Doları düşürmek için hiçbir şey yapılmadı demek haksızlık olur. Elimizden geleni ardına koymadık. Dünya üzerinde denenmemiş ne kadar yöntem varsa denedik.
Önce halka çağrı yaptık. Gitti olan dolarını bozdurdu. Dolarları yere attı. Üzerinde zıpladı. Bir grup daha da radikal bir çözüm üretti. Yırttı, parçaladı. Yırtmak da kesmedi, yaktı. Elde dolar kalmadı, gitti döviz bürosundan tekrar dolar alıp düşmesi için sümkürdü. Yapılanlar internette paylaşılıp emsal teşkil etmesi sağlandı.
Dolarını bozdurup dekontunu getireni bedava tıraş ettiler, ayakkabısını bedavaya boyadılar.
Sağlık Bakanı’ndan Turizm Bakanı’na, oda başkanlarından simitçiye alakalı alakasız herkes dolar hakkında demeç verip düşmesi gerektiği hakkında fikir birliğine vardı.
Başbakan; “Dolardan bize ne! Dolsa ne olur, dolmasa ne olur” deyip dalga geçti, herkes içinde küçük düşürdü! Yandaşlar; “Bize ne? Amerika düşünsün!” dediler, fena aşağıladılar.
Türkiye İstatistik Kurumu hesaplama metodolojisinde yaptığı değişikliğin ardından kişi başı gelirin 9.257 dolardan 11.014 dolara yükseldiğini duyurdu. Vatandaşın daha çok dolar satabilmesinin önünü açtı.
Cumhurbaşkanı 200 bin dolar bozdurduğuna dair dekontu Meclis’te Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a verdi, O uzaktan gösterdi. Görebilenlere sertifika verildi.
CNN’e eski kapalı çarşı esnafı yandaş yazarı ekonomist diye çıkardılar, önce bir 10 milyar dolar satarım, sonra bir on, bir on daha... Ver Allah ver dedi, Türkiye seyretti.
Cumhurbaşkanı; “Elinde silahı, bombası olan teröristle elinde doları, avrosu olan terörist arasında amaç bakımından hiçbir fark yoktur” deyip doları olanı terörist ilan etti.
Merkez Bankası zılgıt yememek için çaktırmadan örtülü faiz artışı yaptı.
Türkiye’ye 120 milyar dolarlık yatırım her an girebilir, eli kulağında haberi yapıldı.
Saray’da dolar zirveleri toplandı. “Dolar 3 lirayı geçmez” diyen Cumhurbaşkanı başdanışmanları bakanlara ve Merkez Bankası’na ne yapmaları gerektiğini anlattı.
Suçlu Amerika ilan edildi. Suçlu İngiltere ilan edildi. Suçlu İsrail ilan edildi. Suçlu Türkiye’yi kıskananlar ilan edildi. Suçlu dış mihraklar ilan edildi. Suçlu üst akıl ilan edildi. Bir türlü ekonomi yönetimine sıra gelmedi.
Türkiye’ye iki milyon dolarlık yatırım yapana vatandaşlık verileceği söylendi. Suriyeliler 20 bin dolar alıp vatandaşlıktan çıkmaya çalıştılar.
Eh, daha ne yapalım? Gerisi de artık biraz nasip, kısmet işi... Bizi seviyorsa düşer, düşmezse zaten hiç sevmemiştir.