Sevgili okurlarım, Meclis’te önceki gün Enerji Bakanlığı bütçesi görüşülüyordu.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’le Enerji Bakanı Berat Albayrak arasında bir “Okul tartışması” yaşandı...
Ve Türkiye’deki Fetullah okulları bir kez daha gündeme gelmiş oldu.
Berat Bey Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı.
Özgür Özel şöyle dedi:
“Sayın Bakan, Fetullah cemaatinin okullarında burslu olarak okumuştur...Eğer şu anda Bakan olmasaydı, ülkenin en kudretlisi olarak gördüğü kişinin yanında ve damadı olmasaydı, tek suçu o okullarda okumuş olan yüz binlerce kişi gibi örneğin memuriyetten ihraç edilmiş, hapishaneye atılmış olacaktı...”

* * *

Bu kez kürsüye Berat Albayrak çıktı ve şunları söyledi:
“Evet, ben cemaat okullarında okudum ama burslu değil...35 yıl içerisinde cemaatin yüzlerce okulunda okuyan yüz binlerce, milyonlarca gençten biriyim. Ama beni öyle bir ana baba yetiştirdi ki, aklımı hiçbir zaman bir beşere (kula) kiraya vermedim. Hiçbir zaman inandığımdan geri durmadım. Bu ülkede o okullarda okuyan ama FETÖ’cü olmayan, aklını kiraya vermemiş olan yüz binlerce gencimiz var.”

* * *

Bakan Bey doğru söylüyor. Fetullah cemaati Türkiye’nin dört bir yanını ilkokuldan üniversiteye kadar binlerce eğitim kuruluşuyla doldurmuştu.
Sayısı bilinmiyor ama bu irili ufaklı her cinsten okullarda ve üniversitelerde en az bir buçuk milyon kişi okudu.
Bu rakama Fetö’nün dershanelerini ekleyin, sayı daha da artacaktır.

* * *

Evet, Berat Albayrak kendini Meclis kürsüsünde savunurken böyle söylüyor, “Okullarında okudum ama ben aklımı onlara kiraya vermedim” diyor.
Kendisini hiç tanımıyorum, ancak bu savunmasına saygı duyuyorum.
Peki ama başkalarının durumu nedir?
Örneğin bizim gazetemizin sahibi Burak Akbay!..
Gazetecilikten başka hiçbir işi olmayan genç bir patron...

* * *

Fehmi Koru isimli bir dedikodu yazarı, günün birinde ona korkunç bir iftira attı:
“Burak Akbay cemaatin okullarında okumuştur!”
Oysa eğitiminin bütün aşamaları bu iftiradan sonra açıklık kazandı.
Okuduğu okullar belli, FETÖ ile uzaktan yakından ilgisi yok. Üniversite tahsilini ise İsviçre’de yapmış.
Her birinin diplomaları
ortada...
Bu çamur atma olayının üzerine bizim iktidar çevreleri ve yandaş medya balıklama atladı...
Ve korkunç bir yalanlar kampanyasıyla birlikte Burak Akbay ve bizim gazete de, FETÖ’cü ilan edildi!
Bu saldırılar halen devam etmekte.

* * *

Burak Akbay’ın kimliği, Sözcü’nün yayın politikaları belli. Saklısı gizlisi yok.
Sadece kendi adıma söyleyeyim, nice yazılarım nedeniyle Fetullah ve Zaman gazetesi beni mahkemeye verdiler.
Fetullah o dönemde güçlüydü, burnundan kıl aldırmazdı.
Açtıkları her davaya gazetenin sahibi kimliği ile Burak Bey’in de ismini dahil ederlerdi...
Bütün davaları, hem de o en güçlü oldukları dönemde reddedildi.
O halde birisi bize söylesin!
Biz bu heriflerle yıllar boyunca bire bir boğuşup üzerlerine giderken nasıl FETÖ’cü imişiz?

* * *

Bir yanda Enerji Bakanı Berat Albayrak hem de Meclis kürsüsünde “Bu ülkede onların okullarında okumuş ama FETÖ’cü olmayan yüz binlerce gencimiz var, aklını kiraya vermemiş insanlarımız var” diyor ve kendisini böyle savunuyor.
Hak veriyorum, saygı duyuyorum.
Mutlaka dediği gibidir ve öyle olmasını dilerim.
Ama öbür yanda ise tablo çok farklı...
FETÖ’cü olduğu iddiasıyla suçlanan, aranan, hatta savcılık tarafından hakkında yakalama kararı çıkarılmış insanlarımız da var...

* * *

Peki Burak Akbay gibilerin hakkını ve hukukunu bu memlekette kim koruyacaktır?
Bir dedikodu yazarı ortaya bir iftira atacak ve hepimiz o doğrultuda suçlanacağız!
Hırsızlığı, yolsuzluğu, vurgunu, herhangi bir üçkağıtçılığı olmadığı devletin ilgili kuruluşları tarafından belgelenen bir gazete patronunun hayatı böyle iftiralarla kaydırılmak istenecek!
Enerji Bakanı Berat Albayrak kendisini böyle savunurken, günün birinde fırsat bulursa belki bunları da düşünür.
Söz konusu olan sadece kendisi değildir.