Sevgili okurlarım, Türkiye’nin önümüzdeki haftalarda ana gündeminin ne olacağını eğer merak ediyorsanız, size hemen söyleyeyim!..
Enflasyon, işsizlik, dövizin giderek değer kazanması, bütçe açıkları, iç ve dış borçların dayanılmaz yükü, yolsuzluklar, siyasi kavgalar falan olacağını sakın ola ki zannetmeyin.
Bunlar da olacak ama gündemin bir numarası şimdiden belli:
Rıza Zarrab olayı.
Kimdir bu adam, geçmişi nedir, inanın ki onu bile doğru dürüst bilemiyoruz.
33 yaşında bir uyanık!..
Milyarlarca dolarla oynayan yetenekli ve nitelikli (!) bir iş adamı.

* * *

İsmi AKP iktidarının en üst düzeydeki bazı bakanlarına verdiği bol kepçe “Hediyelerle (!)” gündeme gelmişti.
Türkçede buna “Rüşvet” diyoruz.
Olaylar açığa çıkıp belgelendikten sonra, isimleri bu skandala karışan dört adet Bakan Bey iktidar partisinden şutlandı ve bir daha milletvekili yapılmadı.
Başka bir deyişle, hediyeleri veren ve kısa bir süre tutuklu kalan Rıza elini kolunu sallaya sallaya gezerken, fatura o dört kişiye ve bir de Halkbank Genel Müdürüne kesildi.
Ancak onların arasında yargılanıp ceza alan hiç kimse olmadı.
Rıza’yı ve Bakan Bey’leri Türkiye’de acaba kimler, niçin koruyordu!..

* * *

Üstelik bizim uyanık Rıza’nın marifetleri bu kadarla kalmamıştı.
ABD’nin İran’a uygulamakta olduğu ekonomik ambargoyu çeşitli yöntemlerle deldiği ve bu yolla hem İran’a, hem de kendisine milyarlarca dolar kazanç sağladığı iddia ediliyordu.
İsmi uzun süre gündemde kalan, ancak hiç konuşmayan Rıza, günün birinde ABD’de ortaya çıkıvermesin mi!..
Neden, niçin, niye!..
Hiç kimse bilmiyordu ve anlamak mümkün değildi.
Acaba Türkiye’de tehdit mi edilmişti, can güvenliği tehlikede miydi, bilinmiyordu. Kendisine şantaj mı yapılmıştı, yani niçin ABD’ye gitmişti?
Oysa Türkiye’de siyasi iktidarın bütün maddi ve manevi gücü onun arkasındaydı.
Bu güvenilir limanı terk edip ABD’nin anaforlu sularına girmiş olmasının nedenini kimse anlamadı...

* * *

Ve günün birinde ABD’den yayılan bir haber gündemin göbeğine pat diye düştü.
Rıza mart 2016’da Miami’de gözaltına alınıp tutuklanmıştı.
ABD yasalarına göre işlediği iddia edilen suçlar çok ağırdı:
- Uluslararası bankacılık sisteminde sahtekârlık yapmak ve bu amaçla örgüt kurmak.
- Kara para aklamak ve bu amaçla şebeke kurmak.
- Ambargoyu delerek ABD devletini dolandırmak.
- Teröre finansman sağlamak.
Bunlar hele ABD yargısı açısından yenilir yutulur suçlamalar değil...
Ve aradan yaklaşık bir buçuk yıl geçti, Rıza ABD hapishanesinde zor durumda.

* * *


Gazeteci ve bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ben bu konuyu anlamış değilim.
Kimsenin de anladığını sanmıyorum zira bu aşamada ilginç gelişmeler yaşadık.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Rıza davasında rol alan Amerikalı savcılar hakkında soruşturma başlattı. Savcıların onu suçlamak için kullandığı belgelerin sahte olduğu açıklandı.
Böyle bir soruşturmanın sonucu ne olur, nasıl olur, bunu anlamaya bizim gibi sıradan vatandaşların hukuk bilgisi yeterli olmaz.

* * *

Ama bu aşamada kafalara takılan başka sorular da var:
- Rıza Türkiye’de rahatça, krallar gibi yaşıyordu. Ona dokunan yoktu. Peki ama günün birinde ve durup dururken ABD’ye niçin gitti?
- Giderken, orada tutuklanma olasılığı olduğunu bilmiyor muydu? Suçlamalar ABD yasalarına göre çok ağır. Böylesine uyanık geçinen bir adamın böyle bir riski göze almamış olması mümkün mü? O halde niye gitti?
- Cezaevi koşullarının çok ağır ve acımasız olduğu kesin. Bu durumda elbette ki tek amacı bir an önce tahliye edilmek. Tahliye edilmenin tek yolu ise ABD yargısıyla işbirliği yapıp “İtirafçı” olmak, karıştığı, yaşadığı ve tanık olduğu bütün olayları tek tek anlatmak. Bunu yaptığı takdirde Türkiye’de iç siyaset sallanacak, kıyamet kopacak. Rıza acaba kendi kıçını kurtarmak için ötecek ve bildiklerini anlatacak mı? Temel soru bence bu.
- Bir başka soru, eğer ötmezse ne olur? Paçayı kurtarır mı? Bu sorunun yanıtını da bilmiyoruz.

* * *


Türkiye gündemi önümüzdeki haftalarda çok ilginç olaylarla dolu olacak ve bu sıralamada bir numarayı Rıza Zarrab davası alacak.
33 yaşında, milyarlarca dolarla oynamayı başarmış, Türkiye’yi parmağında oynatmış uyanık bir İranlı!
Neler olacağını hep birlikte göreceğiz.