Ekonomimizi batırmak suretiyle Türkiye’yi ele geçirmeye çalışanlar kim? Şüphesiz yabancılar! Öyleyse bu yabancılar bizim düşmanımız. Türkiye’ye karşı komplo kuruyorlar. Devlet büyüklerimizin konuşmalarından yola çıkarsak özellikle AKP’ye karşı bir tutum içerisindeler.
Gerçekten öyle mi? Sayılar yalan söylemez. Siz sayıları değiştirip yalana çevirebilirsiniz. Öyleyse bu riski de ortadan kaldıralım. Merkez Bankası verilerini kullanalım.
Ne yapmış bu AKP’nin ekonomi yönetimi “suç bende değil” mesajı vermekten başka? Yemiş, içmiş, tüketmiş Türkiye’yi borç batağına saplamış. Bunu bankalar vasıtasıyla toplumun bütün bireylerine yaymış.
Bakın; Türkiye’nin AKP İktidarı döneminde verdiği cari açık 500 milyar dolar... Yani dışarıdan aldığımız ile sattığımız arasında oluşan fark... Peki deftere yazdırarak bu kadar açık yaratılmaz. Nasıl kapatmışız bu açığı?
Yabancıları buyur etmişiz, şirketleri, bankaları satmışız, yatırım yaptırmışız. Ne kadar? Yaklaşık 175 milyar dolar... Bu para Türkiye’ye gelmiş ama kazandığı para da kâr transferi adı altında Türkiye’den gidecek. Nitekim gidiyor.

Bağlanmışız göbeğimizden


Başka? Biz yüksek faiz veriyoruz, hisse senetlerimiz ucuz, getirin paranızı Türkiye’ye siz de kazanın demişiz. Portföy yatırımı adı altında 160 milyar dolar para var şu an Türkiye’de... Son üç yıldır zararda oldukları için de kolay kolay çıkıp gidemiyorlar. 2013 yılında 1.80 seviyesinden dolarını satıp yatırım yapan bir yabancı, neye parasını koysa, doları bugünkü fiyattan geri aldığı anda zararda...
Fakat esas kalem bize borç olarak verdikleri para... Yaklaşık 300 milyar dolar borcun altına imzamızı atmışız. Bu saydıklarımın hepsi AKP döneminde Türkiye’yi adres bellemiş yabancılar.
AKP öncesi döneme de bir göz atalım. Merkez Bankası’nın 1975 itibarıyla tuttuğu çetelede görünen cari açık rakamı AKP’ye kadar 40 milyar dolar. 28 yılda... 500 milyar nere, 40 milyar nere?
Sonuçta ne oldu? Her sene en az 170 milyar dolar vadesi gelen dış borç yenilemesi ve 40 milyar dolar cari açık finansmanı ile göbeğimizden dış sermayeye bağlı hale geldik. Kredi kartı limiti de doldu... Minimumu ödeyerek idare etmeye çalışıyoruz.
Yabancı yatırımcılar da haklı olarak; “Biz para akıtırken bu ülke böyle değildi. Ülke ters yöne saptı!” tadında ufaktan tedirginler. Fırsatını bulan kaçıyor.
Sen yıllarca milyar dolarları tatlı tatlı ye, bitir, yenisi gelmeyince de Türkiye düşmanları deyip çıkıver işin içerisinden. Düşman teorisini ciddiye alıp inanan ülkenin yarısından fazlası olunca kime ne anlatacaksın?