Yaşadığı bazı olaylar nedeniyle emekli bankacı vatandaş Hikmet Bey’in tepesi atmış ve bana bu mektubu yazmaya karar vermiş.
Bazı günlerde siyasetsiz yazı yazmak gerek! Bu bayram gününde siyasetsiz ve hoş bir konu olması nedeniyle kullanıyorum, sizlere iyi bayramlar diliyorum.
Emekli bankacı Hikmet Bey mektubuna telefon numarasını da eklemiş. Aradım, konuştuk... Bir konuya kafasını fena halde takmış, üzerine ısrarla düşmüş ama sonuç alması mümkün olmamış.
Ben yine de onun soyadını vermiyorum, nedenini yazının sonunda anlayacaksınız. İşte o mektup:

*  *  *

“Sayın Çölaşan şimdi size anlatacağım olay tam Aziz Nesinlik bir şey.
Uydudan yayın yapan 20’ye yakın TV kanalında ağrı kesici kremden ayakkabıya, baldan cinsel içerikli ilaçlara, büyü ve sihir bozan dua muskasına kadar her şeyin pazarlaması yapılıyor.
Bu sahtekarlar yanlarına sözüm ona bazı şarkıcılarla türkücüleri de alıp, sanatçı geçinen bu hokkabazlarla birlikte millete tuzak
kuruyorlar.
Bu sanatçı bozuntuları söz konusu bal ve kremleri öyle ballandıra ballandıra anlatıyorlar ki, eminim siz bile görseniz çifter çifter sipariş verirsiniz.
Üç türkücü ekrana çıkıyor, hele biri yaşına başına bakmadan ve utanmadan balları yiyip “Ben hayatımda böyle nefis bal yemedim” diyor.
Ardından Latif D. soyulmuş muzların üzerine balı boca edip yumuluyor, öyle ki hepsinin ağzından bal damlıyor.
Pazarlamacı ekranda boğazını yırta yırta “Altı kutu bal, iki kutu krem ve türkücü İzzet A.’nın kol saati 99 liraya” diye bağırıyor.
Kol saati argoda af buyurun sokma, kandırma anlamında kullanılır.
Bu sahtekarlar kendilerini uyanık sanıyorlar ama hepsi süzme salak.

*  *  *

Bir yıldır bacaklarımda geçmeyen ağrılarıma (!) iyi gelir diye bir krem siparişi verdim. Geldi, kullandım ama hiçbir faydası yok.
Şimdi yüzde bir milyon iade garantili ürünü iade etmek için ne sipariş verdiğim 0212 945 40...ne de şirkete ait 0212 645 20...no’lu telefonlara ulaşamıyorum.

*  *  *

Yaşadığım ilçedeki tüketici hakem heyetine gittim, “Ürünü açmışsınız o yüzden iade etme hakkınız yok” dediler.
Kaymakamlık makamına dilekçe yazıp bıraktım, oradan savcılığa geldim. Dilekçemi savcı beyin önüne koydum. Okuduktan sonra “Bundan bir şey çıkmaz” dedi.
Sebebini sordum, “Bu dolandırıcılık değil, sen sulh hukuk mahkemesine dava aç” diye yol gösterdi.
Teşekkür edip soluğu sulh hukuk mahkemesi kalem müdürünün yanında aldım. Durumu anlatınca müdire hanım “En iyisi siz bir hukukçuya danışıp gelin, biz bilemeyiz” deyince, “Hanımefendi ben malmüdürlüğüne mi geldim, siz bilmezseniz kim bilecek” diye sormak zorunda kaldım.
Müdire hanım mal kelimesini yanlış anlamış olacak ki “Ne diyorsam sen onu yap, daha fazla uzatma” diyerek bana bir güzel fırça çekti.
Hakim beyin odası nerede ona sorayım dedim “O hakim sürüldü, başka hakim de bu davaya bakmaz” dedi ve adliyeden ayrıldım.

*  *  *

Eve gelir gelmez RTÜK’e dilekçe yazdım.
Dedim ki “Siz ne işe yararsınız, vatandaş sahtekarlar tarafından göz göre göre soyuluyor. 20’ye yakın kanalda dolandırıcılar yanlarına aldıkları bir takım sanatçı bozuntularıyla halka gaz verip aldatıyor.
İşin en acısı dinci kanallarda bile cinsel krem pazarlanıyor.
Bu öyle bir mucize krem ki, erkeklik organına sürülünce organı enine ve boyuna maşallah üç santim büyütüyor! Bu olay Müslüman bir ülkede sergileniyor.
RTÜK’e “Vay Müslümanların haline” diye yazdım.
Gelen cevapta “Sayın Hikmet Bey biz sadece ceza yazabiliyoruz. Kanal kapatma ve ürün yasaklama yetkimiz yoktur” deniyordu.

*  *  *

Emin Bey kafaya taktım bir kere, yoksa balataları yakacağım. Başbakanlığı aradım, sonra Gıda ve Tarım Bakanlığı’nı aradım.
“Biz ağızdan alınan ürünlere bakıyoruz. Siz Gümrük Bakanlığı’nı arayın” dediler.
Gümrük Bakanlığı’nı aradım. “Bu ürün ancak gümrükten kaçak geçtiyse bizi ilgilendirir. Siz en iyisi Sağlık Bakanlığı’nı arayın” dediler.
Sıra geldi Sağlık Bakanlığı’na. Son umut olarak orayı
aradım. Baktım onlar da hık mık ediyor.
Anladım ki bu ülkede bu dolandırıcılara dur diyecek bir merci yoktur.
“Bari bana başka bir yer gösterin. Mesela Yunanistan, Bulgaristan, Japonya veya başka bir ülke adı verin, oraya müracaat edeyim” deyince “Bize almış olduğun ürün ve kutusunu gönder” dediler.
Kanal isimlerini de istediler. Dediklerine göre RTÜK’ten yayın kasetlerini isteyeceklermiş. Kasetler ellerine geçince iftardan sonra “Büyütücü” kreme falan bakarlar, belki sipariş bile verirler!

*  *  *

Son olarak Sayın Numan Kurtulmuş’un makamını aradım. Kendisi ve danışmanları yerinde yokmuş. Sekreter biz yardımcı olalım deyince “Bak canım, Müslüman bir ülkede, hele böyle mübarek Ramazan ayında dinci televizyonlarda cinsel içerikli kremler pazarlanıyor ve bunlar hiçbir işe yaramıyor” deyince kızıp telefonu yüzüme kapadı.
Son olarak Meclis Başkanı’nı aradım. Meğer telefonu değişmiş, şimdi bir milletvekiline aitmiş.
O da bana “Bu konu çok ciddi, şimdi biz bir rapor hazırlayıp Meclis gündemine taşıyalım” dedi!
Sonuç olarak bacak ağrılarıma iyi gelir diye getirttiğim bu krem hiçbir işe yaramadı!
Emin Bey bütün ümidim sizde. Bu konuyu çözerseniz siz çözersiniz. Yoksa rahat etmeyeceğim.
Bizim hanım evde “Sen keçileri kaçırdın” diye gözümün içine bakıyor.
Saygılarımla. Vatandaş Hikmet K.”

*  *  *

Emin Çölaşan’ın notu: Vatandaş Hikmet Bey’i böylesine sinirlendiren, parasını verip getirttiği halde hiçbir işe yaramayan ve kazıklanmasına neden olan kremin cinsel içerikli mi, yoksa bacak ağrıları (!) için mi olduğunu ben şahsen anlayamadım!
Mektubunda o bölümleri biraz kapalı geçmiş!
İyi bayramlar olsun.