Sevgili okurlarım, son günlerde neler olduğunu, neler yaşadığımızı kısaca anımsamakta yarar var. Ama unutmayalım, tablo neresinden bakarsanız bakın, çok onur kırıcı.
Dünya liderimiz birkaç hafta önce ABD gezisine çıkmıştı. Washington’da onun da bulunduğu bir ortamda, farklı fikirleri paylaşan kişiler gösteri düzenledi.
Gösteri Washington Büyükelçimizin rezidansı (konutu) önünde yapılıyordu. Bir yerde Tayyipçiler, öbür yanda ise Tayyip karşıtları.
Yaklaşık 100 kişilik bir topluluk...
İki taraf sokakta ağız dalaşına girdi, sonra sıradan bir kavga oldu...
Ve o güne kadar sanırım hiçbir ülkede görülmemiş olan bir manzara ortaya çıktı.
Rezidansın bahçesinde bulunan cumhurbaşkanlığı korumaları sokağa çıkıp Tayyip karşıtlarına saldırdı.
Kavga bu kez o iki kesim arasında devam etti. İkisi ağır 11 gösterici yaralandı...
Sonra Amerikan polisi yetişip tarafları ayırdı.

*  *  *

Bu olay ABD medyasında büyük tepki yarattı zira böyle bir şey ABD tarihinde ilk kez oluyordu.
Bir yabancı ülkenin cumhurbaşkanı korumaları sokakta olaylara karışmıştı.
İşin içinde onlar olmasa Amerikan polisi hepsini toplayıp gözaltı işlemi uygulayabilirdi. Ancak yapabildiği tek şey bizim korumaları sokaktan rezidans bahçesine sokmaktı ve o gerçekleşti.
Korumaların hepsi dokunulmazlık sahibiydi.
Bu kavga olayına tepki veren sadece ABD medyası değildi. ABD Hükümeti de olanları açık bir biçimde kınadı.

*  *  *

Dün medyaya haberler düştü...
ABD Kongresi bir karar almış ve göstericilere karşı sokakta şiddet uygulayan bizim cumhurbaşkanlığı korumalarını kınamış.
Temsilciler Meclisi’nde oturuma 397 üye katılmış ve tasarı oybirliği ile onanmış.
Kararda Türkiye için çok acı ve ağır suçlamalar var:
“Türkiye Cumhurbaşkanlığı’nın silahlı korumaları silahsız göstericileri dövmüş, tekmelemiş, boğazını sıkmıştır.
Bu, acımasız bir saldırıdır.
Bu olaya neden olan, yönlendiren ve emir veren her Türk güvenlik yetkilisi ABD yasalarına göre resmen suçlanmalı ve yargılanmalıdır.”

*  *  *

Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan ise “Saldırının sorumlusu sadece Türk Hükümeti’dir. Ankara bu korkunç olayın sorumluluğunu kabul etmeli ve özür dilemelidir” diyor.
Peki bunca ağır suçlamaya karşın biz ne dedik? Dışişleri Bakanlığı açıklama yaptı:
“ABD yasama organlarının bu adımları yapıcı değildir. Bu, Türkiye ile ABD arasındaki ittifak ve ortaklık ruhuna da aykırıdır!”
Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu günden bu yana saygınlığını hiçbir zaman böylesine yitirmemiş, bu durumlara düşmemişti.
Başkaca bir tık yok!

“Bizimkiler (!)”


Sevgili okurlarım, burada birkaç günden beri ısrarla yazıyorum ve anlatmaya çalışıyorum...
Katar ile Türkiye’de birileri arasında özellikle Türk kamuoyu tarafından hiç bilinmeyen bir takım “Gizemli” parasal ilişkiler var.
Bu ilişkilerin üzerine gidilmeli, bu karanlık bilmece mutlaka çözülmeli.
“Bizimkilerin” Katar bankalarında ve onların yurtdışına yayılmış olan finans şirketlerinde milyarlarca dolar parası var.
Katar bu paraları çalıştırıyor, bizimkilere çok büyük miktarlara ulaşan faiz ödüyor.
“Bizimkiler” ihtiyaç duydukça oradan para istiyor...
Ve bizim ödemeler dengesinde görünmeyen, Merkez Bankası tarafından bile bilinmediği öne sürülen bu kara paralar Türkiye’ye getiriliyor.

*  *  *

İşin Türkçesi şu:
“Bizimkiler” avanta, ihale, rüşvet ve yolsuzlukla elde ettikleri kara paraları, bir yerlerde tutmak zorunda.
Bundan önceki süreçte işin en temiz yolu bu paraları sır saklayan “İsviçre bankalarında” tutmaktı. Ancak İsviçre bu konuda su koyuverdi, bankalarına istiflenen gizli paraların sahiplerini açıklamaya başladı...
Dolayısıyla kara para piyasasında İsviçre, güvenilirliğini yitirdi!
Bu durumda devreye Katar ve Suudi bankaları ve finans kuruluşları girip İsviçre’den kaynaklanan boşluğu doldurdu.

*  *  *

Şimdi şu tabloya bakınız!
Bu hırsızların ülkeleri bir yanda Müslümanlıktan dem vurur, öbür yanda ise hırsızlık, yolsuzluk, avanta ve rüşvet paralarının kendi kurumlarında aklanmasını sağlar...
Ve bunu yaparken bile kendi paylarını cebe atar!

*  *  *

Hükümet ve Meclis’teki AKP çoğunluğu önceki gün ilginç bir kanun çıkardı...
Şimdi Katar’a üç bin Mehmetçik gönderilecek.
Ne işi var bizim askerimizin Katar’da?
O hırsızların, o din tüccarlarının korumalığına mı soyunacak?
Katar’ın başıbozuk ordusunu Mehmetçik mi koruyacak?
Bu kararın alınması da ilginçti! Meclis’te 100. sırada bekleyen Türkiye-Katar anlaşmasının görüşülmesi, verilen bir önergeyle öne çekildi ve AKP oylarıyla kabul edildi.
Jet hızıyla, yangından mal kaçırır gibi!..

*  *  *

Türkiye ile Katar arasında bir şeyler var. Bizler tarafından çözülmesi, ya da kanıtlanması mümkün olmayan ucu paraya dayalı karanlık ilişkiler önümüzde dağ gibi durmakta.
Para deyince küçümsemeyin, hafife almayın.
Milyarlarca dolar dönüyor.
Bu emme basma tulumbayı hem “Bizimkiler”, hem de Katar dibine kadar kullanıyor.
Şimdi haklı olarak soracaksınız “Bizimkiler kimdir?” diye...
Bilseniz dudağınız uçuklar.
CHP bu işin üzerine Meclis’te gidip bilmeceyi çözmelidir.
Bugünlük benden bu kadar!