Rengi pembe... Şeker pembesi mi diyorsunuz hani siz. Görünce insanın içini açan türden. Bir tarafına da çiçek resmi iliştirilmiş. Hem de sadece kadınlara özelmiş! Evde, işte, hayatlarının her noktasında arkalarını topladıkları erkeklerden ayrı, rahat rahat şehir içinde yolculuk imkanı veriliyormuş. On beş dakikayı da onlarsız geçirebilsinler şu cefakar kadınlar denmiş. Şa-ha-ne bir düşünce!.. Tabii bu düşünceyi saatler sonunda kendimi ikna için bizzat ben oluşturdum. Buna böyle inanmak akıl sağlığımı korumama yardımcı oluyor. Aksi düşünce şekli; yani bu uygulamanın alt metnini yüksek sesle dile getirmemin bir sonraki adımı, haydi benim gibi düşünenler hep beraber el ele psikiyatriye gidelim! Neyse, sağlıklı düşünceme geri döneyim ben…

Kadına bu kadar değer verilmesi, hem de benim kentim Malatyam'da! Koltuklarım kabardı. Gurur duydum. Cebime bir yere trambüsün resmini sokuşturup, aralarda çıkarıp göstermek istiyorum insanlara. "Bak gardaş, ne kadar ileriyiz biz." Çok ileriyiz hakikaten. Medeniyete giden yolun dışına çıkmayı geçtim, dönebileceğimiz son kavşaktan da o kadar ileriye geçmişiz ki neresinden döneceğiz, neresinden tutacağız bulamıyorum. Acaba bunun sebeplerinden bir tanesi de eğitim sistemimizdeki radikal değişiklikler olabilir mi? Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde 15 yılda bu denli milli eğitim bakanının değiştiği görülmemiştir. Diyebilirsiniz ki diğer ülkelerde de değişiklikler yapılıyor ancak oralarda yapılan değişiklikler bizdeki gibi din ağırlıklı olmuyor. OKS'si, SBS'si, TEOG'u vb...

GEREKSİZ KONULAR BUNLAR MI?!


Yapılmak istenen alıştıra alıştıra genç kuşakları laik eğitimden uzaklaştırmak mı? Hani derler ya güler misin ağlar mısın diye! Candan Milli Eğitim Bakanımız ne diyor; "En çağdaş ve bilimsel eğitimi veriyoruz." Hızını alamıyor ve ekliyor, yeni müfredattan sadece gereksiz konular çıkartıldı. Şöyle mi anlamalıyım? Yeni müfredattan Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet'in Kuruluşu ve Atatürk Devrimleri çıkartılınca gereksiz konular çıkarılmış oluyor, öyle mi? Sizler laik eğitimi bu denli kuşa çevirirseniz, toplumda sosyal olayların nerelere ulaşacağını da kestiremezsiniz. Burada amaç laik eğitimi kaldırarak din ağırlıklı bir eğitim getirmekse memleketim Malatya'daki gibi ayrışmalara hazırlıklı olmalıyız. Bir örnek vermek istiyorum. Bir milli eğitim müdürü, il içerisindeki okul müdürlerine bir genelge gönderiyor… Müfredat ve yeni programlar ile ilgili yenilikler... VAROLUŞ MÜCADELESİ olarak kabul edilmelidir. Yeni programlara karşı duruş olarak, tarafımdan algılanacağını yönetici arkadaşlar bilmelidir. Bu durumun, aramızdaki ahengi bozacağı unutulmamalı. Biz büyük bir aileyiz. Bu ailenin bireyi olmaktan ben de sizler gibi gurur duyuyorum. İşimiz, görevimiz gerçekten zor. Allah yar ve yardımcımız olsun. Allah'a emanet olun!" "VAROLUŞ MÜCADELESİ" Kim ve kimlere karşı neyin varoluşu? Eğitim kadrolarını 15 yılda tümüyle değiştirdiniz, atamalar liyakatli mi değil mi, ayırt etmediniz. Bunlar yetmiyormuş gibi var olan proje okullarının öğretmenlerini de rotasyona gönderdiniz. Çünkü anlayış şuydu, o okullarda üst düzey eğitim veriliyordu. Normal liselerdeki eğitimde eksiklikler ortadaydı. E o zaman, bunlarla birlikte eğitimin normal liseden bir farkı kalmadı ki! Bu yapılanları toplumdan kaçırmak için yeni bir şey söylenmeliydi. Söylenenler de seçmenin kulağına hoş gelmeliydi. TEOG kaldırılmalıydı. Ve Sayın Cumhurbaşkanı kalkacak dedi.

TEOG NEDEN KALDIRILIYOR?


Muhtemelen Sayın Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı da bunu televizyondan öğrendi. Merak ettiğim şu, bu sınavın yerine nasıl bir sistem getirilecek ve TEOG kaldırılırken uzmanların hazırladığı bir rapor var da buna dayanılarak mı kaldırıldı? Duyumlara göre, TEOG'un kaldırılması boşuna değilmiş. Bu yıl imam hatiplerin orta kısmı ilk mezunlarını verecekmiş. Geçen yıl imam hatip liselerinin 6. ve 7. sınıflarına TEOG Deneme Sınavı yapılmış, 400 puan geçilememiş. AKP'nin geçmişteki Milli Eğitim Bakanı Sayın Dinçer'e göre de TEOG kaldırılmamalı. Yine eski bakanın ifadesine göre, TEOG kalkarsa fen ve sosyal liseleri biter. Bu okullar yıllarca ülkenin gurur duyduğu çocuklar yetiştirdi. Gerçekten ülkeme bayılıyorum. Sayın Başbakan, TEOG konusunda çok bilgi sahibiymiş, sanki kendisi kaldırıyormuş gibi Urfalı seçmenlerine sesleniyor;
“Sevgili Urfalılar, artık liseye geçişte sınav yok. Yetti bu sınavlar. Bu sınavlar nedeniyle çocukların psikolojileri bozuldu.” Duyduğuma göre, bu esnada kalabalığın arasından bir anne bağırıyor; "Sayın Başbakan, iki yıldır maddi manevi neler çekiyoruz, siz bizim ve çocuklarımızın psikolojilerini hiç düşündünüz mü?" Tabii bu soru Başbakan'ın kulağına ulaşamıyor. Bitmedi, Sayın Milli Eğitim Bakanı da TEOG'un kaldırıldığını taksi durağında çayını yudumlarken açıklıyor! Sayın Bakan'ım size bayılıyorum ve Allah'tan tüm yetkililere de sizinki gibi yüksek heyecan diliyorum.

İŞTE ÜLKEM...


Şimdi diyebilirsiniz ki, köşe yazarlarının hepsi bu konuları yazıyor çiziyor, haberciler programlarda defalarca işliyor, sen yazsan ne olur yazmasan ne olur. Ama demeyin... Ben güzelim Anadolu'nun kentlerinden birinden, okuma yazması olmayan bir annenin çocuğuyum. Ve mesleğimde gelebileceğim en üst noktaya gelebildiysem eğer bunu bütünüyle laik, demokratik, Atatürk Türkiyesi'ne borçluyum. Ben bu Cumhuriyet'in ürünüyüm. Değerli okurlar; dersaneler kapatılmış, TEOG kaldırılmış olabilir. Ama " AİLE İÇİ EĞİTİM KURSLARI" sizin eseriniz olacaktır.

SON SÖZ: Laik hükümet kavramından dinsizlik çıkarmaya çalışan fesatçılara fırsat vermeyiniz. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK