Televizyon açık... Haberleri dinliyorum... “Günümüz şehirleri insana huzur vermiyor. Beton, beton, beton... Orada ruh yok, orada huzur yok!” gibi bir şeyler söylendi... “Kim bu arkadaş, yeni mi işe başladı acaba?” diye döndüm bir baktım, Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyor. Şaka gibi...
Zira bu konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan olamaz... Ne yaptılar ona? Kaçırıp yerine başkasını mı koydular? Sesinin de tıpkısını yapmışlar. Nasıl ileri bir teknolojiye sahiplerse, görsen Tayyip Erdoğan dersin. Bir tek söylemleri tutmuyor.

* * *

Şahsen önceden de şüphelenmiştim. Çıkıp; “İstanbul’a ihanet ettik” falan demişti.
Yahu bildiğimiz Erdoğan değil miydi Gezi Parkı protestolarında “3-5 ağaç için gürültü kopartıyorlar” diyen? Betona direnen, ağaçları kestirmemek için direnen milyonlara “çapulcu” yaftasını yapıştırıp, vatan haini ilan eden.
Hatta hazır planları bile göstermişti... Ağaçları kesip Taksim’e AVM ve Topçu Kışlası yapacaktı. Nitekim İstanbul’da ne kadar deprem toplanma alanı varsa AVM yapılmadı mı?

* * *

Şimdi ne oldu? Tayyip Erdoğan, Gezici mi oldu? Adam hem ülkeyi yönetiyor hem de kendi kendine muhalefet yapıyor. Bariz “Muhalefet yapmayı sizden öğrenecek değiliz” diyor!
Yalnız bu muhalefet işini abartırsa kendine “istifa et” bile diyebilir. Ben size söyleyeyim 2019 seçimlerinde kendine, kendi bile oy vermeyebilir.

* * *

Göreve başlayalı 2 ay olsa neyse de, İstanbul’u ve ülkeyi aralıksız 23 yıldır yönetiyor. Öyle konuşunca bir an şüphelendim. O yapmadıysa bütün bunların sorumlusu kim! Yoksa ben miyim?
Tamam tamam itiraf ediyorum; Hatayı ben yaptım. Cumhurbaşkanı betona sinirlenmekte sonuna kadar haklı... Emri de ben verdim!

* * *

Hele “yeşillikleri artık sadece mezarlıklarda görebiliyoruz” deyince, yerin dibine girdim. Nasıl böyle bir hataya göz yumabildim?
Oysa ne kadar saklamaya çalışsam da gerçekler açığa çıktı. Her yere beton döktüğüm gibi bulduğum her alanı inşaat projeleriyle doldurdum. Sahil, mahil dinlemedim. Bir de kıyak olsun diye inşaat firmalarının vergi borçlarını sildim. Her şeyi ben mahvettim!

* * *

Lütfen özrümü kabul etsin... Zira Cumhurbaşkanı affedici bir kişiliğe sahip... Sultanahmet Camii silüetinin arkasından ucube gibi “onaltıdokuz” kulelerini diken eski arkadaşı Mesut Toprak ile küsmüştü.
Sonrasında da “Recep Tayyip Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi” yaptırdığı için barışmıştı. Bana da bir şans versin. Ağaç dikeyim. Bilmem kaç milyar ağaç dikilmişti onların yanına ekeyim. Sahi o ağaçlar nerede, hani? Kuruyup gitti mi?

* * *

Ülkede, Çevre Bakanı bile ne bakanı olduğunu unuttu, belediye başkanlarına, çevre faaliyetlerini bırakmalarını ve kentsel dönüşüm kapsamında kentleri inşaat alanına çevirmelerini bizzat söyledi. Bakan, 2030’a kadar deprem bekliyormuş! O zaman sahne, beton mikserlerinin, damperli kamyonların. Şov başlasın!
Benim korkum bu iş yine bize patlayacak. Onlar Fetullahçıydı, bizim gazete FETÖ’cü oldu. Şimdi onlar yeşilci biz betoncu olacağız, iyi mi?