir şey olmaz beyanatları veren kafa yapısıdır.
- Mevcut anayasaya rağmen anayasa suçu işleyerek anayasayı değiştirmek ve yargı dahil bütün yetkileri tek elde toplamak isteyen kafa yapısıdır.
- Başı örtülü bacısı ile şortlu kızı bir araya getiremeyen, şortlu kızlara tiksintiyle bakan, bacım diyemeyen kafa yapısıdır.
- Sanat eserlerine “Ucube” diyen kafa yapısıdır.
- Devlet sanatçısı ödülünü sahibinden geri isteyen/alan, sanatı yasaklayan, engelleyen kafa yapısıdır.
- Bir yanda MHP liderine senin çocuğun yok, evlat sahibi olmayı sen nereden anlayacaksın derken diğer yandan polis tarafından katledilen on beş yaşındaki evladımızın annesini meydanlarda yuhalatan kafa yapısıdır.
- Biz suçluları biliyoruz ama suç işleyene kadar bir şey yapamıyoruz diyen kafa yapısıdır.
- Kendi söyleyip kendi gülen, kendi söyleyip kendi inanan, kendisini milletin çobanı zannedip hitap ettiği topluluğu sürü kabul eden kafa yapısıdır.
- Yani kendisini çoban diye tanımlayan kafa yapısıdır.
- Kendilerinin sütten çıkmış ak kaşık gibi temiz olduğunu iddia ederek oturdukları makamları işgal eden kafa yapısıdır.
- Elinde Kur’an ile meydanlarda siyaset yapan, camilerde siyasi toplantılar düzenleyen, dini siyasete alet edip lâiklik ilkesini ayaklar altına alan ve anayasa suçu işleyen kafa yapısıdır.
- Siyaseti camilerde yapıp din ticaretinden medet umanların kafa yapısıdır.
- Üzerine giydiği cübbeyi palto sanarak başbakanın karşısında önünü iliklemeye kalkışan yüksek yargı başkanlarının kafa yapısıdır..
- Siyasetçinin önünde ayağa kalkarak adaleti ve hukuku ayaklar altına alan bazı yargı mensuplarının kafa yapısıdır.
- Devletin ve milletin kendisine emanet edilen malını mülkünü eşe dosta ve yandaşlara peşkeş çekerek günü kurtaran ve ülkemizi bu yolla idare eden kafa yapısıdır.
- Bütçesi koskocaman, ancak yaptıkları bir incir çekirdeğini bile doldurmayan Diyanet’in akıl ve mantıkla açıklanması mümkün olmayan fetvalar veren kafa yapısıdır.
- Şu anda işgal ettiği makamları borçlu oluğu insanlara sarhoş/ayyaş diyebilen kafa yapısıdır.
- Yazınızda sorduğunuz “Bunlar kimdir” sorusunun yanıtı işte budur. Nokta! Saygılarımla.”

Terörist kayboldu!


Sevgili okurlarım, İstanbul’da yılbaşı gecesi yaşanan kanlı terör eylemini yapan herif ortalıktan kayboldu. Ne diyelim şimdi, ne diyelim!..
Sanki yer yarıldı içine girdi!..
Şeytan aldı götürdü!..
İstanbul’un göbeğinde bir gece kulübü basılıyor, insanlar öldürülüyor ve katil savuşuyor.
Ertesi gün fotoğrafları ve önceden yaptığı veya yaptırdığı video çekimleri medyada çarşaf çarşaf yayınlanıyor.
Herif yine kayıp.

*  *  *

Neden olduğunu kimse anlayamıyor, adamın ismi ve uyruğu da açıklanmıyor.
Çekik gözlerine ve çıkık elmacık kemiklerine bakıldığında Orta Asya taraflarından geldiği hemen anlaşılıyor.
Peki ama ismi ve uyruğu niçin açıklanmıyor? Açıklansa belki yeni ihbarlar gelecek ve katil yakalanacak.
Bence bu işin içinde bizim anlamadığımız bazı durumlar var!

*  *  *

Terörist o gece ve öncesinde tek başına mıydı, yoksa yardım edenleri var mıydı?
Silahları nereden sağlamıştı?
Olay sonrasında nereye kaçtı, kimlerin yardımıyla nereye kayboldu?
Yurt dışına mı kaçtı, Türkiye’de mi gizleniyor?

*  *  *

Sıradan vatandaş kafamla söylüyorum...
Bu adamın izi günün birinde bulunursa, zorunlu olmadıkça öldürmekten kesinlikle kaçınmalıdır.
Yani çoğu zaman olduğu gibi “Etkisiz duruma getirilmiştir” açıklaması yapılmamalı, herif mutlaka sağ olarak yakalanmalı ve güzelce ötmesi sağlanmalıdır.
Aksi takdirde kamuoyunun kafasındaki sorular ve kuşkular giderek artacaktır.