Sevgili okurlarım, geçtiğimiz şu süreçte yaşananları kimse unutmasın. Bu süreç bir ibret belgesidir.
İktidar belediyelerinin elinde korkunç boyutlara ulaşan para vardı.
Bu paraları har vurup harman savurdular.
Nereye nasıl harcadıklarını hükümet hiçbir zaman sormadı. Özellikle CHP’li belediyelerin üzerine gönderilen müfettiş ordusu bunların üzerine asla gönderilmedi.
Kentler yağmalandı. İnanılmaz vurgunlar, yolsuzluklar ve usulsüzlükler yaşandı.
Bütün işler yandaş, partili müteahhitlere verildi, alımlar onlardan yapıldı.
Kendilerinden olmayan bir tek iş adamı ya da müteahhit bile aralarına girip küçük bir iş alamazdı.
Büyük kentlerimiz yağmalandı, ranta açıldı.
Bütün bu süreçte doğal olarak FETÖ’ye de, payına düşen, fazlasıyla verildi.

* * *

Şimdi iktidarın bazı belediye başkanları görevden alınıyor. İstanbul, Ankara, Düzce, Niğde, Bursa ve Balıkesir sessizce gittiler!
İçlerinden sadece Melih Gökçek “Emirle gidiyorum. Emir demiri keser” diyebildi.
Emir Recep Tayyip Bey’den gelmişti.
Peki ama görevden alınan başkanlara bu emri niçin verdi? Onları niçin uzaklaştırdı?
İşin püf noktası işte buradadır. Bu sorunun yanıtı verilemiyor.
Türk Milleti bu ilginç püf noktasını asla unutmamalıdır.

* * *

Evet, bu başkanlar niçin görevden alındı?
Bu konuda bir tek açıklama bile yok.
- Yolsuzluk mu yaptılar? Belediye kaynaklarını eşe dosta peşkeş mi çektiler?
- Yandaşları zengin mi ettiler?
- Milletin parasını çarçur mu ettiler?
- Başında bulundukları kentleri ranta ve yağmaya mı açtılar?
- Eğer toplum bu sorulara “Evet” diyorsa (ki denilmemesi mümkün değildir), o takdirde o başkanları yıllarca koruyup kollayan AKP hükümetlerinin, AKP iktidarlarının ve özellikle de dünya liderimizin bu olaylarda acaba hiç mi
hatası, payı ve sorumluluğu yoktur?
İktidara hesap sorulmayacak mıdır?

* * *

Şimdi bir şeyi kesinlikle iyi bilmek gerekiyor:
Bu yaşananlar bir süre sonra ister istemez unutulacak ve her şey aynen devam edecek! Yani düzen asla değişmeyecek.
Çok anlamlı bir atasözümüz vardır.
Eski hamam eski tas, sadece tellaklar değişti!
Tam da böyle olacak.

* * *

Bir şeye daha dikkat ediniz... Görevden uzaklaştırılan bu başkanlardan sonra yenileri geliyor, gelecek.
Onlar da AKP’li!
Onları seçecek olan AKP’li Belediye Meclisi üyeleri.
Hükümet onlara “Şunu seçeceksiniz” diye emir verecek, o kadar basit!

* * *

Eski başkanların çevresinde bir sürü yalaka güruhu vardı...
“Emret başkanım... Başkanım şu firma adamımızdır, ihaleyi onlara verseniz... En büyük sizsiniz başkanım, öl de vallahi ölelim!..”
Bu başkanlar gitti... Halk tarafından seçilmişlerdi, tepeden inme emirlerle hep birlikte şutlandılar.
Ancak bir ayıp ortada kaldı.
O yalakalar güruhundan ya da AKP’li Belediye Meclisi üyelerinden biri bile bu yapılanları protesto edip görevinden istifa etmedi...
Çünkü slogan hazır!
“Kral öldü, yaşasın yeni kral!”

* * *

Eski başkanlar şimdiden sudan çıkmış balığa döndü.
Altları boşalıyor...
Sadece altları değil, çevreleri de boşalıyor.
Yalnız adam olacaklar.
Onların çevresini kuşatan ve yıllarca iş bitiren yalakalar-yağcılar ordusu artık yeni gelen başkanların emrinde ve hizmetinde olacak...
Geçmişe sünger çekildi, geçmiş unutuldu...
Şimdi yeni krallara yanaşma dönemi başlıyor.

Adam gibi bir futbolcu


Sevgili okurlarım, günlerden 29 Ekim 2017, Cumhuriyet Bayramı. Karabükspor-Sivasspor maçı başlamak üzere. Maç öncesinde futbolcularla kamera önünde röportajlar yapılıyor.
Sivasspor’lu Ergin Keleş canlı yayında konuşuyor:
“Bugün söze futbolla başlamak biraz ayıp olur. Bugün, esareti kabul etmemiş bir milletin egemenliğini kayıtsız şartsız şekilde kendi ellerine aldığı, bunu da tüm dünyaya haykırdığı bir gün. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı büyük bir onur ve gururla kutluyorum.
Bu güzel günü bize armağan eden ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve bu vatan için mücadele vermiş bütün o güzel insanları özlemle, saygıyla ve rahmetle anıyorum. Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. Tabii ki bu maçı Sivasspor olarak biz kazanırsak mutlu olurum.”

* * *

Doğrusunu isterseniz Ergin Keleş’in ismini daha önce hiç bilmezdim.
Sözlerini duyunca, dün de medyada izleyince gururlandım...
“Bunca iktidar yağcısı, fırsatçı sporcu, sanatçı vesairenin arasında demek ki böyle onurlu, yurtsever futbolcular da varmış” diye düşündüm.
Adam gibi bir adam, adam gibi bir futbolcu.