Nasıl bir referandum olduğunu anlayan varsa beri gelsin. Meydanlar, sokaklar, resmi daireler “Evet”ler ile ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın resimlerini içeren büyük bez afişlerle dolu… Tüm devlet olanakları kullanıldığı gibi vaatler de havalarda uçuşuyor.
Bir konuyu anlamakta zorlanıyorum. Bu referandum sürecin de Sayın Cumhurbaşkanı’nı mı oyluyoruz, yoksa Cumhuriyet’in gelecek yüzyıllarını mı?
16 Nisan’da “Evet” çıkarsa Türkiye uçacakmış. Madem uçuracaktınız, 15 yıldır neden beklediniz? Sizler bu referandumla Sayın Cumhurbaşkanı’nı uçurmak istiyorsunuz.
Ülkenin büyükleri; kendinize gelin, bir yanlış anlama mı var? Bu bir seçim değil, bizler anayasayı oyluyoruz. Bırakın yol, köprü, Marmaray, havalimanlarını şu 18 maddeyi bize anlatın da, anlayalım. Meydanlarda, ekranlarda taslak ne içeriyor, ülke insanı için neler getirecek onu anlatın.
Anlatamıyorsunuz ve çok zorlanıyorsunuz.
Size hak veriyorum, zira, sunulan anayasa taslağında demokrasiye özgü hiçbir şey yok. Durup dururken, varsa Kılıçdaroğlu yoksa Kılıçdaroğlu… Sayın Kılıçdaroğlu’na yaptığınız hakaret dolu sözleri kabul etmek mümkün olmadığı gibi, dinlerken benim yüzüm kızarıyor. Bu hakaretleri yapanlar sokaklardaki insanlar değil. Bu ülkeyi yönetenler… Öğrenmek istiyorum, bu bir anayasa oylaması mı, yoksa Kılıçdaroğlu’nu mu oyluyoruz. Bunu bir açıklığa kavuşturun.

ERDOĞAN İLE YILDIRIM’I AYIRT EDEMEZSİNİZ

Muhtarlar için SGK primlerinin devletçe ödenmesi gerçekten sevindirici. Otobüs yolculuklarında verilen molalarda anons yapılır. Değerli yolcular, “çaylar şirketten” diye… Nereden aklıma geldi bilmiyorum, anlaşılıyor ki, “Evet” çıkarsa tüm ikramlar devletten olacak.
Cuma namazı çıkışlarında resimli “Evet” broşürleri dağıtılıyor. Yapmayın, günahtır, ayıptır… Aklınıza gelebilir, broşürde “Evet” yazıyor da resim kimin? Onu söylemem..
Türk büyükleri, geçmişi temcit pilavı gibi ısıtıp, ısıtıp önümüze getiriyorsunuz. Gardaşlar! Tarih yaşanmaz, örnek alınır..!
İlginç olan da yumuşak görünüşlü, sakin ve esprili Sayın Yıldırım gitti onun yerine bağıran, çağıran ve devamlı Sayın Kılıçdaroğlu’na hakaret eden bir insan geldi. Acaba Sayın Yıldırım kendine Sayın Cumhurbaşkanı’nı mı örnek alıyor?
Eğer televizyon ekranlarına bakmıyorsanız Sayın Erdoğan mı yoksa Sayın Yıldırım mı konuşuyor ayırt edemezsiniz.
Sayın Yıldırım’ın televizyon konuşmalarını dinledikten sonra, çoğu insan gibi “HAYIR”a olan inancım pekişti.
Danışmanlar; kendinize gelin. “Yeni bir devlet kuracağız” söylemiyle neyi amaçlıyorsunuz? Bu sizlerin kanaati mi yoksa…. Anadolu’da derler ki, “akıllı lafını başkalarına söyletir”. Zaten aklınız da olan başkanlığı da Sayın Bahçeli’ye söyletmediniz mi?
Ne kadar söylersiniz söyleyin bu bir sistem değişikliği değil, rejim değişikliğidir.

DİKKAT! BU BİR SEÇİM DEĞİLDİR…

Ey AKP’ye oy veren değerli yurttaşlar! Sizler 2002’den bu yana AKP’yi iktidara taşıdınız. Bir yurttaş olarak bunu saygıyla karşılıyorum. Yine tekrarlıyorum, bu bir seçim değil. Ülkenin geleceğini tanımlayan bir anayasa referandumudur. Bu taslak, demokratik hukuk devletini ortadan kaldırıp, tek adam rejimini tarif etmiyor mu?
İzin vermeyin; “HAYIR” deyin…
Hayır dediğiniz de parlamenter rejimi koruduğunuz gibi, Sayın Cumhurbaşkanı’nı da korumuş olacaksınız. “HAYIR” çıktığında değişen bir şey olmayacak. 2019’a kadar hem Sayın Cumhurbaşkanı, hem de Sayın Yıldırım görevlerinin başında olacaklar. Yapılacak seçimlerde yine partinize oy verebilirsiniz.
Kim ne derse desin, hakkını yemeyelim!
Sayın Erdoğan hem anakent belediye başkanlığında hem de Başbakanlığında ülkemiz için olumlu işler yapmıştır.
Ta ki…!
Özeti şu; “Evet” vererek sevdiğiniz insana zarar vermeyin. “HAYIR” çıkması, Sayın Erdoğan için de hayırlı olacaktır. Zaten konu Sayın Erdoğan’ın başkanlığı değil, ondan sonrasıdır..!
SON SÖZ: Bir siyasetçi gelecek seçimi, bir devlet adamı gelecek kuşağı düşünür. - James F.Clarke