En çok ihracat yaptığımız ülke kim? Almanya... Türkiye’ye Avrupa’dan en çok turist nereden geliyor? Almanya... Müşteri velinimettir derler ya, belli ki bizi ırgalamıyor. Peki, en çok gurbetçimizin yaşadığı ülke? O da Almanya...
Almanya’ya “faşist Nazi” demek iyi güzel de ilişkilerimizi bozup bütün bunları tehlikeye atacak kadar gözümüzü karartan ne? Fazladan üç-beş evet mi?
Ekonomi açısından bakarsak bu gelişmelerden kârlı çıkmamız olanaksız!
Almanya’yı da işin içerisine katıp Avrupa Birliği genelinde düşünelim. “Evet” çıkarsa muhtemelen 16 Nisan sonrası bir diğer referandumumuz Avrupa Birliği hakkında olacak. Çıkalım mı? Çıkmayalım mı? Girmediğimiz bir birlikten çıkmak için referandum yapmak ise tam bize göre bir iş!
Cumhurbaşkanı; “16 Nisan’dan sonra sürprizlerle karşılaşabilirsiniz, onlar da karşılaşabilir” diyerek işareti verdi. Uyuyamaz şimdi Avrupa Birliği! Bu kadar yüklenmeyelim gariplere... Yazıktır!
Güzel kardeşim, Avrupa’nın bizi Birliğe alacağı falan yok ama girsek de girmesek de hedefte Avrupa Birliği varken hiç değilse şirin görünmek için göstermelik de olsa bir sürü insani kuralını uygulamaya çalışıyorduk. Ciddi ciddi bizi Avrupa Birliği’ne alacaklarına inanan var mıydı?

Reis ne posta koydu ama?

OHAL ile hazır demokrasiden vazgeçmişken hızla dümeni farklı mecralara kırdık. Pusulayı iyice şaşırdık. Yalan mı? Türkiye Avrupa Birliği ile ikili anlaşmalar dâhilinde yaptığı tüm ihracatın yarısını Avrupa Birliği’ne yapıyor. Destekler alıyor, fonlarından yararlanıyor. İlişkileri kopartırsak bize bunun ekonomik olarak ne faydası olacak? Olmayacak!
Otomobilden beyaz eşyaya, tekstilden tarım ürünlerine açık ara en büyük mal ihracatını Avrupa Birliği’ne yapıyorken ilişkileri zedelemek bize nasıl bir avantaj sağlayacak? Gümrük duvarlarının hafif yükselmesi bile ekonomiye ağır hasar verir. Hadi hepsinden geçtim. Boğazımıza kadar borçlu bir ülkeyiz. Halen de borç arıyoruz. Bize borç veren kim? Kredilerimizin ve sıcak paranın menşei yine Avrupa Birliği’nin başını çektiği batı tayfası...
Avrupa Birliği’ni bir kalemde silip atarsan hikâye baştan yazılır. Dünyada tamamen farklı bir konuma yerleşirsin. Vay be, “Reis ne posta koydu” dersin ama kokar nefesin.
Bütün bunların sebebi ne? El âlemin ülkesinde milletin vergisiyle “evet” mitingi yapmaya çalışmak. Biraz akıl, biraz izan, biraz sağduyu yahu! Değer mi?