Sevgili okurlarım, dünyanın her ülkesinin herkes tarafından bilinen belli bir saygınlık düzeyi vardır. Bu konuda bilimsel bir sıralama yapıldığı takdirde örneğin Sudan, Etiyopya gibi ülkeler en alt sıralarda yer alır.
Bunlara Somali, Bangladeş, Libya, Yemen gibi nice ülkeleri eklemek mümkün.
Alt sıralarda yer alanların çoğu, ne yazık ki İslam ülkeleri.
Şimdi bu ülkelere Türkiye de eklenmiş durumda.
Elbette onlarla aynı düzeyde değiliz ama bütün dünyada saygınlığımızı yitirdiğimiz bir gerçek.
Bir de bunların tam tersi durumdakiler var.
Saygınlık düzeyi yüksek olanlar, sözü geçenler...
Akla ilk gelen doğal olarak, başta Almanya olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri...
Ve Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya, Kanada, Çin, ABD, Rusya...

* * *

Dünya haritasını gözünüzde bir canlandırın, saygınlık düzeyi yüksek olan bir tek İslam ülkesi bile görmeniz mümkün olmayacak!
Gerçi Katar, Suudi Arabistan gibi bazıları aşırı zengin!..
Petrolden kazandıkları paraların haddi hesabı yok ve har vurup harman savuruyorlar.
Ama onları hırsızlar yönetiyor.
Petrolleri olmasa çöllerin ortasında hep birlikte açlıktan sürünüyor olacaklardı.

* * *

Evet, İslam ülkelerinin çoğu, hele petrolü olmayanlar bu açıdan acınacak durumda...
Üstelik bunların önemli bir bölümü terörle yaşıyor, teröre bulaşık.
İnsan hakları, fikir ve ifade özgürlüğü, bağımsız yargı, laiklik, demokrasi falan derseniz, hemen hiçbirinde bulamazsınız!
Bu kavramlar oralarda hiç yoktur.
Üzerine sefaleti, hırsızlığı, yolsuzluğu, sömürü çarkını, din kurallarını da ekleyin, karşınıza çıkan tablo korkunçtur...

* * *

Şimdi gelin, Türkiye’nin dünyadaki “Saygınlık düzeyini” birkaç güncel örnekle test edelim.
15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün darbe girişimine tanık olduk.
Örgütün elebaşı belli...
ABD’de yaşayan ve adına Fetullah denilen sümüklü vaiz!
Bizi yönetenler bu adamın ABD tarafından iade edilmesini istiyor. Hükümetin bakanları bile oraya koltuklarında dosyalarla defalarca gidip bu isteği yinelediler...
Ve bu konu Türkiye’de defalarca dillendirildi.
ABD’den tık yok!
Fetullah’ın iade edilmeyeceği kesinleşti.
Bizim iktidar da bu durumu anladığı için, artık bu konudan söz etmiyor, edemiyor!
Üstelik ABD bu konuda bizimkilere herhangi bir yanıt da vermiyor, evet veya hayır demiyor.
Saygınlığımız olsaydı elbette iade edilir, en azından yanıt verilirdi.

* * *

Bir başka örnek... Fetullah’ın emrindeki yan kuruluşlardan çok sayıda eleman ABD’ye kaçtı. Tam kadro orada yaşıyorlar.
İmamları, gazetecileri, askerleri, bürokratları, akıl hocaları vesaire...
Hepsi hakkında Türkiye’de verilmiş tutuklama kararları var.
Fakat gelin görün ki bir tanesi bile iade edilmedi.
Bundan sonra onların da edilmeyeceği belli oldu.
“Saygınlığı” olan bir ülkeye bu yapılır mı!

* * *

Üçüncü bir örnek... 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında çok sayıda Türk vatandaşı çeşitli Avrupa ülkelerine kaçtı ve sığınma istedi.
Bunun ilk örneği Türkiye’den kaçıp Yunanistan’a helikopterle sığınan pilotlardı.
Yunan hükümeti bunlar hakkında Yunan yargısının kararı olduğunu, dolayısıyla hiçbirinin iade edilmeyeceğini resmen bildirdi.
Sadece onlar değil, Almanya, İskandinav ülkeleri ve Fransa başta olmak üzere çok sayıda FETÖ’cü oralara sığınmış durumda.
İçlerinde siviller var, hatta general rütbesi taşıyanlar var.
Biri bile iade edilmedi, bundan sonra edilmeleri de beklenmiyor...
Bunun gerekçesi olarak “Sizin yargınız bağımsız değildir, emirle karar vermektedir” deniliyor.

* * *

Alman hükümeti, Almanya gezisinde konuşma yapmak isteyen Tayyip Erdoğan’a izin vermedi.
Bizim Aile Bakanı Fatma Betül Sayan’ı Hollanda polisi sınır kapısından geri çevirdi, ülkesine almadı. Hanımefendi kös kös geri döndü!
Hollanda’yı ziyaret etmek isteyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na Hollanda hükümeti “Gelme” dedi. Gitseydi ülkeye alınmayacak ve başka bir rezalet patlayacaktı.
Birazcık saygınlığımız kalmış olsa bunları yapabilirler miydi!

* * *

Bu iktidarın hayatı bütün dünyaya, komşumuz olan ve olmayan bütün ülkelere, NATO, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlara posta koymakla geçti ve geçiyor.
Şimdi sadece üç adet çıkarcı dostları kaldı:
Katar, Filistin ve Malezya!
Tepe tepe kullansınlar, hayrını görsünler!

* * *

O beğenmedikleri, adını ağızlarına bile almak istemedikleri Mustafa Kemal Atatürk dönemine ve sonrasına bir bakın...
Ve günümüzle kıyaslayın!
Neresinden baksanız tablo utanç verici.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bu durumlara hiç düşürülmüş müydü!
Evet mi, hayır mı!