Sevgili okurlarım, pazartesi gecesi oynanan Fenerbahçe-Anadolu Efes basketbol maçını izleme olanağınız olduysa mutlaka dikkatinizi çekmiştir.
Salonda ülkemizin iki seçkin kulübünün maçını izleyen binlerce seyirci var.
Hep beraber, binlerce ağız tarafından İzmir Marşı
söyleniyor:
“Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa...”
Sonra yine hep birlikte, kitleleri duygulandıran o bildik slogan atılmaya başlanıyor:
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz...”
Bizim ülkemiz işte bu...
Duyunca mest oluyorsunuz, “Türkiye işte bu” diyorsunuz.

*  *  *

Öbür yanda ise yılbaşı gecesi kayda alınan bazı görüntüler karşınıza çıkıyor.
Cüppeli, sakallı ve sarıklı bir takım tipler İstanbul Kadıköy’de kafeleri ve eğlence yerlerini gezip oturanlara telkinde bulunuyor:
“Burada içki içiyorsunuz. Yılbaşı Müslümanların günü değildir. Hazırlığımızı ahirete göre yapalım...”
10-15 kişilik çeşitli ekipler...
Sözcüleri ön safta...
Yanlarında ve arkalarında başkaları da var.
Örneğin dinci gazete ve televizyonların muhabirleri!
Oturanlar karşılık verse orada arbede çıkacak. Gelenlerin amacı da zaten bu...
Olay çıksın, küfürleşme ve yumruklaşma olsun, onlar da çekim yapsın... Ve ertesi gün medyalarında haberler yer alsın:
“Yılbaşı kutlayan alkollü küstahlar, masum Müslümanlara saldırdı.”

*  *  *

Şu rastlantıya bakın ki, cüppeli ve sarıklılar İstanbul turu atarken, bir süre sonra dinci teröristin biri gece kulübünü silahıyla basıp 39 masum insanı öldürüyordu.
Kimliği belirlendi ama ismi bu yazıyı yazdığım saatlerde resmen açıklanmamıştı. En azından biz bilmiyoruz.
Nereye kayboldu bu herif? Yoksa o birkaç saat içerisinde yurt dışına tüymeyi mi başardı?
Ya da bir yerlerde mi saklanıyor?

*  *  *

Şimdi bir tahminimi söylüyorum. Televizyonlarda boy gösteren terör uzmanı (!) falan değilim, bunları sadece vatandaş kimliğimle düşünüyorum:
Eğer bulunduğu yer keşfedilirse, polisle çatışmaya gireceği bence kesindir.
Böyle profesyonel tetikçiler kuzu kuzu teslim olmaz, kolayca ve çatışmaya girmeden yakalanmaz.
Türkiye’de bir süredir yeni bir uygulama başlatıldı.
Bu gibi terörist mikropların yeri belirleniyor. Polis bulunduğu yeri kuşatma altına alıyor, basında yer alan haberlere göre önce “Teslim ol” çağrısı yapıyor.

*  *  *

Ancak yine vatandaş kimliğimle anladığım kadarıyla bizim polisimiz biraz sabırsız!
Terörist direndiği takdirde (bazen de direnmediği halde) üzerine ateş açılıyor ve öldürülüyor.
Sonra açıklama yapılıyor:
“Etkisiz duruma getirilmiştir.”
Rus büyükelçinin cinayeti bu söylediklerimin en somut
örneğidir.
Büyükelçiyi öldüren katil polis herkesin kaçmasına göz yummuş ve binada tek başına kalmıştı. Yani neredeyse boş bir binada...
İstese tabancasıyla birkaç kişiyi daha vurabilirdi ama yapmadı...
Ve olay yerine yetişen polisler tarafından doğrudan öldürüldü.
Oysa sağ yakalanmış olsa konuşturulacak, ister istemez ötecek ve bazı şeyleri mutlaka itiraf edecekti.
Arkasında kimler vardır, ya da bireysel bir eylem midir... Herkes bilecek ve soruşturma o doğrultuda sürdürülecekti.

*  *  *

Katil polis orada sıkıştırılmış.
Elinde bir adet tabanca ve
eğer kaldıysa çok kısıtlı sayıda mermi...
Kuşatın orasını polis kardeşlerim, gerekirse biraz bekleyip herifin teslim olmasını sağlayın.
O soruşturma belki FETÖ’nün biraz daha çözülmesini sağlayacaktı ama olmadı, büyük bir fırsat kaçtı.

*  *  *

Şimdi yılbaşı gecesinin eli kanlı katili ne olacak?
Yakalama aşamasına gelindiği takdirde yine şöyle bir açıklama mı yapılacak:
“Reina olayı sorumlusu olan falanca şahıs polisimizle çatışmaya girmiş ve etkisiz duruma getirilmiştir.”
Lütfen biraz sabırlı olun, etkisiz duruma getirmeyin, sağ yakalamaya çalışın...
Çünkü bu iş çok önemli.
Türkiye’deki IŞİD’i bile çözebilir.

*  *  *

Terör olaylarını eli kolu bağlı izleyen hükümetin de artık alması gereken bazı dersler var.
Toplumu böldüler. Kendi yandaşlarına her konuda hoşgörüyle baktılar, karşıtlarını devlet gücüyle susturmaya, Atatürk’ü aşağılamaya kalkıştılar.
Rus büyükelçi öldürülmeden hemen önce Ankara ve İstanbul’daki Rusya ve İran diplomatik temsilcilikleri önünde yandaşlar günler boyunca kınama gösterileri yaptılar, slogan attılar.
Ankara’da İran büyükelçiliği önündeki gösteriler bizim de gözlerimizin önünde yapıldı.
Polis asla engel olmadı çünkü hükümetten “Eylemlerine göz yumun” diye emir gelmişti.
Nereden bilebilirdik Rus büyükelçisinin iki gün sonra bir polis tarafından öldürüleceğini...
Ülkemizi geren, toplumu birbirine düşüren, insanlar arasında ayrımcılık yapan ve terörün sorumlusu olan, bu hükümetin ta kendisidir.