Sevgili okurlarım, laiklik anayasamızın en önemli maddelerinden biri. Laiklik her şeyimiz.
Uygarlığın ve çağdaşlığın simgesi.
O kadar ki, cumhurbaşkanı bile o makama seçildiğinde, Meclis kürsüsünde “Laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma...” diye namusu ve şerefi üzerine yemin ediyor!
Aynı yemini bugünkü dünya liderimiz de etmişti, herhalde unuttu gitti!
Türkiye’de bir süredir olanları hep birlikte hayret ve ibretle izlemeyi sürdürüyoruz.
Din ticareti ve din sömürüsü aldı başını gidiyor.

* * *

İş o boyuta vardı ki, şimdi nikah kıyma yetkisi imamlara verilmek üzere. İlgili yasa kısa bir süre sonra AKP ve onun küçük ortağı MHP’nin oylarıyla Meclis’te kabul edilecek.
Böylece toplum bir kez daha bölünmüş olacak.
Örneğin kamuda işe alınma sınavlarına girenlere sorulacak:
- Evli misin?
Yanıt evet olursa bir soru daha sorulacak:
- Nikahını kim kıydı?
Evlendirme memurunun kıydığını söyleyen kaybedecek, imamın kıydığını söyleyen kazanacak ve işe alınacak.

* * *

Bu işin Türkçesi, Medeni Kanun’la kazanılan haklar çöpe atılacak.
Mecelle, fıkıh ve Osmanlı’nın din kanunları 1926 yılında kaldırılmış, Medeni Kanun kabul edilmişti. İmam nikahları artık geçerli olmayacaktı.
Medeni Kanun Atatürk döneminin dört dörtlük eserlerinden biridir.
İlk resmi nikah 14 Ekim 1926 günü kıyıldı.
Aradan tam 91 yıl geçti, gericilik bu kez nikah masalarında hortlatılacak.
Bu iktidar acaba medeni nikahın hangi zararını, hangi sakıncasını gördü ki şimdi imam nikahını yeniden getirmeye kalkışıyor?
Bu sorunun bir tek yanıtı var:
Din sömürüsü ve toplumun din duygularını gıdıklamak.

* * *

Din ticaretinin ve din sömürüsünün hangi kurumlarda hangi boyutlara ulaştığını bugün sizlere iki fotoğrafla göstereyim.
İlki, İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Cemil Boz’un makam odası.
Şu manzaraya, arkasındaki tablolara bakınız!

15szt05b_ant_ist_izm_ank_trb_yeni_siyahi

Arapça mıdır, Farsça mıdır, Osmanlıca mıdır, ne olduğunu anlaşılmayan yazılar, harfler...
Bir tek Türkçe yazı yok.
Ayıptır be...
Bu şahıs İstanbul’da çok önemli. Gençlik ve sporla ilgili her yetki, harcanan yüz milyonlarca lira onun emrinde.
Bu kafalar sadece İstanbul’u değil Türkiye’yi yönetiyor, daha fazla ne demeli!

* * *

Öteki fotoğraf Bursa Uludağ Üniversitesi’yle ilgili.

a

Önümüzdeki günlerde bu üniversitede bir şahıs, dinci bir vakıf adına konferans verecekmiş!
Takkeli, çember sakallı bir hocaefendi...
Konusu “Günümüzde genç olmak!”
Kampus alanı bu şahısla ilgili duyurularla doldurulmuş durumda. Salona getirilen gençlere neler söyleyeceğini, nasıl propaganda yapacağını tahmin ediyorum.
Bir dinci vakfın devletin üniversitesinde ne işi vardır?
Orası yoksa medrese mi olmuştur?
Uludağ Üniversitesi’nin başında olan, üniversitenin salonlarını İsmail Ağa cemaatine veren şahıs Cumhuriyet’in rektörü müdür, yoksa medrese müdürü müdür?
Bakalım yaşadıkça daha neler neler göreceğiz!