15 yıllık AKP iktidarında değişen bakanların sayılarını unuttuk dersek yeridir… İlginç olan, her gelen yeni bakan kendine özgü birtakım değişiklikler yaptıkça eğitimin yavaş yavaş laiklikten uzaklaştığını görüyoruz...

Sayın Bakan; yeni müfredatı savunurken, “en çağdaş ve bilimsel eğitimi verdiklerini, gereksiz konuların da çıkarıldığını” ifade ediyor. Sayın Bakan; size göre müfredattaki fazlalıkların neler olduğunu açıklamanıza gerek yok. Tüm kamuoyu bu değişiklikle neyin amaçlandığını çok iyi biliyor. Fakat iddialı bir şekilde Sayın Bakan hızını alamayıp ekliyor “Atatürk’e dair öğretilmesi gerekip çıkarılan konu da yok” diyor.

Rahmetli İnönü olsaydı “Hadi canım sen de demez miydi?” Sayın Bakan laik demokratik Cumhuriyet’e inanan yurttaşların zekalarıyla alay etmeyin. Zira, Kurtuluş Savaşları, Cumhuriyet’in kuruluşu ve Atatürk devrimlerinin neden kuşa çevrildiği konusunu bile açıklayamadınız.

Öğrenmek istiyorum; laik eğitim sizi neden rahatsız ediyor? Yaptığınız bu değişikliklerle Cumhuriyet’in genetiğiyle oynadığınızın farkında mısınız? Bu yeni müfredatla laik eğitimin üzerine kâbus gibi çöküyorsunuz.

GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ

Beyler; bu genç beyinler aydın, uygar, sorgulayan ve araştıran bireyler bilimsel gerçekleri öğrenmeli. Siz yeni müfredatla ne yapmak istiyorsunuz? Tüm bunları bir kenara bırakıp, her şeyi kadın-erkek birlikteliğindeki ayrıntılara getiriyorsunuz.

• Nikahsız birliktelik
• Flört
• Ateistle evlenmeyin
• Temiz kadın, temiz erkek

Bu eğitim devam ederse, gençleri bir anda bilimsellikten uzak, Ortadoğu cehaleti içine atarsınız. Bunlar yetmiyormuş gibi, bu körpe beyinleri cihat, terör gibi kavramlarla doldurmaya çalışıyorsunuz.

Diyebilirsiniz; bu değişiklikler din adına çocukları bilgilendirmek için yapılıyor. Şunu iyi bilin ki; bu ülkede hiç kimse gençlerin dinlerini öğrenmelerine karşı değil. Bence de en iyi şekilde öğrensinler. Ama yetkin ve donanımlı din adamlarından…

Dini en güzel şekilde öğreteceğiz de “Bilim ne olacak?” Sorgulayan, araştıran gençliği bu müfredatla mı yetiştireceğiz? Sakın, bu çocuklar bu eğitimle çok iyi yetişecek ve bilimsellikte Batı’yı yakalayacak demeyin. Derseniz, komşu Feyza Hanım sorar. Matematik ve fen de yapılan uluslararası yarışmalar da neden yerlerde sürünüyoruz?

Bu gerçekler ortadayken, bu koşullarda eğitim gören gençler dünya ile yarışamazlar. Yaygın söylenti şu; bu eğitim ile iktidar kendisine destek yaratmak istemektedir.

TOPLUM İYİCE AYRIŞACAK…

Ülkeyi yönetenler; şu çok iyi bilinmelidir. İnançla modern eğitimi ayırarak yola çıkılmadıkça asla dünya liginde oynayamayız.

• Bu körpe beyinleri bilimden uzaklaştırmayalım.
• Gençlere hayal aşılayalım.
• Dini eğitim veriyoruz diyerek çocukların hayallerini ve ümitlerini yok etmeyelim.
• Neden İmam Hatipler tartışılıyor da matematik, fen tartışılmıyor demeyelim.

İslam’ın önünü açan Atatürk’ün Cumhuriyeti’dir. İslam ülkelerinin haline bakar mısınız? İslam dünyasının yıldızı Türkiye’yi, laik eğitimi reddederek yok etmeyelim. Bu ışık sönmemeli.

Körpe beyinleri din ağırlıklı bilgilerle doldurup bulandırırsak, bırakın bilimselliği zaten ayrışan toplumu iyice ayrıştırırız.

Anneler, babalar; bu müfredatla devam edilirse, çocukların eğitimleri size düşecek. “Ev okullarında” çocuklar size emanet. 385 yıl önce Galileo ne diyor?

“Eğer müspet bilimlerin getirdiği gerçekleri din kitaplarından öğrenmeye kalkarsanız, öğrenemezsiniz ve işin içinden çıkamazsınız.”

Yeni müfredatın açıklanmasından sonra genç bir annenin 9 yaşındaki evladına yazdığı mektubun bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Evladım, ben sana öğrenmen gereken her şeyi öğretirim. Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi ‘büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımı ile meydana gelir. Benim için senin kazanabileceğin en büyük başarı ise düzgün ahlaka sahip ve
eğitimli bir insan olman olacaktır.”

SON SÖZ: Eğitim gerçeklerin öğretilmesi değildir… Düşünmek için aklın eğitilmesidir. - Albert Einstein