Sevgili okurlarım, 18 Aralık 2016 tarihli yazımın başlığı şöyle idi:
“Başkanlık Gelir Terör Biter!”
Yaklaşık 20 gün önceki yazıma aynen şöyle başlamıştım, lütfen dikkatle okuyunuz:
“Şimdi bu yazıyı yazmaya İzmir’deki bir ayıptan söz ederek başlıyorum.
Belgesini (İzmir’de yayınlanan) Demokrat İzmir gazetesinden aldım. Gazetede kadının fotoğrafı da var.
Elif Şirin isimli başı örtülü bir kadın Beşiktaş’taki bombalı facia sonrasında Facebook sayfasında aynen şöyle yazmış:
“Neden İzmir’de hiç patlama olmuyor?”
Sonra kafasındaki bir soruyu daha aktarmış:
“Yoksa gâvur gâvura rahat rahat yaşıyorlar mı?”

*  *  *

Aynı yazıda daha sonra şöyle diyorum:
“Şu utanç verici, insanlık dışı kafa yapısına bir bakınız.
Kadın örtülü, demek ki iyi bir Müslüman!
Ama gel gelelim İzmir’de de bir patlama olmasını istiyor. Böyle bir durum olsa ve insanlar ölse adeta sevinecek.
İzmir’i “Gâvur” olarak görüyor, orada yaşayan insanlarımızı da “Gâvur” olarak niteliyor.
İşte, içimizde böyleleri de var.”
Bu konuda yazıma bir cümle daha eklemişim:
“Başı örtülü (Müslüman!) kadının dediği gibi bir süre sonra belki “Gâvur İzmir’de” bile patlamalar ve suikastlar olacak, nice canlar yitip gidecek.”
Ve önceki gün olan oldu.
Biri polis diğeri mübaşir iki “Gâvur” patlamada şehit düştü.

*  *  *

Elif Şirin isimli kadının bu sözleri tamamen kin ve nefret söylemidir.
Açıkça suç işlemiştir.
Peki sonrasında neler olmuş!
Kadın dün gazetecilere konuşmuş. Aynen şöyle diyor:
“O paylaşımı ben yapmadım. Twitter ve Facebook hesabım işyerimde sürekli açık ve 5-6 kişi tarafından aktif olarak kullanılıyor. Ben fark ettiğimde çoktan paylaşılmıştı ve düzeltmek için iş işten geçmişti. İşin bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemiştim. Konuyla ilgili düzeltme yapmak istedim. Avukatım da harekete geçti ama kimseyle konuşamadık. Açıklama yapıp kamuoyundan özür dileyeceğim.”
Bu iğrenç paylaşımı işyerinde kimin yaptığını da biliyormuş!
Kim?
Madem biliyordun sayfandan niçin kaldırmadın?

*  *  *

Sevgili okurlarım bu olay acı bir Türkiye gerçeğidir.
Hukuksuzluğun nasıl egemen kılındığının somut göstergesidir.
Bir şahıs sosyal medya hesabında böyle yüz kızartıcı zırvalar yazıyor.
Bu yazdıkları İzmir’de Demokrat İzmir gazetesi tarafından belgeleniyor.
Ben burada 18 Aralık tarihli yazımda işin üzerine gidiyorum.
Belki başkaları da gitmiş olabilir, o konuda bilgi sahibi değilim...
Yani iş medyaya yansıyor.
Ama anlaşıldığı kadarıyla işin üzerine ne polis gidiyor, ne de savcılık.
Kendisine “Gel bakalım hanımefendi, açıkça suç işledin. Bu kin ve nefret söyleminin hesabını ver” diyen hiçbir makam yok.

*  *  *

Bunları, kim olduğunu bilmediğim o kadının üzerine gitmek için söylemiyorum. Ortada ciddi bir suç belirtisi var ama devlet ve yargı bunu önemsememiş.
Oysa hoşlarına gitmeyen bir söylem paylaşıldığında başkaları derhal gözaltına alınıyor, hatta tutuklanıyor.
Adamına ve söylemine göre muamele!
İşine geliyorsa üzerine gidip mahvet, işine gelmiyorsa görmezden gel!

*  *  *

Kadının savunması ve bu doğrultuda okuduğu masallar da ilginç!
Durumu fark ettiğinde iş işten geçmişmiş!
İşin bu kadar büyüyeceğini tahmin edememişmiş!
Şimdi kamuoyundan özür dileyecekmiş falan filan!

*  *  *

İşte size ülkemizde hangi kafaların egemen kılındığının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin nerelere sürüklendiğinin somut örneği.
Hiç utanmadan, hiç sıkılmadan İzmir’de patlama olmadığına üzülen, bu kentimizi ve dolayısıyla insanlarını düşman olarak görüp “Gâvur” olarak niteleyen kafalardan sadece biri!
Hem de çoluk çocuk sahibi bir kadın!
Bu kafaları kimler, hangi iktidarlar gübreleyip yeşertti de piyasaya sürdü!
Kimler?