Sevgili okurlarım, Suriye’de her gün askerlerimiz boş yere ve bir hiç uğruna şehit oluyor.
Şehit sayısı 70 oldu.
Yaralı askerlerimizin sayısını bilmiyoruz. Onların durumunu da bilmiyoruz. Hastaneye kaldırıldıktan sonra neler olduğu meçhul!
Bizim hükümetten ise Suriye konusunda tık yok.
Her gün her konuda ahkâm kesenler, gece gündüz ekranlara çıkıp nutuk atanlar, iş Suriye’ye gelince mutlak sessizliğe bürünmek zorunda kalıyor.

*  *  *

İş bu kadarla da bitmiyor, dahası var.
Suriye savaşı için bugüne kadar yüz milyonlarca dolar para harcadık. Dört milyona yakın Suriye vatandaşını besliyoruz.
Askerlerimiz o yabancı topraklarda savaşıyor.
Bu işlerin toplam maliyeti milyarlarca dolar.
Bu bedeli biz Türk vatandaşları ceplerimizden ödüyoruz. Vergilerimiz oralara gidiyor.
Bu rezaletin parasal bedeli ne kadara ulaştı?
Hükümetten yine tık yok!

*  *  *

Dünya liderimiz Recep Tayyip Bey bugün Bahreyn, Suudi Arabistan, Katar gezisinde...
Üç adet İslamcı yönetim.
Baskı ve diktatörlükle yönetilen üç ülke.
İslam, din iman falan değil, üçü de hırsızlar ve vurguncular ülkesi...
Dünya liderimiz her birinden ayrı ayrı istekte bulunacak:
“Suriye bizi batık duruma getirdi, paralar suyunu çekti. Aman abiler referandum öncesinde bize acele para!..”
Zaten önlerine gelen her ülkeden, yabancı kurum ve kuruluştan para istiyorlar.
İşte, giriştikleri Suriye rezaletinde ülkemizin içine düşürüldüğü küçültücü durum.
Referandumda “Evet” oyu vermeyi düşünen vatandaşlarımız acaba bunları da düşünür mü!

*  *  *

Burada açıkça söylüyorum...
Bu bir vatan savaşı değil.
Vatanımıza Suriye Devleti’nden gelen bir saldırı, bir tecavüz olmadı.
Bunun bir mezhep savaşı olduğunu Mısır’daki sağır sultan bile biliyor.
Tayyipgiller iktidarının Sünnilik savaşı!
Mehmetçiğin birbiri ardına şehit düştüğü El Bab denilen yerin neresi olduğunu bu işler olmadan önce bileniniz, duyanınız var mıydı?
Yoktu.
Şimdi duymuş olduk, önemseyen var mı?.. Bunun bir vatan savaşı olduğunu iddia edecek bir kişi var mı?
Herhalde hükümet dahil yoktur!
Zaten olsaydı önce bizim hükümetten, dünya liderimizden ses gelirdi.

*  *  *

Adına Ortadoğu bataklığı denilen bu pislik çukuruna tarih boyunca adımını atıp da başarıyla çıkan bir tek ülke bile olmadı.
Evet, tarih boyunca böyledir.
Dünya devleri bile bu pislikte boğulup kaldı.
İşte şimdi görüyoruz, bu bataklıkta ABD, Rusya, Türkiye, İran, adına ÖSO denilen Özgür Suriye Ordusu, IŞİD, PKK, PYD, aklınıza kim gelirse var.
Buna ÖSO’yu besleyen iki adet hırsızlar ülkesini, Suudi Arabistan ve Katar’ı da ekleyin.
Biz bu bataklıktan nasıl çıkacağız, kendimizi nasıl kurtaracağız?

*  *  *

Suriye pisliğine Esad’ı devirmek (!) için bulaştık. Oluk gibi paralar harcadık. Sonuç ortada.
Şehitler veriyoruz.
Canımız pisi pisine, bir hiç uğruna toprağa uğurladığımız o gencecik, pırıl pırıl vatan evlatları için yanıyor. Son olarak Rusya onları vurdu, 2015 yılında düşürdüğümüz uçağının ve Ankara’da öldürülen büyükelçisinin intikamını aldı.
Her gün nutuklar atıp “Eyy falanca, eyy filanca” diye bütün dünyaya posta koyanlar şimdi ağızlarını açıp konuşamıyor.

*  *  *

Türkiye Cumhuriyeti bu iktidar tarafından, hem de göz göre göre bir bataklığa sürüklendi.
Ama gelin görün ki Esad yerinde duruyor.
Bu sorumsuz iktidara sorulacak soru şudur:
Bu işe girmekle Türkiye olarak biz ne kazandık?
Hiçbir şey kazanmadık.
Her şey zarar hanemize yazıldı.
Bizi yönetenler de zaten bu sorunun altında eziliyor. O kadar ki, TRT dahil yandaş medya, örneğin Rusya tarafından şehit edilen askerlerimizin haberini sayfalarında ve ekranlarında veremedi!
O kadar zor durumdalar ki, bu gerçeklerin ağırlığı altında eziliyorlar!

*  *  *

Suriye olayı Tayyipgiller iktidarının baştan sona uğramış olduğu bir ağır hezimettir.
Balıklama daldılar, şimdi nasıl çıkacaklarını bilmiyorlar.
Çok şehit verdik, daha nicelerini vereceğiz.
Milyarlarca dolar harcadık, kumbaraya para atmayı
sürdüreceğiz.
Utandık, daha da çook utanacağız.